Merhaba...
Ben aslında bir fil'im. Fil kadın.
(Arka Kapak)
8 Mart 1998 'dünya kadınlar günü dolayısıyla yazdığım bir makalemi okudum "No Elephant" başlıklı bir itiraz yazısıydı. Dünya Kadınlar Günü'nde bir kadın haykırışı olarak duruyor uzayda. Aradan üç yıl geçmiş... Hiçbir şeyin düzelemeden geçtiği, üç yıl. Aslında benim için örtümle yaşadığım son on dört yıl da pek bir şey değişmedi gibi geliyor. On dört yıl önce de örtülü olduğum için alınmadığım yerlere girebilmek için direnişler yapıyordum. Bugün de ve hep, hala aynısı...
O kadar çok itiraz ettim, o kadar çok dilekçe yazıp o kadar uzun süre müdafa yaptım, o kadar çok konuştum ve o kadar çok direndim ki... İslamiyet ya da din ile ilgili olarak kurmayı düşlediğim teolojik ve kozmik bağlantı, ister istemez bu zaman zarfında, feminen bir renge büründü.
Sevgili Engin Noyan ve Münir Üstün Bey'lerle, yazılarımdan bazılarını kitaplaştırma şeklinde proje için çalışmaya başladığımda, seksenlerin ortasından iki binlere uzanan koridorda kendi ayak izlerimle karşılaşmak çok anlamlıydı. Yüzleşmek gibi bir şey bu. Hatırlayış... Ahmet Haşim olsa ''Tahattur'' derdi zannederim.
Merhaba...
Ben aslında bir fil'im. Fil kadın.
(Arka Kapak)
8 Mart 1998 'dünya kadınlar günü dolayısıyla yazdığım bir makalemi okudum "No Elephant" başlıklı bir itiraz yazısıydı. Dünya Kadınlar Günü'nde bir kadın haykırışı olarak duruyor uzayda. Aradan üç yıl geçmiş... Hiçbir şeyin düzelemeden geçtiği, üç yıl. Aslında benim için örtümle yaşadığım son on dört yıl da pek bir şey değişmedi gibi geliyor. On dört yıl önce de örtülü olduğum için alınmadığım yerlere girebilmek için direnişler yapıyordum. Bugün de ve hep, hala aynısı...
O kadar çok itiraz ettim, o kadar çok dilekçe yazıp o kadar uzun süre müdafa yaptım, o kadar çok konuştum ve o kadar çok direndim ki... İslamiyet ya da din ile ilgili olarak kurmayı düşlediğim teolojik ve kozmik bağlantı, ister istemez bu zaman zarfında, feminen bir renge büründü.
Sevgili Engin Noyan ve Münir Üstün Bey'lerle, yazılarımdan bazılarını kitaplaştırma şeklinde proje için çalışmaya başladığımda, seksenlerin ortasından iki binlere uzanan koridorda kendi ayak izlerimle karşılaşmak çok anlamlıydı. Yüzleşmek gibi bir şey bu. Hatırlayış... Ahmet Haşim olsa ''Tahattur'' derdi zannederim.
Karton Cilt, 201 sayfa
2001 tarihinde, Birun Yayıncılık tarafından yayınlandı