Modern uygarlığı temelden reddeden Amerikalı anarşist John Zerzan, uygarlık öncesi yaşamın, vahşet, cehalet ve mahrumiyetten ibaret olduğu masalını tersyüz ediyor. Antropolojik bulguları yeni bir bakış açısıyla değerlendiren Zerzan, ilkellik denilen tarihsel dönemin, insanlığın en iyi dönemi olduğu sonucuna varıyor. Yazar, uygarlık öncesi yaşamın, doğayla özdeşleşme, duyusal bilgelik, sağlık ve cinsel eşitlik bakımından bugünle kıyaslanamayacak kadar özgür olduğunu ortaya koyuyor. Bizimle eşit zihinsel kapasiteye sahip olan ilk atalarımızın, iki milyon yıl boyunca; yabancılaşma ve tahakkümden uzak, doğayla bütünlüklü, barışçıl, sağlıklı ve tamamen özgür yaşadığını söylüyor.Yaklaşık on bin yıl önce, Tarım, sanat, dil, zaman, sayılar ve genel olarak sembolik kültürün ortaya çıkmasıyla başlayan uygarlık süreci bu uzun özgürlük çağını bitirdi. Böylece, doğayla bütünlüklü bu toplayıcı-avcı yaşam yerini mülkiyete, devlete, hiyerarşi ve otoriteye bıraktı
Modern uygarlığı temelden reddeden Amerikalı anarşist John Zerzan, uygarlık öncesi yaşamın, vahşet, cehalet ve mahrumiyetten ibaret olduğu masalını tersyüz ediyor. Antropolojik bulguları yeni bir bakış açısıyla değerlendiren Zerzan, ilkellik denilen tarihsel dönemin, insanlığın en iyi dönemi olduğu sonucuna varıyor. Yazar, uygarlık öncesi yaşamın, doğayla özdeşleşme, duyusal bilgelik, sağlık ve cinsel eşitlik bakımından bugünle kıyaslanamayacak kadar özgür olduğunu ortaya koyuyor. Bizimle eşit zihinsel kapasiteye sahip olan ilk atalarımızın, iki milyon yıl boyunca; yabancılaşma ve tahakkümden uzak, doğayla bütünlüklü, barışçıl, sağlıklı ve tamamen özgür yaşadığını söylüyor.Yaklaşık on bin yıl önce, Tarım, sanat, dil, zaman, sayılar ve genel olarak sembolik kültürün ortaya çıkmasıyla başlayan uygarlık süreci bu uzun özgürlük çağını bitirdi. Böylece, doğayla bütünlüklü bu toplayıcı-avcı yaşam yerini mülkiyete, devlete, hiyerarşi ve otoriteye bıraktı
303 sayfa