Fildişi Karası, genç yazar Yekta Kopan'ın ilk öykü kitabı. Yekta Kopan, 'Hayalet Gemi' dergisi okurlarının yakından tanıdığı bir öykücü. Olaysız öyküye yönelen pek çok genç yazarın aksine, Yekta Kopan, çağdaş bir anlatım içinde, olayı dışlamadan, hatta iyice vurgulayarak, klasik öykünün izini sürüyor. İlginç konularla işlediği öyküleri, yalın, dingin ve dengeli anlatımlarıyla, ustalıkla kullanılan, duru, pırıl pırıl Türkçe'siyle, daha bu ilk kitapta, donanımlı bir yazarla, nitelikli bir öykücüyle karşı karşıya olduğumuzu kanıtlıyor. Yekta Kopan'ın öykülerinde insan ve insanlık halleri, ağırlıklı olarak yer alıyor. Günümüz toplumunda değişen değer yargılarını, birbirine yabancılaşan insanları, uyumsuz evlilikleri, yürümeyen birliktelikleri ve bütün bunları yaşayan bireylerin konumlarını son derece duyarlı bir gözlem gücüyle, son derece nesnel bir yaklaşımla verebiliyor. Bütün öykülerde hissedilen buruk, hüzünlü hava, sıcacık bir anlatımla birleşince, okurun öyküye ve öykü kişilerine doğrudan yakınlaşmasını sağlıyor. Kendine özgü bir öykü evreni oluşturmayı başaran Yekta Kopan'ın, bundan böyle çağdaş Türk öykücüleri arasında adından söz ettireceği belli oluyor.
Fildişi Karası, genç yazar Yekta Kopan'ın ilk öykü kitabı. Yekta Kopan, 'Hayalet Gemi' dergisi okurlarının yakından tanıdığı bir öykücü. Olaysız öyküye yönelen pek çok genç yazarın aksine, Yekta Kopan, çağdaş bir anlatım içinde, olayı dışlamadan, hatta iyice vurgulayarak, klasik öykünün izini sürüyor. İlginç konularla işlediği öyküleri, yalın, dingin ve dengeli anlatımlarıyla, ustalıkla kullanılan, duru, pırıl pırıl Türkçe'siyle, daha bu ilk kitapta, donanımlı bir yazarla, nitelikli bir öykücüyle karşı karşıya olduğumuzu kanıtlıyor. Yekta Kopan'ın öykülerinde insan ve insanlık halleri, ağırlıklı olarak yer alıyor. Günümüz toplumunda değişen değer yargılarını, birbirine yabancılaşan insanları, uyumsuz evlilikleri, yürümeyen birliktelikleri ve bütün bunları yaşayan bireylerin konumlarını son derece duyarlı bir gözlem gücüyle, son derece nesnel bir yaklaşımla verebiliyor. Bütün öykülerde hissedilen buruk, hüzünlü hava, sıcacık bir anlatımla birleşince, okurun öyküye ve öykü kişilerine doğrudan yakınlaşmasını sağlıyor. Kendine özgü bir öykü evreni oluşturmayı başaran Yekta Kopan'ın, bundan böyle çağdaş Türk öykücüleri arasında adından söz ettireceği belli oluyor.
Yekta Kopan zaten yaptığı seslendirmeleriyle hali hazırda efsaneleşmiş birisi. Geçmiş zamanda Açık Radyo'da yaptığı edebiyatla ilgili programlara kulak misafirliğim olmuştu; yazarları okumada kronolojik sıraya göre takip etme takıntımdan kendisi de nasibimi aldı. Edebiyat okuyucusuna güzellemeyle dolu, kimi naif (ki öyle hikayeleri var ki saf şiddeti çekinmeden kullanıyor), çoğu zaman açık kapılı, nefes almak gibi hikayeler...
Yekta Kopan'ın diğer her kitabı gibi, bu da güzeldi. Özellikle "Yaşlı Çocuk", Keşke Kahveyi Şekersiz İçmeyi Başarabilseydim" ve "Buluşma Yeri" en beğendiğim öyküleri oldu.
Bu öyküleri hiç sevmedim. Samimiyetsiz bir anlatımı vardı çünkü. En temel sebep olarak bunu söyleyebilirim. Bir diğer neden ise içi boş, derinliği olmayan, basit konulardan bahsetmiş olması.
Karton Cilt, 5. Baskı, 136 sayfa
16Ocak2017 tarihinde, Can Yayınları tarafından yayınlandı