Siz hiç 150 kilo oldunuz mu? Sizin hiç yabancı bir ülkede bavulunuzu kaybettiğiniz, sabahları mısır gevreğine bira döküp hayatta kalırken günlerce tek kelime bile konuşmadığınız, dayak yedikten sonra girdiğiniz komadan bir gözünüzü kaybetmiş olarak çıkıp tekrar parklara döndüğünüz, annenizi kaybettikten sonra hapiste yatarken babanızı kaybettiğiniz oldu mu?Benim oldu.Peki ya sonra o yabancı ülkenin dilinde şakır şakır konuşup hatta seslendirme yönetmenliği bile yaptığınız, o ülkedeki filmlerde başrol oynadığınız, 70 kilo verip filinta gibi olduğunuz, yeni ve mutlu bir hayat kurduğunuz, elinizi attığınız her işi altın yumurtlayan tavuğa çevirdiğiniz, her saniyenizi gülümseyerek geçirdiğiniz, hayatta istediğiniz her şeyi elde etmeye başladığınız oldu mu?Benim oldu.Nasıl mı?Gelin anlatayım...
Siz hiç 150 kilo oldunuz mu? Sizin hiç yabancı bir ülkede bavulunuzu kaybettiğiniz, sabahları mısır gevreğine bira döküp hayatta kalırken günlerce tek kelime bile konuşmadığınız, dayak yedikten sonra girdiğiniz komadan bir gözünüzü kaybetmiş olarak çıkıp tekrar parklara döndüğünüz, annenizi kaybettikten sonra hapiste yatarken babanızı kaybettiğiniz oldu mu?Benim oldu.Peki ya sonra o yabancı ülkenin dilinde şakır şakır konuşup hatta seslendirme yönetmenliği bile yaptığınız, o ülkedeki filmlerde başrol oynadığınız, 70 kilo verip filinta gibi olduğunuz, yeni ve mutlu bir hayat kurduğunuz, elinizi attığınız her işi altın yumurtlayan tavuğa çevirdiğiniz, her saniyenizi gülümseyerek geçirdiğiniz, hayatta istediğiniz her şeyi elde etmeye başladığınız oldu mu?Benim oldu.Nasıl mı?Gelin anlatayım...
Diğer kişisel gelişim kitaplarından oldukça farklı. Klişe konular bu kitapta çok farklı, ilgi çekici bir şekilde anlatılmış. Roman kadar sürükleyiciydi. Yazarın anlatımı hem çok samimi hem de akıcı. Hayata geçirilebilecek güzel örnekler var. Kişisel gelişim, pozitif düşünce vs. meraklılarının yanında gün içerisinde biraz daha gülümsemek isteyenlere önerilir.
Ego kelimesinin, insanlar içinde ne kadar yanlış kullanıldığını eğlenceli bir dille anlatışı Aykut Oğut'u sevmeme sebep olan başlıca etkenlerden biri.
Okurken,
Yaşadığınız an'lardan ne kadar uzaklaştığınızı fark ediyorsunuz.
Nedenini bilmediğiniz iç huzursuzluğunuzu tersine çevirebilmeyi,
İstemediğiniz şeyleri söylerken sürekli konuşan ve içten içe sizi kemiren iç sesinizi duymayı ve onunla iletişime geçmeyi,
Sorunlarla başa çıkma yöntemlerini,
Yaşadığınız hayatın, geçmişinizde aldığınız kararlarla sizi buraya taşıdığı ve bunu değiştirebileceğinizi fark ediyorsunuz.
Bir çok kişisel gelişim kitabı olmanız gereken kişiliği yazar ve bunun çok kolay olduğunu söylerken, bu kitapta bunun uzun bir süreç olduğunu da itiraf eder.
Aykut Oğut'un bizden biri olması, türk toplumunda uygulanabilir kuralları beni kendine çeken bir diğer tarafı.
Havaya asılı kalan ve ilk sayfalarda uygulanabilirliği zayıf görünen "İste ve al" kuralı, bir çok popüler kişisel gelişim kitabında yazar ve bir çok kişide ön yargı oluşturur. Bu kitapta da aynı şeyi bulmam eleştirdiğim tek şeydi. Ancak okumaya devam ettiğimde uygulanabilir çok şeyle karşılaşarak bakış açımı değiştirdiğimi de itiraf etmeliyim.
Aykut Oğut'un eğlenceli dili de kitaba ayrı bir okunabilirlik ve sıcaklık katıyor.
Okunmalı...
Her şey düşüncelerinizde başlayıp düşüncelerinizde bitiyor.
Kitap içerik olarak güzel farklı bir bakış açısı fakat söyle birşey varki oda yazarın okuyucuyu kandırması.Açıklamada yazan tek gözünü kaybetme olayı YALAN.Aykut bey tek gözünü kaybettiğini söylüyor fakat araştırdım ve öyle bir yazıya rastlayamadım.Hatta yakın tarihteki videolarınıda izledim ama yok maşallah sapasağlam.
Farkındalıkla yaşamanın harika olduğunu öğreten serinin ilk kitabı.
Sıcak ve merak duygusunu sürekli zirvede tutan bir kitap. Katılmadığım tek noktası şükretmek kısmı. Yazar ya bu noktayı atladı ya da Türk halkını bildiğinden sağlam bir nokta atışı yaptı ki ikinci kısım çok daha mantıklı.
" Şükretmek, bencilliktir. "
'Haline şükret' tavrı. Yani bir başkası görülür, durumu kötüdür ve 'şükürler olsun' ya da 'haline şükret' denir. Bu o karşısında ki kişiyi es geçip kendi adına temennide bulunmaktır. Yani bencilliktir. Şükretmek, sistemin bize dayattığı; az ile yetin, ya da olan ile yetin manasında bir durumdur. Geri kalmışlığımızın temel nedeni budur.
kitaba büyük bir hevesle başladım çünkü alırken çok iyi bir kişisel gelişim kitabı önerisiyle aldım.Günlük ve kişisel örneklerle örneklendirilmş, akıcı sayılabilen konuşma dilinde yazılmış kitap. "evrene ne mesaj verirsen evren de sana onu iletir"kitabın özeti bana aklrısa bana "secret" kitabını anımsattı biraz o da bu tarz evrensel mesajlarla ilgiliydi yanlış hatırlamıyorsam.yine de güzel, düşünmeye sevk eden, okumaya değen bir kitaptı...
263 sayfa