Tuna Kiremitçinin yeni romanı, İkinci Dünya Savaşında İstanbula sığınarak hayatta kalmış bir kadın ile günümüz dünyasında yolunu bulmaya çalışan bir genç kızın dostluğuna kulak misafiri ediyor bizi.Ölümü bekleyen Rosella Galante ile genç Pelinin hayatları lüzumundan fazla medeni bir Orta Avrupa kentinde kesişir.Gönül yaraları ve geçmişteki acıların yanı sıra iki kadını bağlayan çok önemli bir şey daha vardır: Türkçe.Rosella ve Pelin, ikisi için de giderek ilginçleşen bir söyleşininiçinde bulurlar kendilerini. Bu aynı zamanda iki farklı kuşağın,iki farklı kadının ve iki farklı tahayyülün tanışmasıdır.
Tuna Kiremitçinin yeni romanı, İkinci Dünya Savaşında İstanbula sığınarak hayatta kalmış bir kadın ile günümüz dünyasında yolunu bulmaya çalışan bir genç kızın dostluğuna kulak misafiri ediyor bizi.Ölümü bekleyen Rosella Galante ile genç Pelinin hayatları lüzumundan fazla medeni bir Orta Avrupa kentinde kesişir.Gönül yaraları ve geçmişteki acıların yanı sıra iki kadını bağlayan çok önemli bir şey daha vardır: Türkçe.Rosella ve Pelin, ikisi için de giderek ilginçleşen bir söyleşininiçinde bulurlar kendilerini. Bu aynı zamanda iki farklı kuşağın,iki farklı kadının ve iki farklı tahayyülün tanışmasıdır.
güzel bir hikayeydi.
madam rosella ve matmazel pelin arasında ki sohbetler içten ve samimiydi.
annesini yaptığından ötürü suçlayan pelin, aynı şeyi yapıp kızı tarafından suçlanan anne madam rosella.
madam rosella yaşadıklarını matmazel pelin e anlatıyor.pelin ise annesini biraz olsun anlama fırsatı buluyor.
Çok başarılı buldum bu kitabı , genç ve yaşlı kavramının çok tatlı bir buluşmasını güzel bir şekilde aktarmış olduğuna inanıyorum.
Kitapta geçen ve benim de zaman zaman kafamda olan bir düşünceyi bu satırlarda görünce şaşırdım ve beğenerek diyalogu takip ettim. Bunu da paylaşmak isterim , belki hemfikir olanlar çıkar benimle ;
- Belki bir gün benim yaşıma geldiğinizde, şu anda unuttuğunuzu zannettiğiniz nice hatıra hafızanızın derinliklerinden fırlayıp ölü balıklar misali su yüzüne çıkacaklar. Sadece tasvirler de değil, sesler, kokular hücum edecek zihninize. Niye biliyor musunuz?
- Hayır, niye?
- Çünkü gelecek diye bir şey kalmamış olacak önünüzde. Mazide çoktan geçip gittiğine göre, kendinizi yeniden yaratmanızı bekleyen soluk gölgelerle dolu bir şimdiki zamanın içinde kalacaksınız.
Eğlenceli giden bir kitabın sonun havada kalması hiç hoş değildi. Yine de okunabilir bir kitap.
Kitap su gibi akıyor. Tek gecede 'Ne oldu la bu kadar mı?' diye bitiveriyor. Kitap başında Pelin'e biraz gıcık olsam da ilerleyen zamanlarda aşk hakkında düşündükleri beni gerçekten etkiledi.
Türk dizi ve filmlerinin bilinçaltıma işlemiş kısmı kitap boyunca devredeydi; Rosella Pelin'in annesi olabilir mi? Takip eden pastacı çocuk Rosella'nın oğlu mu? Yoksa Rosella sadece o çocuk için mi gazeteye ilan verdi? Ama sakin olun yok öyle şeyler. Düz bir kitap. :)
177 sayfa