“Ve biz, at sırtında Orta Asya’dan
hicret eden yorgun bir kavimdik...
Kendisine yurt arayan bir aşirettik;
nihayetinde birkaç yüz çadırla Söğüt’e yerleştik.
Bizim hikâyemiz işte böyle başladı.
Çadırımızın direğini Söğüt’e diktik.
İplerinin çivilerini 3 kıtaya çaktık.”
Torunlarından olmakla kendimi “bahtiyar” hissettiğim ecdadımın, tek tek Ertuğrul Gazi’den Vahideddin Han’a hepsine teşekkür hisleriyle doluyum ve keşke hepsinin tek tek ellerini öpebilseydim, görebilseydim...
Ve fakat müsterihim:
“Cennet bunun için değil mi?”
“Ve biz, at sırtında Orta Asya’dan
hicret eden yorgun bir kavimdik...
Kendisine yurt arayan bir aşirettik;
nihayetinde birkaç yüz çadırla Söğüt’e yerleştik.
Bizim hikâyemiz işte böyle başladı.
Çadırımızın direğini Söğüt’e diktik.
İplerinin çivilerini 3 kıtaya çaktık.”
Torunlarından olmakla kendimi “bahtiyar” hissettiğim ecdadımın, tek tek Ertuğrul Gazi’den Vahideddin Han’a hepsine teşekkür hisleriyle doluyum ve keşke hepsinin tek tek ellerini öpebilseydim, görebilseydim...
Ve fakat müsterihim:
“Cennet bunun için değil mi?”
136 sayfa
2012 tarihinde, Babıali Kültür Yayıncılığı tarafından yayınlandı