Güçoburlar... Tahakküm arzusunun, despotluğun ve diktatörlüğün farklı çehreleri…
15 yazardan 15 öykü...
"… kitleleri kendi suretinde biçimlendirmeye, kendi hamuruyla yoğurmaya çalışan kişi, tarih içinde farklı çehrelere sahip olsa da, nihayetinde hep aynı pozu veriyor, benzer hasletler sergiliyor. İşte bu kitap, o farklı çehreleri ve benzer hasletleri, farklı bakış açılarından resmetmeye yönelik bir çabanın ürünü."
(Tanıtım Bülteninden)
Güçoburlar... Tahakküm arzusunun, despotluğun ve diktatörlüğün farklı çehreleri…
15 yazardan 15 öykü...
"… kitleleri kendi suretinde biçimlendirmeye, kendi hamuruyla yoğurmaya çalışan kişi, tarih içinde farklı çehrelere sahip olsa da, nihayetinde hep aynı pozu veriyor, benzer hasletler sergiliyor. İşte bu kitap, o farklı çehreleri ve benzer hasletleri, farklı bakış açılarından resmetmeye yönelik bir çabanın ürünü."
(Tanıtım Bülteninden)
15 yazar bir idam ritüelinde, diktatörü yahut diktatörlüğü ortaya alıp sırayla birer bıçak yarası açmışlardı. Kimi ufak sıyrıklar açarken, kimi de böğrüne böğrüne saplamıştı. Bana göre hep bıçak kullanılmıştı bu ritüelde. Çünkü merhametsiz olan diktatördür hep.
Benim gibi Tayyip ve türevlerinden hoşlanmıyorsanız mutlaka okuyun. Özellikle Yekta Kopan, Doğu Yücel ve Nermin Yıldırım'ın öyküleri çok iyiydi. Hakan Bıçakçı'nın öyküsü de iyiydi. Hayal kırıklıkları ise baştan savma bir öykü yazmış olan Hakan Günday ile diktatörlüğü öven Tuna Kiremitçi idi. İnşallah ben yanlış anlamışımdır. İnşallah ironidir. Birkaç öykü dışında köt öykü yoktu.
176 sayfa
2015 tarihinde, Doğan Kitap tarafından yayınlandı