Çocukluğu boyunca nükleer savaşla ilgili kâbuslar gören Marea, kronik depresyonun pençesinde, rüzgâra kapılmış savrulan bir yaprak gibi, yedi yıl tek başına dünyayı dolaşmıştır. 1975 yılında, otuzuncu yaş gününden kısa süre önce New Yorka geri dönen Mareanın tek isteği, sonunda bir yere demir atabilmek ve hayatını anlamlı kılmaktır. Mareanın babası Jonas Hoffman, Nazi Almanyasından sağ kurtulmuş bir nükleer fizikçidir. Manhattan Projesinde çalışmıştır. Hidrojen bombası konusunda, aile dostları Albert Einsteinla Jonas Hoffman arasında yaşanan şiddetli tartışmalar Mareada derin izler bırakmıştır. New Yorka dönüşünün ardından Marea aynı anda dört terapiste birden gitmeye başlar. Babasının günlüğünü bulması, bu saplantılı, çarpıcı ve sıra dışı genç kadının kendi kişisel mirasıyla yüzleşmesini sağlayacaktır. Bu yüzleşme aracılığıyla, Kate Wenner, atom bombasının korkunç sonuçlarını ve karşılıklı konuşma tedavisinin can damarı olan hikâyelerin gücünü büyük bir ustalıkla gözler önüne serer.
Çocukluğu boyunca nükleer savaşla ilgili kâbuslar gören Marea, kronik depresyonun pençesinde, rüzgâra kapılmış savrulan bir yaprak gibi, yedi yıl tek başına dünyayı dolaşmıştır. 1975 yılında, otuzuncu yaş gününden kısa süre önce New Yorka geri dönen Mareanın tek isteği, sonunda bir yere demir atabilmek ve hayatını anlamlı kılmaktır. Mareanın babası Jonas Hoffman, Nazi Almanyasından sağ kurtulmuş bir nükleer fizikçidir. Manhattan Projesinde çalışmıştır. Hidrojen bombası konusunda, aile dostları Albert Einsteinla Jonas Hoffman arasında yaşanan şiddetli tartışmalar Mareada derin izler bırakmıştır. New Yorka dönüşünün ardından Marea aynı anda dört terapiste birden gitmeye başlar. Babasının günlüğünü bulması, bu saplantılı, çarpıcı ve sıra dışı genç kadının kendi kişisel mirasıyla yüzleşmesini sağlayacaktır. Bu yüzleşme aracılığıyla, Kate Wenner, atom bombasının korkunç sonuçlarını ve karşılıklı konuşma tedavisinin can damarı olan hikâyelerin gücünü büyük bir ustalıkla gözler önüne serer.