Cumhuriyet kuşaklarının dramı Atatürk sonrasında başlar. Çağdaşlaşmayı batılılaşma yapan sonrakilerdir. Hiç değilse, müdafaa-i hukuk doktorinini ulusalcı içleminden soyanlar, Dersaadet tipi kozmopolit bir batılılaşmayı Ankaraya göçürüp Cumhuriyetin resmi tutumu yapanlar, onlardır. Avcıoğlu, yeni devletin ilk yıllarından itibaren, Babıalinin, köhne kadrolarıyla Ankara bürokrasisini ele geçirdiğini yazar. Yalnız bürokrasiyi mi? Kuva-yi Milliye ruhunu da ele geçirip dağıtmışlar, devrimin ideolojisini şaşılacak bir çabuklukla yozlaştırmışlardır. -Attila İlhan
Cumhuriyet kuşaklarının dramı Atatürk sonrasında başlar. Çağdaşlaşmayı batılılaşma yapan sonrakilerdir. Hiç değilse, müdafaa-i hukuk doktorinini ulusalcı içleminden soyanlar, Dersaadet tipi kozmopolit bir batılılaşmayı Ankaraya göçürüp Cumhuriyetin resmi tutumu yapanlar, onlardır. Avcıoğlu, yeni devletin ilk yıllarından itibaren, Babıalinin, köhne kadrolarıyla Ankara bürokrasisini ele geçirdiğini yazar. Yalnız bürokrasiyi mi? Kuva-yi Milliye ruhunu da ele geçirip dağıtmışlar, devrimin ideolojisini şaşılacak bir çabuklukla yozlaştırmışlardır. -Attila İlhan
Batı'nın iç yüzünü anlatan harika bir kitap.Emeğine sağlık ustam.
Kitap, Attila Ilhan'in yanlis batililasmayi, donemin siyasi atmosferini, dunya uzerinde suregelen bloklasmalari, anlaşmazlıkları yansitmak uzere yazilmis.
Tıpkı kitapta belirtildiği gibi bizler batililasmayi,tamamen batili olmak olarak almisiz. Batının neyi var neyi yoksa kendimize empoze etmisiz. Her seyin en dogrusu onlardadir anlayisiyla yaklaşmışiz. Kendi kültürümüzden ,yaşantımızdan, geleneklerimizden goreneklerimizden ödün vermişiz. Kendimize yüzümüzü ters dondermisiz vesselam(!) Atatürk, muasir medeniyetler seviyesine ulasmayi şiar edinmiş kendine ve milletine ama asla ve asla batililasmayi değil! Batinin bilimine,ilimine kimse sirt cevirmemeli ama batiya bakip kendi oz kulturumuz icinde yogrulmus,bize ait olani yapmamiz gerektigini benimsemis.
Yazar ozellikle tanzimat konusuna da deginmis kitapta.Tanzimatin,batili buyuk devletler tarafindan bize dayatıldığını,bizi bizden almak amaciyla ilan ettirildiği. Hayri degil şerri körüklediğini ifade ediyor.
Ozellikle aydinimizdaki Fransiz egilimi ciddi manada elestirilmis. Fransizin her seyine sorgusuz sualsiz yaklasip el ustunde tutan, kendini kucuk goren anlayisi ciddi manada elestirmis. Fransizin da nasil bizim gibi başkalarını da her anlamda sömürdüğü acikca ortaya konmustur. Yazar tabiki moderniteden yanadir ama kesinlikle batililasmaktan yana degil. Ulusal degerlerden kesinlikle her daim vazgecilmemesi gerektigini ifade etmistir. Bu içi boş bati hayranliginin kendi degerlerimize ihanet olduğunu ne kadar engin bir kulturel gecmisimiz olduğunu unutmamamiz gerektigini ifade etmistir.
Yazarin kapitalizm,sosyalizm ile ilgili dusunceleri basta ABD,Rusya olmak uzere dunya duzeninin nasil birileri tarafindan domine edildiği, bizim bu noktadaki konumumuzun nasil olmasi gerektiginden bahsetmis. Bir nevi siyasi panaroma da sunmus bize doneme dair.
Ozellikle Afrikalinin nasil batili tarafindan somuruldugu,gecmislerinin unutturulduguna dair cok guzel ornekler verilmis,tespitler yapilmis.
Ozellikle Atatürk zihniyetini benimsememizin ne kadar elzem olduğunu bir kez daha anliyoruz. Aslinda zengin icerige sahip essiz deryayiz ama bu deryayi batinin kiriyle kirletiyoruz!
323 sayfa