Şair; semâlardan dökülen handelerle güler; sehâblardan, zulmetlerden saçılan giryelerle ağlar; çiçeklerden, çimenlerden çıkan râyihâlarla mest olur; tabiatın letâfetlerine karşı mebhût kalır bir mahlûk-ı ulvî, bir hiss-i mücessemdir.Şair; tabiatın semâ-yı efkâra, âfâk-ı hissiyâta salıverdiği zerrîn-per bir kelebektir.Lâkin şairin gözleri başka bir semâ-yı ulvîye nâzır; başka cihânlara müstağraktır.
Şair; semâlardan dökülen handelerle güler; sehâblardan, zulmetlerden saçılan giryelerle ağlar; çiçeklerden, çimenlerden çıkan râyihâlarla mest olur; tabiatın letâfetlerine karşı mebhût kalır bir mahlûk-ı ulvî, bir hiss-i mücessemdir.Şair; tabiatın semâ-yı efkâra, âfâk-ı hissiyâta salıverdiği zerrîn-per bir kelebektir.Lâkin şairin gözleri başka bir semâ-yı ulvîye nâzır; başka cihânlara müstağraktır.