Yazarının sözüyle O devirden kalmış olan cami, medrese, han, hamam, çeşme, sebil gibi yapılar hariç, on altıncı asrın İstanbulu, bugünkü manzarasına hiç benzemeyen bir simaya sahipti. Çeşitli dönemlerde farklı nüfus yapılarına sahip olan Vefa, o yıllarda kibar semtiydi. Meydanlarında at koşturulan, olağanüstü güzellikte konaklarla bezeli bu güzel semtin en göze batan konağı, Gülyağcının Konağı veya Cevizli Konak adıyla anılırdı. 1595 yılı yazının bir ikindi vakti, Gülyağcının karısı, arkasında halayıklarından biriyle konaktan çıktı. Meraklı gözlerin hiç de alışık olmadığı bu tenha yolculuk dikkat çekiciydi. Bu durum, bütün gün ve gece, çeşitli mahfillerde bitmez tükenmez sohbet ve dedikoduya malzeme oluşturdu. Üstelik dedikodulara bir ara eklenen bir haber, zihinleri iyice bulandırdı. Evden yaya çıkan hanım, Bozdoğan Kemeri altında kendisini beklediği aşikâr olan ik yağız at koşulu bir Saray arabasına binmişti! Kocası bir yıl önce ölen Zübeyde Hanım, o gece konağa dönmedi. Buna pek çok kişi tanıklık edebilirdi çünkü Vefanın bıçkınları yatsıya kadar gözlerini bile kırpmadan Cevizli Konağı gözlemişti. Forsa Halil, cinselliğin, entrikanın alabildiğine baskın olduğu tam bir üçüncü sayfa hikâyesi. Reşad Ekrem Koçunun ballandıra ballandıra anlatması da cabası!
Yazarının sözüyle O devirden kalmış olan cami, medrese, han, hamam, çeşme, sebil gibi yapılar hariç, on altıncı asrın İstanbulu, bugünkü manzarasına hiç benzemeyen bir simaya sahipti. Çeşitli dönemlerde farklı nüfus yapılarına sahip olan Vefa, o yıllarda kibar semtiydi. Meydanlarında at koşturulan, olağanüstü güzellikte konaklarla bezeli bu güzel semtin en göze batan konağı, Gülyağcının Konağı veya Cevizli Konak adıyla anılırdı. 1595 yılı yazının bir ikindi vakti, Gülyağcının karısı, arkasında halayıklarından biriyle konaktan çıktı. Meraklı gözlerin hiç de alışık olmadığı bu tenha yolculuk dikkat çekiciydi. Bu durum, bütün gün ve gece, çeşitli mahfillerde bitmez tükenmez sohbet ve dedikoduya malzeme oluşturdu. Üstelik dedikodulara bir ara eklenen bir haber, zihinleri iyice bulandırdı. Evden yaya çıkan hanım, Bozdoğan Kemeri altında kendisini beklediği aşikâr olan ik yağız at koşulu bir Saray arabasına binmişti! Kocası bir yıl önce ölen Zübeyde Hanım, o gece konağa dönmedi. Buna pek çok kişi tanıklık edebilirdi çünkü Vefanın bıçkınları yatsıya kadar gözlerini bile kırpmadan Cevizli Konağı gözlemişti. Forsa Halil, cinselliğin, entrikanın alabildiğine baskın olduğu tam bir üçüncü sayfa hikâyesi. Reşad Ekrem Koçunun ballandıra ballandıra anlatması da cabası!