ORTA YAŞLI BİR BİR BEY, için berbere gitmiş. Berberin koltuğuna oturur oturmaz sormuş: Usta söyle bakalım, saçımıza düşen aklar çok mudur, az mıdır? Berber, umursamaz bir tavırla cevap vermiş: Eh işte beyim, şöyle böyle ağarmış amma pek fazla sayılmaz. Bu cevap beyin merakını daha da arttırmış: Yahu, benim yaşım daha kırk bile değil. Ağarmışsa, üç beş tel anca ağarmıştır diye düşünüyordum. Sen ise, şöyle böyle ağarmış dedin. Hele iyice bir bak, demiş. Berber, yine aynı umursamaz tavırla: Yahu beyim, bırazdan saçını traş edeceğim. O zaman önüne dökülür, sen de ak mı kara mı, görür anlarsın demiş.
ORTA YAŞLI BİR BİR BEY, için berbere gitmiş. Berberin koltuğuna oturur oturmaz sormuş: Usta söyle bakalım, saçımıza düşen aklar çok mudur, az mıdır? Berber, umursamaz bir tavırla cevap vermiş: Eh işte beyim, şöyle böyle ağarmış amma pek fazla sayılmaz. Bu cevap beyin merakını daha da arttırmış: Yahu, benim yaşım daha kırk bile değil. Ağarmışsa, üç beş tel anca ağarmıştır diye düşünüyordum. Sen ise, şöyle böyle ağarmış dedin. Hele iyice bir bak, demiş. Berber, yine aynı umursamaz tavırla: Yahu beyim, bırazdan saçını traş edeceğim. O zaman önüne dökülür, sen de ak mı kara mı, görür anlarsın demiş.