Büyülü bir aşk bütün engelleri aşabilir mi?
Deniz Tanrıçası, Bahar Tanrıçası, Işık Tanrıçası, ve şimdi de Gül Tanrıçası... Tanrıça Serisi 4. kitabıyla ve tüm heyecanıyla kaldığı yerden devam ediyor...
Empusai ailesinin gülleri, ailenin kadınlarının bahçeleri için feda ettiği kan damlaları sayesinde yüzyıllar boyunca çiçek açmıştır. Mikki, ailesinin bu tuhaf geleneğini sürdürmesinin yanı sıra normal hayatına da devam etmektedir. Ta ki farkında olmadan bir ritüeli tamamlayıp kendini Gül Diyarı'nda bulana dek...
Çok uzun bir zaman önce büyük bir öfkeye kapılan Tanrıça Hekate, Gül Diyarı'yla birlikte Diyar'ın koruyucusunu da sadece bir rahibenin bozabileceği sihirle büyüler ve şimdi bu sihrin ortadan kaldırılması konusunda Mikki'ye güvenmektedir.
Canavar gibi görüntüsüyle Koruyucu ilk başta Mikki'nin korkmasına neden olur ancak kısa zamanda kadının, o ana dek hiçbir erkeğin yapamadığı kadar, ilgisini çekmeye başlar. Ama hem Gül Diyarı'nın hem de Koruyucu'nun kurtuluşu, Mikki'nin yaşam kaynağı olan kanını feda etmesine bağlıdır...
"Olağanüstü... Modern bir yorumla sunulan sihir, efsane ve romantizm. Yazarın hayal gücü ve hikâye anlatma yeteneği bu tür için biçilmiş kaftan."
-Romantic Times-
(Tanıtım Bülteninden)
Büyülü bir aşk bütün engelleri aşabilir mi?
Deniz Tanrıçası, Bahar Tanrıçası, Işık Tanrıçası, ve şimdi de Gül Tanrıçası... Tanrıça Serisi 4. kitabıyla ve tüm heyecanıyla kaldığı yerden devam ediyor...
Empusai ailesinin gülleri, ailenin kadınlarının bahçeleri için feda ettiği kan damlaları sayesinde yüzyıllar boyunca çiçek açmıştır. Mikki, ailesinin bu tuhaf geleneğini sürdürmesinin yanı sıra normal hayatına da devam etmektedir. Ta ki farkında olmadan bir ritüeli tamamlayıp kendini Gül Diyarı'nda bulana dek...
Çok uzun bir zaman önce büyük bir öfkeye kapılan Tanrıça Hekate, Gül Diyarı'yla birlikte Diyar'ın koruyucusunu da sadece bir rahibenin bozabileceği sihirle büyüler ve şimdi bu sihrin ortadan kaldırılması konusunda Mikki'ye güvenmektedir.
Canavar gibi görüntüsüyle Koruyucu ilk başta Mikki'nin korkmasına neden olur ancak kısa zamanda kadının, o ana dek hiçbir erkeğin yapamadığı kadar, ilgisini çekmeye başlar. Ama hem Gül Diyarı'nın hem de Koruyucu'nun kurtuluşu, Mikki'nin yaşam kaynağı olan kanını feda etmesine bağlıdır...
"Olağanüstü... Modern bir yorumla sunulan sihir, efsane ve romantizm. Yazarın hayal gücü ve hikâye anlatma yeteneği bu tür için biçilmiş kaftan."
-Romantic Times-
(Tanıtım Bülteninden)
Erkek kahramanın canavar benzemesi boynuz ve toynaklarının olması hayal gücünüzü oldukca zorluyor..bunu aşabilirseniz güzel bir hikayesi var:))
süperdi...süperdi...muhteşemdi... bu seri kesinlikle okunmalı :)
Bu kitap benim için Tanrıça serisindeki diğer kitaplardan bir adım daha öndeydi, biraz daha farklıydı. Sevgi, güven, fedakarlık ve her zamanki gibi aşk vardı. Nefret, korku, kıskançlık ve bencillik vardı. Ama Asterius'un aşkı her şeyden kuvvetliydi. Mikado'nun yerinde olsam aynı tercihi yapardım. Mikado ve Asterius'un aşkından istiyorum. Kesinlikle bu dünyaya ait olmayan bir aşk.
Mikki ile Koruyucuyu birarada düşünemedim
hiç.canlanmadı gözümde. diğer kitaptakilerle
aynı mantıkla yazılmıştı ritüel işi cidden can
sıkıcı iki saat ritüel oluştur,elementleri
çağır,halkayı kapat..:S okurken yoruyo
beni.umarım bi daha ritüel Olmaz:)
Sıkıcı başladı.. ritüeller filan sıktı açıkçası ama sonra güzelleşmeye başladı. Hikaye akıcılık kazandı ve güzel bitti.
Büyük bir heves ile aldığım fakat o kadar büyük bir hayal kırıklığı ile bitirdiğim bir kitap... O kadar basit bir dil o kadar basit bir konu... Güzel ile çirkin, ıyi ile kötü konusu ancak bu kadar yetersiz ve basit işlenirdi. Sırf kitapları yarim bırakma huyum olmadığı için bitirdim...
Aşkın dış güzellikte değil kalp de karakterde gizli olduğunu iyi anlatan farklı bir Güzel ve Çirkin aşk hikayesi... Severek okudum.
bu kitap harika ve neden en berbat kitaplar listesinde ?
432 sayfa
Pegasus tarafından yayınlandı