İkinci kahvem gelince kulaklıkları cebimden çıkartıp Cerene uzattım. İki beyaz kordonun ucuna bağlı minik hoparlörleri eline aldı. En hayati iki iç organımı dışarı doğru çekip uzatmıştı sanki. Beyaz kordonlar, sinirlerimle birlikte gerilirken gülümsedi. Bu gülümseme, Cerenin cephaneliğindeki en etkili siilahtı.Ne bu?Benim bestem. İki tane. Stüdyoda kaydettik. Albüm çıkartmaya hazırlanıyoruz.Stetoskopla kalbimi dinlemeye hazırlanan bir doktor gibi kulaklıkları dikkatle kulağına yerleştirdi. Kalp atışlarımın hızlandığını hissettim. Mp3 çaları çalıştırdım. Bir sigara yakıp önüme bakarak bekledim. Biraz sonra kafamı kaldırıp yüzüne baktım. Sigaradan derin bir nefes çektim. Dumanı ağzımın içinde tutup Cerenin ağzından çıkan dumanları izledim. Sesim kulağındaydı. Şarkımı dinliyordu. Endere dinletirken hissettiğimden çok farklı bir duyguydu hissettiğim. Korku değil, utanç... Tarifsiz, derin ve yıpratıcı bir utanç... İlk şarkının ortalarında olmalıydı. Çok etkilendiğini açık eden samimi bir ifade vardı yüzünde. Bu o kadar içten bir bakıştı ki, utancım ikiye katlandı. Ağlayacak gibi oldum. Şarkıların nasıl ortaya çıktığını, daha doğrusu nereden çıktığını anlatmak istedim. Bir tek ona... Tüm ayrıntılarıyla...Beste yapmak için eve kapanan bir müzisyen, evden gelen tuhaf sesler, evin duvarındaki karanlık delik ve sahipsiz şarkılar... İlham perili bir evde geçen; yaratıcılık, esinlenme ve santaçı egosu üzerine bir psikolojik gerilim...Apartman Boşluğu, Hakan Bıçakçının dördüncü romanı, beşinci kitabı...
İkinci kahvem gelince kulaklıkları cebimden çıkartıp Cerene uzattım. İki beyaz kordonun ucuna bağlı minik hoparlörleri eline aldı. En hayati iki iç organımı dışarı doğru çekip uzatmıştı sanki. Beyaz kordonlar, sinirlerimle birlikte gerilirken gülümsedi. Bu gülümseme, Cerenin cephaneliğindeki en etkili siilahtı.Ne bu?Benim bestem. İki tane. Stüdyoda kaydettik. Albüm çıkartmaya hazırlanıyoruz.Stetoskopla kalbimi dinlemeye hazırlanan bir doktor gibi kulaklıkları dikkatle kulağına yerleştirdi. Kalp atışlarımın hızlandığını hissettim. Mp3 çaları çalıştırdım. Bir sigara yakıp önüme bakarak bekledim. Biraz sonra kafamı kaldırıp yüzüne baktım. Sigaradan derin bir nefes çektim. Dumanı ağzımın içinde tutup Cerenin ağzından çıkan dumanları izledim. Sesim kulağındaydı. Şarkımı dinliyordu. Endere dinletirken hissettiğimden çok farklı bir duyguydu hissettiğim. Korku değil, utanç... Tarifsiz, derin ve yıpratıcı bir utanç... İlk şarkının ortalarında olmalıydı. Çok etkilendiğini açık eden samimi bir ifade vardı yüzünde. Bu o kadar içten bir bakıştı ki, utancım ikiye katlandı. Ağlayacak gibi oldum. Şarkıların nasıl ortaya çıktığını, daha doğrusu nereden çıktığını anlatmak istedim. Bir tek ona... Tüm ayrıntılarıyla...Beste yapmak için eve kapanan bir müzisyen, evden gelen tuhaf sesler, evin duvarındaki karanlık delik ve sahipsiz şarkılar... İlham perili bir evde geçen; yaratıcılık, esinlenme ve santaçı egosu üzerine bir psikolojik gerilim...Apartman Boşluğu, Hakan Bıçakçının dördüncü romanı, be... tümünü göster
Başta biraz durgun gelse de gayet sürükleyici bir romandır. Hakan Bıçakçı'nın diğer romanlarına yönlendirir insanı.
Şizofreniyle gerçeklik arasında gelip giden bir kendini arama öyküsü.Yazarın güçlü ama yormayan tasvirleri ve araya serpiştirdiği okuyanı yakalayan tespitleri sayesinde de gayet başarılı bir kitap olmuş.
Biraz depresif olmakla beraber, anlatımını ve betimlemelerini sevdiğim bir kitaptı. Kelime oyunlarını ve iyi tespitleri sevenler için Hakan Bıçakçı'yı tavsiye ederim.
DİKKAT! Tam olarak spoiler içermese de içeriyor gibi de olabilir!
Kitapta karanlık bir hava var belki de sıkıntılı bir dönemde okuduğum için böyle geldi. Ama akıcı. Okumak isteyenlere tavsiye ederim ama illa okuyun diyemem. Bu okuduğum 2. hakan bıçakçı kitabı ikisinde de kitapta bir son bulamadım. Tamam bize bırakıp düşünmemizi istiyor belki ama seçtiği konular günlük hayatta rastladığımız şeyler değil ilginç şeyler kurgulamış neymiş bunun aslı diye okuyorsunuz ama kitap sanki 20. sayfadaymışsın gibi bitiveriyor. Resmen boşuna okunmuş izlenimi bırakıyor. Tam olarak ne anlattığını anlayan varsa ulaşıp anlatırsa sevinirim :)
255 sayfa