... Öte yandan, böyle bir kadına uygun düşen ve bütün görevi bu kadına uygun düşmek olan bir koca tipi de vardı. Böyle bir kocanın asıl görevi ebedi koca olmaktı yani o hayatı boyunca kocadan başka bir şey değildi. Böyle adamlar koca olmak için doğup büyürler, kendilerine özgü karakterleri olsa bile evlenir evlenmez karılarının tamamlayıcısı oluverirler. Bu tip kocanın en belirgin özelliği alnındaki madalyalardır. Boynuzlarının olmaması güneşin doğmaması demektir. Bu gerçekten habersizdirler, doğaları gereği habersiz olmak zorundadırlar.
... Öte yandan, böyle bir kadına uygun düşen ve bütün görevi bu kadına uygun düşmek olan bir koca tipi de vardı. Böyle bir kocanın asıl görevi ebedi koca olmaktı yani o hayatı boyunca kocadan başka bir şey değildi. Böyle adamlar koca olmak için doğup büyürler, kendilerine özgü karakterleri olsa bile evlenir evlenmez karılarının tamamlayıcısı oluverirler. Bu tip kocanın en belirgin özelliği alnındaki madalyalardır. Boynuzlarının olmaması güneşin doğmaması demektir. Bu gerçekten habersizdirler, doğaları gereği habersiz olmak zorundadırlar.
Başlangıcını pek sevemedim ama sayfalar ilerledikçe 2 erkek çekişmesi, Rusya'nın evliliğe, aşka bakışı, ihanet vs... kitapta anlatım tarzı güzeldi ama çok akıcı değildi.
Psikolojik çözümlemelerin ağır bastığı bir roman ve yine Dostoyevski.. 1800lerin 2. yarısında geçen romanda dönemin aile yaşantısı iyi işlenmiş.
Dostoyevski her eserinde insana ait bir sorunu zaman sınırlaması olmadan anlatıyor. Ebedi Koca eserinde de yine günlük hayatta karşılaştığımız tipleri bütün ustalığıyla dile getiriyor. Diğer eserleri gibi bu romanı da insanı anlamak için okunmaya değer. Bu nedenle Dostoyevski bu özelliği ile Sigmund Freud u en fazla etkilemiş edebiyatçıdır.
evli kadınlara duyulan güvensizlik ve yaşlı erkeklerin 14-15 yaşında kızlarla evlenme istekleri anlatılıyor.ahlak ve sınıf farklılıkları
açıkçası kitabı sevdim. yazarın yargılayıcı üslubuna ve kitaptaki tutarsızlıklara rağmen sevdim. dostoyevski'nin zayıf ruhlara olan takıntısını kabullendim sanırım. bu insanlar bizi kızdırsalar da 'yok artık' dedirtseler de dünyamızın bir parçası olmaya devam ediyorlar. o yüzden belki bu kitapları okusak ve sempati besleyemesek de biraz anlamaya çalışsak iyi olur diye düşünüyorum. kitabın dili hakkında diyecek pek bir şey yok. yazarın diğer kitaplarından çok da farklı bulmadım. keşke kurgu daha tutarlı olsaymış.
dostoyevski'nin herkesçe bilinen kitaplarının gölgesinde kalmış bir başka şaheser daha. sonunu getirene kadar kitabın kapağını kapatamadım.
aynı odada geceyi geçirdikleri anlar unutulmazların arasına girdi benim için.
Başlarda sıkıcı ve anlasılmaz ama devamı sürükleyici ve insanda merak uyandiriyor.
168 sayfa