İşte size oradan yazıyorum. Kapım ardına kadar açık, etraf günlük güneşlik... Işık içinde, pırıl pırıl, güzel bir çam korusu karşımda... Ufukta Küçük Alplerin tepeleri beliriyor. Çıt yok. Ancak uzaktan uzağa bir kaval sesi, lavantaların arasından bir çalı kuşunun ötüşü, çıngırak sesi... Artık nasıl olur da ben sizin o gürültülü ve karanlık Parisinizin hasretini çekerim?
İşte size oradan yazıyorum. Kapım ardına kadar açık, etraf günlük güneşlik... Işık içinde, pırıl pırıl, güzel bir çam korusu karşımda... Ufukta Küçük Alplerin tepeleri beliriyor. Çıt yok. Ancak uzaktan uzağa bir kaval sesi, lavantaların arasından bir çalı kuşunun ötüşü, çıngırak sesi... Artık nasıl olur da ben sizin o gürültülü ve karanlık Parisinizin hasretini çekerim?
Küçükken okumuştum. Okurken sıkıldığımı hatırlıyorum.
Edebiyat dersinde okurken hocaya yakalandığımı ve kitabımı kaptırdığımı hatırlıyorum, yer yer sıkıcıydı ama genel olarak akıcı bir kitap.
Fransa 'nin şatafatlı , gösterişli , burjuvazi kesimin yaşamını bir kenara bırakıp Provence'deki eski bir değirmene yerleşerek köylülerin , fakir insanların yaşamlarından kesitler sunulduğu , samimi bir dille yazılmış hikayelerden oluşan Alphonse Daudet'nin özelliklere çocukların mutlaka okuması gereken kitabı. Daudet'nin kitabı hala Fransa da okullarda zorunlu şekilde okutulur. Oldukça canayakin hikayeler ile kırsal kesimin yaşamı gözler önüne serilir. Fransa denilince aklımıza gelen her türlü burjuvazi , lüks yaşam hiçe sayılıp "kıyıda kalanlar" bize aktarılmış. Dili zaten sade ve anlaşılır bir kitap olması itibariyle mutlaka kütüphanemizde yer almalı , çocuklara , gençlere okutulmali.