Neden güzel insanların davranışlarında, konuşmalarında bir farklılık vardır? Bacak bacak üstüne atarken, saçlarını savururken, vücut dillerine yön veren o çalım, o aşırı özgüven, sanki her daim izleniyorlarmış gibi hava basma nereden gelir? Peki, güzellik bir suç mudur? Sadece bazı insanlara bahşedilen bir lütuf mudur? Telafisi imkânsız bir haksızlık mıdır? Çirkinlere yönelik bir mutsuzluk saldırısı olmasın?Brucknere göre bazı hikâyeler insanı eğlendirir, bazıları da hayatını ikiye böler! Güzellik Hırsızlarında yazar, bölücü bir hikaye anlatıyor: insanlığı doğuştan beri beri meşgul eden güzel ve çirkin doğmanın/yaşamanın hikâyesini. Güzellerin hayatta ilgi çekme, istediğini daha kolay elde etme gibi birçok avantajları olduğunun göz önünde bulundurarak bu kez çirkinlerden yana söz yana alıyor. Hayata kötü başlamış olan çirkinlerin maruz kaldığı tahribatı, eksik yaşanan öfkeli cinselliklerini dillendiriyor; okuru onların karanlık dünyalarına doğru bir gezintiye çağırıyor. Çirkinlerin Güzellikten nefret ediyorum, çünkü ondan yoksunum çığlığına kulak veriyor. Güzellerin masum olmadıklarını, avantajlı başlamış oldukları hayatı, çirkinleri mutsuz kılmak, hayatlarını karartmak için kullandıklarını gösteriyor. Oysa, sürekli bakılma ve ve hayran olunma ihtiyacı ile yaşayan güzellik, birileri onu alkışladığı sürece vardır. Hayranlık bakışları başka yere yöneldiğinde, güzelliğinin parıltısı azalır, solar. Bu yüzden kendilerini delicesine beğenen tanrısal yaratıkları güzelliklerini besleyen bütün iltifatlardan uzak tutmalı ki, çirkinlere de hayatta yer açılsın.Bir gün güzeller güzeli bir kadın ve nişanlısı İsviçrede geçirdikleri kayak tatillerinden dönerken şiddetli bir kar fırtınasına yakalanırlar. Sığınmak için ıssız bir dağ evinin kapısını çalarlar...Pascal Bruckner insan doğasının en temel özelliklerine dair kimi soru ve sorunları sürükleyici bir üslupla kaleme almış. Ortaya, okuru zaman zaman ürperten, çoğu zaman da baştan çıkaran bir roman çıkmış.
Neden güzel insanların davranışlarında, konuşmalarında bir farklılık vardır? Bacak bacak üstüne atarken, saçlarını savururken, vücut dillerine yön veren o çalım, o aşırı özgüven, sanki her daim izleniyorlarmış gibi hava basma nereden gelir? Peki, güzellik bir suç mudur? Sadece bazı insanlara bahşedilen bir lütuf mudur? Telafisi imkânsız bir haksızlık mıdır? Çirkinlere yönelik bir mutsuzluk saldırısı olmasın?Brucknere göre bazı hikâyeler insanı eğlendirir, bazıları da hayatını ikiye böler! Güzellik Hırsızlarında yazar, bölücü bir hikaye anlatıyor: insanlığı doğuştan beri beri meşgul eden güzel ve çirkin doğmanın/yaşamanın hikâyesini. Güzellerin hayatta ilgi çekme, istediğini daha kolay elde etme gibi birçok avantajları olduğunun göz önünde bulundurarak bu kez çirkinlerden yana söz yana alıyor. Hayata kötü başlamış olan çirkinlerin maruz kaldığı tahribatı, eksik yaşanan öfkeli cinselliklerini dillendiriyor; okuru onların karanlık dünyalarına doğru bir gezintiye çağırıyor. Çirkinlerin Güzellikten nefret ediyorum, çünkü ondan yoksunum çığlığına kulak veriyor. Güzellerin masum olmadıklarını, avantajlı başlamış oldukları hayatı, çirkinleri mutsuz kılmak, hayatlarını karartmak için kullandıklarını gösteriyor. Oysa, sürekli bakılma ve ve hayran olunma ihtiyacı ile yaşayan güzellik, birileri onu alkışladığı sürece vardır. Hayranlık bakışları başka yere yöneldiğinde, güzelliğinin parıltısı azalır, solar. Bu yüzden kendilerini delicesine beğenen tanrısal yaratıkları güzelliklerini besl... tümünü göster
207 sayfa