Gölgenin bu kışkırtıcı kısa tarihine, hem sanatsal hem de bilişsel tasvirlerin doğuşu ile ilgili, izdüşüm motifi üzerine mitler (Pliniusun sanat miti ve Platonun bilgi miti) kaynaklık ediyor. Bu ilk izdüşüm siyah bir leke, bir gölgedir. Sanat (gerçek sanat) ve bilgi (gerçek bilgi) onun aşkınlığıdır. Resim sanatı, ilk kez, insanoğlu gölgeleri çizgileriyle sınırladığı zaman, yani negatiften ortaya çıktığında, varlık/yokluk temasının bir parçasıydı. Bu yüzden, kökenlerle olan ilişkinin karakterize ettiği Batılı tasvir tarihi bu ilişkinin diyalektiği arasında bir yerde yatmaktadır. Bu kitap o tarihin dönüm noktalarını Hegelci bir bakış açısıyla izlemeyi amaçlamaktadır. Negatif varlıkla ilgili bir çalışma olduğu için, şimdiye kadar bu konuda çok az şey söylenmiş olması şaşırtıcı olmasa gerek.Baştan sona büyük bir zahmeti ve inceliği yansıtmasıyla hedeflediği okur kitlesinin çok ötesinde bir yaygınlığa ulaşmayı hak eden bu çalışmada, Victor I. Stoichita, gölgenin, diğer amaçları yanında, insan ruhunun çok anlamlılığını vurgulamak için nasıl ustalıkla kullanılmış olduğunu sergilerken, geçirdiği tüm değişimlerin ve yan anlamların sanatsal kayıtlarıyla birlikte, Batılı bir gölge tarihi kronolojisi sunuyor.
Gölgenin bu kışkırtıcı kısa tarihine, hem sanatsal hem de bilişsel tasvirlerin doğuşu ile ilgili, izdüşüm motifi üzerine mitler (Pliniusun sanat miti ve Platonun bilgi miti) kaynaklık ediyor. Bu ilk izdüşüm siyah bir leke, bir gölgedir. Sanat (gerçek sanat) ve bilgi (gerçek bilgi) onun aşkınlığıdır. Resim sanatı, ilk kez, insanoğlu gölgeleri çizgileriyle sınırladığı zaman, yani negatiften ortaya çıktığında, varlık/yokluk temasının bir parçasıydı. Bu yüzden, kökenlerle olan ilişkinin karakterize ettiği Batılı tasvir tarihi bu ilişkinin diyalektiği arasında bir yerde yatmaktadır. Bu kitap o tarihin dönüm noktalarını Hegelci bir bakış açısıyla izlemeyi amaçlamaktadır. Negatif varlıkla ilgili bir çalışma olduğu için, şimdiye kadar bu konuda çok az şey söylenmiş olması şaşırtıcı olmasa gerek.Baştan sona büyük bir zahmeti ve inceliği yansıtmasıyla hedeflediği okur kitlesinin çok ötesinde bir yaygınlığa ulaşmayı hak eden bu çalışmada, Victor I. Stoichita, gölgenin, diğer amaçları yanında, insan ruhunun çok anlamlılığını vurgulamak için nasıl ustalıkla kullanılmış olduğunu sergilerken, geçirdiği tüm değişimlerin ve yan anlamların sanatsal kayıtlarıyla birlikte, Batılı bir gölge tarihi kronolojisi sunuyor.
257 sayfa