Okuryazar olarak herkes şiir olur ama şiiri okuyamaz. Şiir okumak, şiiri seslendirmek, başka bir deyişle harfleri sese dönüştürmek demektir. Oysa şiiri okumak, o şiiri yeniden üretmek demektir. Bir şiir yazıldıktan (ya da söylendikten veya yapıldıktan) sonra, kendi başına bağımsız bir varlık konumuna gelir; şairden de bağımsız.Günümüz Şiiri Üzerine Yazılar, Sabit Kemal Bayıldıranın bugüne kadar çeşitli dergilerde yayınlanmış yazılarını bir araya getiriyor. Kendisini bir şiirsever olarak nitelendiren Bayıldıran, Behçet Necatigilin öğrencisi olmuş, böylece şiir üzerine düşünmeye, çalışmaya, incelemeler yazmaya daha okul yıllarında başlamış. Kitapota divan şairlerinden halk ozanlarına, oradan çağdaş şiirimizin genç temsilcilerine kadar pek çok şair ve pek çok şiir üzerine Bayıldıranın görüşleri var. Bu yazılar kuşkusuz yalnızca şairleri ve edebiyatçıları ilgilendirmiyor. Hepsi son derece anlaşılır bir dille yazılmış ve güleryüzle okurunu bekliyor.
Okuryazar olarak herkes şiir olur ama şiiri okuyamaz. Şiir okumak, şiiri seslendirmek, başka bir deyişle harfleri sese dönüştürmek demektir. Oysa şiiri okumak, o şiiri yeniden üretmek demektir. Bir şiir yazıldıktan (ya da söylendikten veya yapıldıktan) sonra, kendi başına bağımsız bir varlık konumuna gelir; şairden de bağımsız.Günümüz Şiiri Üzerine Yazılar, Sabit Kemal Bayıldıranın bugüne kadar çeşitli dergilerde yayınlanmış yazılarını bir araya getiriyor. Kendisini bir şiirsever olarak nitelendiren Bayıldıran, Behçet Necatigilin öğrencisi olmuş, böylece şiir üzerine düşünmeye, çalışmaya, incelemeler yazmaya daha okul yıllarında başlamış. Kitapota divan şairlerinden halk ozanlarına, oradan çağdaş şiirimizin genç temsilcilerine kadar pek çok şair ve pek çok şiir üzerine Bayıldıranın görüşleri var. Bu yazılar kuşkusuz yalnızca şairleri ve edebiyatçıları ilgilendirmiyor. Hepsi son derece anlaşılır bir dille yazılmış ve güleryüzle okurunu bekliyor.