Çokuluslu şirketlerin damgasını vurduğu küreselleşen gezegenimizde iktisadi akıl söylemi ütopyaları da ele geçirdi. Geçmişin dinsel, etnik, ırksal, cemaatsel fikirlere dayanan ütopyaları yerini piyasa söylemine dayanan iktisadi ütopyalara bıraktı. Şimdi dünyaya tek bir ütopya hâkim: Neoliberal ütopya.Gezegensel Ütopya Tarihi, Batı dünyasının büyük ütopyasının, Batılıların gelişmenin merkezine yerleştirdiği evrensel değerler üzerinde gelişen birleşmiş bir dünya ütopyasının tarihini gözler önüne seriyor. Dünyanın bütünleşmesi ütopyası, tarih (zaman) ve jeopolitik yapı (mekân) içinde daha iyi ve daha adil bir dünyanın yeniden inşası biçiminde ortaya çıkmıştır. Armand Mattelart, Yeni Dünyanın keşfi, Aydınlanma, bilim ve tekniklerde ortaya çıkan gelişmeler sonucu zaman ve mekân kavramlarının içeriklerinin değişmesiyle dünyanın birleştirilmesinin gereçleri olan dinsel propaganda ve dilsel hegemonyaların modernite içinde ne denli etkili olduklarını ortaya koyuyor.Yazar, günümüz dünyasına egemen olan neoliberal söylemle de hesaplaşıyor; bu söylemin bizleri nasıl küreselleşme konusunda koşullandırdığına dikkati çekerken, küreselleşme teriminin evrensel, kozmopolit, dünyasal, gezegensel terimlerinin anlam farklılıklarını belleklerimizden sildiği konusunda bizi uyarıyor. Küreselleşme süreçlerini mekânı giderek bölme, insanları ayırma ve dışlama olarak tanımlayan Bauman gibi Mattelart da küreselleşmeyi mekân/zaman ikili öğesi üzerinde temellendiriyor. Hıristiyan bir ütopya olma niteliğinden arınmış, Aydınlanmayla birlikte devletler hukukuna dayalı evrensel bir topluma dayanan bir tasarı haline gelmiş Evrensel Cumhuriyet, yani Kozmopolis, yerini kültürün sanayileşmesi, ticarileşmesi gibi unsurlar barındıran, küreselleşmeye çokuluslu şirketler aracılığıyla, giderek uluslararasılaşan bir ekonomi dolayımıyla ulaşılan Teknopolise bırakıyor.Gezegensel Ütopya Tarihi, bir Eu-topia olarak Avrupa Birliği ile Avrupa Yurttaşlığı ve Hümanizmin özünü oluşturan dünya yurttaşlığı arasındaki bağları da sorguluyor. Okura, Avrupa Birliğine katılma sürecinde Türkiyeye yönelik destek ve tepkilerin tarihsel nedenlerini anlamak konusunda kapsamlı bir perspektif sunuyor.CIA tarafından öldürülen Şili Devlet Başkanı Salvador Allendenin danışmanı, Dünya Sosyal Forumu-Porto Alegre Manifestosunun hazırlayıcılarından olan Mattelart, Türkçe basıma yazdığı önsözde bizi gezegen ölçeğinde, birlikte yaşamanın dilini yeniden kazanmak için ekonomizme karşı örülen toplumsal ağların uzun ve çelişkili tarihi içinde, demokratik kozmopolitizm ifadesini yeniden bulup çıkarmaya davet ediyor. Seattledan Porto Allegreye, dünyanın dört bir yanında ortaya çıkan oluşumlar bu dilin kazanılması yolunda atılan ümit verici gelişmelerdir ona göre.
Çokuluslu şirketlerin damgasını vurduğu küreselleşen gezegenimizde iktisadi akıl söylemi ütopyaları da ele geçirdi. Geçmişin dinsel, etnik, ırksal, cemaatsel fikirlere dayanan ütopyaları yerini piyasa söylemine dayanan iktisadi ütopyalara bıraktı. Şimdi dünyaya tek bir ütopya hâkim: Neoliberal ütopya.Gezegensel Ütopya Tarihi, Batı dünyasının büyük ütopyasının, Batılıların gelişmenin merkezine yerleştirdiği evrensel değerler üzerinde gelişen birleşmiş bir dünya ütopyasının tarihini gözler önüne seriyor. Dünyanın bütünleşmesi ütopyası, tarih (zaman) ve jeopolitik yapı (mekân) içinde daha iyi ve daha adil bir dünyanın yeniden inşası biçiminde ortaya çıkmıştır. Armand Mattelart, Yeni Dünyanın keşfi, Aydınlanma, bilim ve tekniklerde ortaya çıkan gelişmeler sonucu zaman ve mekân kavramlarının içeriklerinin değişmesiyle dünyanın birleştirilmesinin gereçleri olan dinsel propaganda ve dilsel hegemonyaların modernite içinde ne denli etkili olduklarını ortaya koyuyor.Yazar, günümüz dünyasına egemen olan neoliberal söylemle de hesaplaşıyor; bu söylemin bizleri nasıl küreselleşme konusunda koşullandırdığına dikkati çekerken, küreselleşme teriminin evrensel, kozmopolit, dünyasal, gezegensel terimlerinin anlam farklılıklarını belleklerimizden sildiği konusunda bizi uyarıyor. Küreselleşme süreçlerini mekânı giderek bölme, insanları ayırma ve dışlama olarak tanımlayan Bauman gibi Mattelart da küreselleşmeyi mekân/zaman ikili öğesi üzerinde temellendiriyor. Hıristiyan bir ütopya olma niteliğin... tümünü göster