Yazarınız 1814'ün olaylarla dolu bir sezon olacağına inanıyor, özellikle de bugüne kadar evlenmeyi düşündüğüne dair hiçbir işarette bulunmayan, Londra'nın en gözde bekârı Anthony Bridgerton için. Aslında neden evlensin ki? Söz konusu eksiksiz bir zampara gibi davranmak olduğunda, ondan daha iyisi bulunamaz...
Leydi Whistledown'ın Cemiyet Gazetesi, Nisan 1814
Ne var ki dedikoducu yazarımız bu defa yanılıyordu. Anthony Bridgerton sadece evlilik kararı kalmamış, bir eş adayı da seçmişti! Önündeki tek engel ise seçtiği kişinin ablası Kate Sheffield'dı - kendisi Londra balolarının o güne dek gördüğü en baş belası kişiydi. Nüktedan ve entrikacı Kate, bir yandan bu izdivacı engellemek konusundaki kararlılığıyla Anthony'yi deli ederken, diğer yandan çapkın vikontun erotik rüyalarının başmisafiri oluyordu. Genel inancın aksine Kate, zampara beylerin zamanla ıslah olup iyi birer koca olabileceklerine inanmıyordu ve Anthony Bridgerton da bu zamparaların arasında en ahlaksız olanıydı. Kate kız kardeşini korumaya kesin kararlıydı fakat kendi kalbinin korunmasızlığı yüzünden de endişe içerisindeydi. Ve Anthony'nin dudakları kendi dudaklarına değdiği anda, Kate ona karşı koyamayacağını anlayıp korkuya kapılmıştı...
Yazarınız 1814'ün olaylarla dolu bir sezon olacağına inanıyor, özellikle de bugüne kadar evlenmeyi düşündüğüne dair hiçbir işarette bulunmayan, Londra'nın en gözde bekârı Anthony Bridgerton için. Aslında neden evlensin ki? Söz konusu eksiksiz bir zampara gibi davranmak olduğunda, ondan daha iyisi bulunamaz...
Leydi Whistledown'ın Cemiyet Gazetesi, Nisan 1814
Ne var ki dedikoducu yazarımız bu defa yanılıyordu. Anthony Bridgerton sadece evlilik kararı kalmamış, bir eş adayı da seçmişti! Önündeki tek engel ise seçtiği kişinin ablası Kate Sheffield'dı - kendisi Londra balolarının o güne dek gördüğü en baş belası kişiydi. Nüktedan ve entrikacı Kate, bir yandan bu izdivacı engellemek konusundaki kararlılığıyla Anthony'yi deli ederken, diğer yandan çapkın vikontun erotik rüyalarının başmisafiri oluyordu. Genel inancın aksine Kate, zampara beylerin zamanla ıslah olup iyi birer koca olabileceklerine inanmıyordu ve Anthony Bridgerton da bu zamparaların arasında en ahlaksız olanıydı. Kate kız kardeşini korumaya kesin kararlıydı fakat kendi kalbinin korunmasızlığı yüzünden de endişe içerisindeydi. Ve Anthony'nin dudakları kendi dudaklarına değdiği anda, Kate ona karşı koyamayacağını anlayıp korkuya kapılmıştı...
Yorumlara dayanarak almıştım ama tam beklediğimi bulamadım.Bazı duyguları tam hissedemedim.
Seri muhteşem bir şekilde devam ediyor.Karakterlerin hepsini çok sevdim.Kesinlikle tavsiye ederim. :)
JQ'nin her kitabı gibi buda müthişti :) Bayıla bayıla güzelcee okudum ama hep diyorum benim favorim her zaman SON SÖZ AŞKIN :D
Sonunda muradıma erdimAnthonymi okuyup bitirdimTeklime ile muhteşemdiSerini en güzel kitabı olduğu kesinZaten merakla beklediğim kitaplardan biriydi uyuz epsilona kaldık böyle en son okuduk işte
Bir kere kitabın ön sözü muhteşemdi.Babalarının ölümü o kadar duygu yüklüydü ki yani ruhsuz duygusuz ben bile etkilendimAile ilişkilerinin bu kadar güzel anlatıldığı bir kitap daha okumadım ben.Çok komikti evet ama komikliğinden kat kat daha fazla duygusallık içeriyordu.Daha ön sözde bile yazar okuyucuyu duygusallığa sürüklemiş.Anthony ile babasına olan düşkünlüğü Kate'in annesini kaybettiğinde yaşadıkları.Bu olaylara bağlı korkular çok güzeldi.
Kitaptan biraz bahsetmek lazım:) herzamanki gibiAnthony'nin babası genç yaşında arı sokması yüzünden ansızın ölüyor ve bu durum Anthony'de bi nevi travma gibi birşeye neden oluyor.Oda tıpkı babası gibi genç yaşında ölüp gideceğine kendini inandırıyor(ki bu inancı yüzünden okurken kafasını duvara duvara vurup aklını başına getirmek istediğim çok oldu) ve bu yüzden de bir gün ansızın evlenmeye karar veriyor.Çünkü evlenmeden varisleri olsun istiyor.Tabiki bu evlilikteki en önemli kural.Aşık olmamak.
Kate ise çok güzel olmayan kızımız 21 yaşında ve evde kalmış gözüyle bakılan biri çünkü güzel olmadığı ve durumları iyi olmadığı için kimse onunla ilgilenmiyor.Bir üvey kardeşi ve birde üvey annesi var ama araları çok iyi:)Üvey kardeşi çok güzel herkes onun peşinde tabi evlenmeye karar veren zamparamız Anthony'de onun peşinde:)Tabi bu durum ne kadar böyle devam eder orasını okuyunca anlarsınız
Bazı sahnelerde gülmekten öldüm.Koskoca Vikont Anthony köpek kovaladı:)Masanın altında yakalanma kısmı da çok komikti.Kriket oyununda gülmekten öldüm.Pembe kriket sopası süperdi.Hele o siyah sopaya verilen isime bittim Ölüm Sopası:)Fırtına sırasında ki masa altı sahnesi çok romantik ve duygusal bir sahneydiGerdek gecesi konuşmaları beni bitirdi
Tek bir kısımı sevmedim Leydi Whistledown'un yazılarını okurken hiçbir heyecan ve merak hissetmedim aksine sıkıldım.Kim olduğunu bilince işinde bir heyecanı kalmadıTabi buda kimin suçu tabiki EPSİLON'un.Lanet epsilon sırayla gitse ölürdü sanki.
Seriye başlamamış olanlar vardır belki.Tavsiyem.Seride ki sıralamaya göre gidin.Eminim bizlerin okuduğundan daha fazla tat alırsınız.
Ahh Katee.. Resmen bu kitapta ömrümün 3/1'ini tüketiii :) :))
Şu ana kadar okuduğum en güzel aşk romanı diyebilirim zaten aşk romanları okumaya Julia Quinn ile başlamıştım okuduğum kitabın daha sonra seri kitabı olduğunu fark ettim hemen diğer kitaplarını da okudum Kate & Anthony hala unutamıyorum o ikiliyi <3 Arada tekrar tekrar okuyorum hala sevdiğim kısımlarını
En Çok Beni Sev, Londra'nın gözde çapkını Anthony Bridgerton'la onu kardeşiyle asla evlendirmeyecek ve Anthony'nin asla ıslah olmayacağına inanan Kate Sheffield arasında geçen çok tatlı ve sürükleyici bir aşk hikayesi. Bu kitabı boş zamanlarınızda, sıkkın olduğunuz anlarda ya da yalnız hissettiğiniz de elinize aldığınızda yüzünüze hoş bir gülümseme konduracaktır. Özellikle Kate'in sakarlıkları ve o agresif tavrı gerçekten de kitaptaki güzel etmenlerden. Tadımlık, bir günde bitirebileceğiniz bir kitap. Göz atmanızı tavsiye ederim.
Karton Cilt, 1. baskı, 416 sayfa
Temmuz2011 tarihinde, Epsilon Yayınevi tarafından yayınlandı