Dünyâya geldiği vakit, babası Sultan İkinci Murad Han Fetih Sûresini bitirmiş, Muhammed Sûresine başlamıştı. Müjdeyi verdiklerinde gayri ihtiyârî, dudaklarından şu mısra döküldü:Ravza-i Muradda bir gül-i Muhammedî açtı.Böylece Sultan Murad Han, oğlunun ismini Mehmed koymuştu.Şehzâde Mehmed, vakti gelince Amasya sancağına gönderildi. Son derece ehil hocalar tarafından, çok büyük bir ihtimamla yetiştirildi. Tahta geçtiği vakit 21 yaşında idi. İlk büyük hedefi, Peygamber Efendimizin müjdesine nâîl olmak ve bir çıban başı gibi Osmanlı toprakları arasında kalan Bizans imparatorluğunu ortadan kaldırmaktı.Fâtih Sultan Mehmed Han, üstün zeka ve kabiliyeti ile, o güne kadar dünyâda hiç kullanılmamış harp âletleri ve muhâsara tekniklerini kullanmış, gemileri karadan yürüterek Bizanslıları hayretler içinde bırakmıştı. Ama Bizanslılar asıl şaşkınlıklarını, şimdiye kadar hiçbir kumandanın fethetmeyi başaramadığı ve kendilerinin de fethedilemeyeceğine inandıkları İstanbulun fethinden sonra yaşadılar.Bu müjdeli fetihten sonra da, o yüksek meziyet ve fikirlere sâhip pâdişâhın kumandasındaki Osmanlı ordusu fetihlerden fetihlere koştu: Atina, Sırbistan, Trabzon, Bosna, Karaman, Alâiye, Kırım ve daha başka yerler...Bu eserde hepsinden bir şeyler bulacak, doğumundan vefâtına, Fâtih Sultan Mehmed Hanı ve faâliyetlerini yakînen öğrenecek ve onu muhakkak birilerine anlatma ihtiyacı hissedeceksiniz.
Dünyâya geldiği vakit, babası Sultan İkinci Murad Han Fetih Sûresini bitirmiş, Muhammed Sûresine başlamıştı. Müjdeyi verdiklerinde gayri ihtiyârî, dudaklarından şu mısra döküldü:Ravza-i Muradda bir gül-i Muhammedî açtı.Böylece Sultan Murad Han, oğlunun ismini Mehmed koymuştu.Şehzâde Mehmed, vakti gelince Amasya sancağına gönderildi. Son derece ehil hocalar tarafından, çok büyük bir ihtimamla yetiştirildi. Tahta geçtiği vakit 21 yaşında idi. İlk büyük hedefi, Peygamber Efendimizin müjdesine nâîl olmak ve bir çıban başı gibi Osmanlı toprakları arasında kalan Bizans imparatorluğunu ortadan kaldırmaktı.Fâtih Sultan Mehmed Han, üstün zeka ve kabiliyeti ile, o güne kadar dünyâda hiç kullanılmamış harp âletleri ve muhâsara tekniklerini kullanmış, gemileri karadan yürüterek Bizanslıları hayretler içinde bırakmıştı. Ama Bizanslılar asıl şaşkınlıklarını, şimdiye kadar hiçbir kumandanın fethetmeyi başaramadığı ve kendilerinin de fethedilemeyeceğine inandıkları İstanbulun fethinden sonra yaşadılar.Bu müjdeli fetihten sonra da, o yüksek meziyet ve fikirlere sâhip pâdişâhın kumandasındaki Osmanlı ordusu fetihlerden fetihlere koştu: Atina, Sırbistan, Trabzon, Bosna, Karaman, Alâiye, Kırım ve daha başka yerler...Bu eserde hepsinden bir şeyler bulacak, doğumundan vefâtına, Fâtih Sultan Mehmed Hanı ve faâliyetlerini yakînen öğrenecek ve onu muhakkak birilerine anlatma ihtiyacı hissedeceksiniz.
Namık Kemal'in tarihi kitaplar yazdığını bilmezdim. Onu daha çok şair yönüyle tanıyoruz. Sanırım kitaplarından birinde Fatih, Yavuz ve Kanuni üzerine yazılar yazmış; bu kitap da bahsi geçen kitabın içeriğinden Fatih ile ilgili yazılanların sadeleştirilmiş hali.
Kitabı okurken Namık Kemal'in tam bir Fatih hayranı olduğunu görmemek mümkün değil; onun zekasına ve savaş becerilerine duyduğu hayranlığı okudukça siz de göreceksiniz. Elbette kendisi bir tarihçi olmadığı için verdiği tarihi bilgilerin ne denli doğru olduğuna dair şüphe ile yaklaşılabilir ama genel öğrendiğimiz şeyler ile uyuştuğu için bir çok yazdığı şeye doğru gözü ile bakmakta beis yok. Ayrıca olaylar üzerinde tespit ve düşünceleri de dikkate değer.
Genel olarak kitabı beğendim; Fatih'in savaş becerisi ve fetihleri üzerine kısa bir tarih özeti geçmiş Namık Kemal. Açıkçası biz onu İstanbul'u fethettiği için Fatih olarak anıyoruz sanıyoruz ama aslında ismini gerçekten hak ettiğini bu kitabı okuyarak da anlayacaksınız; 2. Mehmet Han gerçekten de bir fatih! Hem fatih hem mucit! İstanbul fethi için icat ettiği Şahi topları onun son eserleri diye düşünüyorsanız bir kez daha düşünün. Okunmasında fayda bulduğum güzel bir çalışma olmuş.