Yüreğinizi ısıtacak, hayal dünyanızda fırtınalar koparacak sımsıcak bir roman
Sığla ağacı İnsanlar dışarıdan baktıklarında sadece sararmış lifli gövdesini görürler. Oysaki çoğu kişinin farkına varamadığı gerçek değeri onun köklü kızıl yüreğidir, sağlam ve dayanıklı yüreği.
Görünüşte her şey umut vericiydi ancak hiçbir şey hakikati değiştiremezdi. Belli etmemeye çalışsam da eskisinden daha fazla acı çekiyordum. Ne kadar deneseniz de aşk istediğiniz zaman açıp istediğiniz zaman kapatabileceğiniz bir lamba değildir. Tek yapabileceğiniz, ele geçirilmesi imkansız bir kale inşa edene kadar duygularınızın etrafına aşılmaz bir duvar örmektir. Ve bu kaleyi inşa eder etmez o kadar iyi gizlersiniz ki kendiniz bile artık onu göremezsiniz. Nicke duyduğum aşk da işte böyleydi ve nefreti bir giz perdesi olarak kullanıyordum. O, hayatımdaki her şeyi etkilemişti. İlk kez sığla ağacının özüne inemiyor, onun sararmış ve yıkılmaya yüz tutmuş lifli gövdesini görüyordum.
Yüreğinizi ısıtacak, hayal dünyanızda fırtınalar koparacak sımsıcak bir roman
Sığla ağacı İnsanlar dışarıdan baktıklarında sadece sararmış lifli gövdesini görürler. Oysaki çoğu kişinin farkına varamadığı gerçek değeri onun köklü kızıl yüreğidir, sağlam ve dayanıklı yüreği.
Görünüşte her şey umut vericiydi ancak hiçbir şey hakikati değiştiremezdi. Belli etmemeye çalışsam da eskisinden daha fazla acı çekiyordum. Ne kadar deneseniz de aşk istediğiniz zaman açıp istediğiniz zaman kapatabileceğiniz bir lamba değildir. Tek yapabileceğiniz, ele geçirilmesi imkansız bir kale inşa edene kadar duygularınızın etrafına aşılmaz bir duvar örmektir. Ve bu kaleyi inşa eder etmez o kadar iyi gizlersiniz ki kendiniz bile artık onu göremezsiniz. Nicke duyduğum aşk da işte böyleydi ve nefreti bir giz perdesi olarak kullanıyordum. O, hayatımdaki her şeyi etkilemişti. İlk kez sığla ağacının özüne inemiyor, onun sararmış ve yıkılmaya yüz tutmuş lifli gövdesini görüyordum.
Son zamanlarda bu kadar İÇİMİ BAYAN, DARAL GETİREN ve OFFFF YETER dedirten başka bir kitap okumamıştım!!!
Yazar, aşk romanı yazmak için yola çıkmış ama acılarla yoğrulmuş bir dramdan öteye gidememiş bence.
Ayrıca her şeyin kadın karakter Alix tarafından anlatılması beni yordu. Hele hele konunun daha 8 yaşındayken başlaması ve 18 yaşına gelmesinin 100 küsür sayfayı bulması YETERRRRR diye bağırttı beni. Utanmasa annenin hamileliğinden başlayacakmış! Gerçi farklı şekilde anlatsa zevk alabilirdim. Mesela Güllere Sor'da çocukluk dönemlerini tüm kitap byunca gerek mektuplar, gerekse ara notlarla öğrenmek çok zevkliydi. Ama o JG, olacak o kadar fark :)
Konuya kısaca değinecek olursak, Alix 8, Nick 10 yaşındayken tanışıyorlar. Okullar, sınıf arkadaşları, dersler, ve bir dolu ıvır zıvırla zaman geçmek bilmiyor. Aklınca çocukluk aşkı bir ömür boyu sürer mantığı işlenmiş. Tamam, ilk aşk belki unutulmaz ama bu kadar da abartılmaz! Bu iki çocuğun başına gelen resmen pişmin tavuğun başına gelmez. Hele sürekli olarak açık davranmaktan kaçınmaları, alelacele kararlar alıp geleceklerini heba etmeleri beni benden aldı. Gerçi Alix'in hakkını yemeyeyim, bazı yerlerde çok harbiydi ve açık açık düşüncelerini dile getirdi. Ama bu bile kitabı kurtaramadı! Çünkü Nick asla açık olamadı! Sürekli gizledi, gizlendi. Haliyle bu da çiftin 15 yıl gibi bir süreyi kaybetmesine neden oldu. Şimdi ben bu kitabı nasıl sevebilirim?
Bu arada çevirisinde en çok takıldığım nokta direkT'ler oldu. Çünkü tüm direkTler, direK olmuş! Hadi çevirmenin gözünden kaçtı, redaksiyon nasıl atladı?
Sonuç itibariyle, kitabın ilk 161 sayfası ve 286'dan 324'e olan kadar bölümü okunabildi! Sonunu okursam belki arayı okurum dedim ama cık, hayatta işim olmaz! Bu kitap benim için bitmiştir. Neyseki fazla hırpalamadım, kolaylıkla başka bir kitapla, daha doğrusu okunabilir bir kitapla takas edebileceğimi düşünerek kendimi teselli etmeye başladım...
Bu arada aklıma geldi. Bu kitap "Bir Çocuk Sevdim" adlı salak bir dizi var ya, ona çok benziyor. Kızımız daha liseyi bitirmeden aktif seks hayatına sahip ve mezun olmadan hamile kalıyor!!!! Ayy aklıma geldikçe çıldırıyorum. O yaşta bir bebenin aşkını?? okuduğuma mı yanayım, yoksa hamile kalmasına mı sinir olayım bilemedim.
Ayrıca! Cinsellik içeren kitapları 18 yaşındaki okuyuculara önermemek için kendimi parçalarken karşıma daha 18'e girmemiş bir kızın bırak okumayı direkt cinselliği yaşadığını ve akabinde hamile kaldığını görünce, ilk aklıma gelen "tüküreyim senin aşkına" demek oldu!
Nasıl ergenler için olan kitapları okumak istemiyorsam, böyle ipin ucunu kaçırmış ergenlerin aşk, pardon seks hayatlarını da okumak istemiyorum!
Diyebileceğim tek bir kelime var MÜKEMMEL.
Hikayemizin iki ana kahramanı hakkında kısaca bilgi verirsek; Alix , babası o küçükken terk etmiş(ki kitapta babası ile ilgilide ilginç gelişmeler oluyor) annesi ile büyükbabası namı diğer Yargıç ve iki tane teyzeysiyle büyümüş son derece zeki,akıllı,sevgi dolu bir kız.
Nick ise, hurdacı dükkanı olan,karavanda yaşayan serseri,ayyaş bir babanın oğlu. Hikaye Alix 8 yaşındayken , bir gün yargıç ile onun arabasına bir parça almak için gittiği o hurdacı dükkanında Nick’i görmesi ve onu kurtarmaya çalışma ilk adımı ona bir sığla ağacı merhemi ile başlıyor.Bu çaba inanılmaz bir aşka dönüşüyor. Şimdiye kadar okunan aşk romanlarında farklı , sevginin gücünü,aşkı, hüznü,acıyı derinden hissedip yaşayacağınız bir Roman.
Yazar’ın anlatım uslubu inanılmaz güzel.Konuyu ve olayları işleyişi okadar vurgulayıcı ve etkileyici ki okurken kendinizi hikayenin içinde yaşıyor ve orda yaşanan duygu yoğunluğunu hissediyorsunuz. Ana kahraman Alix’in ağzından anlatıyor yazar hikayeyi sanki birinin günlüğünü yada anı defterini okuyor ve o kişinin yaşadıklarını gerçekten yaşıyormuş gibi bir his veriyor size. Şunu gerçekten hiç abartmadan belirtiyorum ki okuduğum bazı yerlerde gözlerimin bile dolduğu oldu. Evet mutlu bir son vardı ama bu sona gelene kadar geçen süreç ve yaşananlar,iki kişinin sevgisinin geçirdiği evreler ve bu aşkın hiç sönmemiş olması. Sıradan aşk hikayelerinde farklı çok dokunaklı bir hikaye okuyacaksınız. Ve bittiğinde hikayenin etkisi üzerinizde hissedeceksiniz. Şu üç ay içinde bütün kitapsızlıklarımın dermanı oldu.
Uzun zamandır tat almadan okunan kitaplar sonrası ilaç oldu.Ve bu kitap kitaplığımın en özel köşesindeki yere konuldu. Ve zaman zaman tekrar okuyacaklarım arasındaki yerini aldı.Elime aldığımda kitabı bırakamadım , bırakmak istemedim ve bir gün içinde bitirdim.
Kitapta cinsellik çok fazla yok,yani okuduğumuz diğer kitaplara nazaran daha az ve soft. Zaten o sevgi bağını hissetmek için yazar cinselliği daha ağırlıkta tutsaydı sanırım bu tadı bukadar derinden alamazdım.Tabi bu benim düşüncem bilemiyorum ama o hikayenin büyüsü bu şekilde daha güzeldi.
Kitaptaki ana karaker olan Alix ilk birlikteliğini 18 yaşını geçmiş ,19 yaşını sürerken yaşamaktadır.
Bu kitap aslında okurken insanların hayatta bir karar alırken yada yaptıklarından farkında olmadan da ne tür hatalar yapabileceğini ve sonuçlarının neler olabileceğinin de bir göstergesi özellikle gençlik yıllarında. Onun dışında gerçekten kurtarılmaya değer insanların hayatını değiştirme imkanı olunca neler başarabileceklerini de gösteriyor.
Yani kitabı gerçekten okuyanlar bu detayları çok iyi anlar.Kesinlikle gençlerin okuyabileceği bir roman.
Ve kitap kesinlikle cinselikle duyguların yorumlandığı bir kitap değildir. Yazar hikayeti okadar etkileyici bir uslup ile anlatıyorki kendinizi hikayenin için buluyorsunuz.
Bu kitap ve yazarı bizlere okuma şansı verdiği için Koridor yayınlarına ve emeği geçen herkese çok teşekkür ederim. Tek diyeceğim,Gidin,alın vakit kaybetmeden okuyun ve herkese okutturun
60'lardaki Amerikan filmleri gibiydi. Ama bunu çok yeni bir zamanda geçiyor olduğunu bilerek okumak dayanılır gibi değildi. Kısacası çok vasat bir kitaptı.
Hayallerimin Arka Bahcesi-Katherine Allred
Harika bir hikaye büyüleyici bir aşk..
Konusunu okudugunuzda klasik oldugunu söyleyebilirsiniz ama son
zamanlarda okudugum en güzel hikayelerden biri idi.
yazarin cok akici bir uslubu vardi biteseye kadar elimden bırakmadim.
Biri 8 digeri10 yasindaki iki coçugun masum arkadasliklarinin
dostluklarinin yillar gectikce destansi bir aska dönüsmesi.
Imkansizliklar ,kader oyunu,yalnis secimlerle iki sevgilinin yillarca
sürecek bir ayriliga sürüklenmesi.Farkli bir hayat kurmalari. derken
tekrar manidar bir sekilde karsi karsiya gelmeleri ve büyük
hesaplasmalar.
Bir kac sahne de yazarin kalemi adeta şaha kalkmis idi. Alix'in Nick'i darmadağın ettiği sahne Nick'e gercekleri anlatırken onu darmadağın ettiği sahne ve Elini uzattığı ölmüş bebekleri için ikisinin de sarılarak ağladığı sahne
yazar o sahnede beni uçurdu diyebilirim .
Ask ve sevgiyi sonuna kadar hissettirebilen nadir kitaplardandi.
Muhtesem bir hikaye ve büyüleyici bir ask masali.
muhakkak okuyun askin evrelerinı,masumiyetini,tutkusunu okuyun.
Tavsiyemdir.
ilk 200 sayfa zorlasa da okurken ki sorun akıcılık değil her şeyin özet gibi olmasıydı.... başlarda kitap ana hikayenin özetini okumak gibiydi... her şey kısa kısa ve sürekli zamanda atlayarak ilerledi... ama o özet geçilen 200 sayfayı atlatınca konu çok güzel ilerledi... duygular ve olaylar daha bir oturdu... okurken ben daha iyi hissettim en azından... kısaca son sayfalarda ki güzellikten mütevellit 8 puanı benden kaptı :)
Kitap muhteşem. Kitabın sonunda ağladığımı bile söyleyebilirim. O derece duygusal, o derece içten...
Özellikle şu kısım çok hoşuma gitti;
"Yemin ederim, bir daha asla seni terk etmeyeceğim."
"Terk edersen bunun sana bir faydası olmaz, çünkü bir daha terk edersen, senin arkandan gelirim"
Bir tarafta iki teyzesi, Yargıç lakaplı dedesi ve annesi ile yaşayan, aile sevgisi tatmış Alix; diğer tarafta alkolik bir babayla karavandan bozma yerde kalan, sürekli dayak yiyen Nick… Onların ilk karşılaşmaları, birbirlerine davranışları o kadar doğal ki bu sahneler insanın kalbini acıtıyor. Alix’in sevimliliği, Nick’in efendiliği, korumacı tavırları sizi onlara bağlıyor. Kitap ilk aşkın saflığı ile başlıyor, birçok olayı peşi sıra içine alarak çığ gibi büyüyor.
İki çocuğu da büyütüyor, ergenliğe girdiklerinde hissettikleri dostluk aşka dönüşüyor. Olmaması gereken olaylar oluyor ve araya mesafe araya giriyor, insanı korkutuyor, şaşırtıyor. En sonunda, geçen 15 senenin ardından yaşanılanların unutulmayacağını anlatıyor. Anıların hepsi orada; Sığla Ağacı’nın iyileştireceği, yaralarını saracağı iki insanın kalbinde…
Beni pek çok kere şaşkınlığa uğratan bir kitap oldu bu. Kapağını beğenmedim, içeriği harika çıktı. Sıkılırım dedim, bir günde bitirdim. Yazımı günlük tarzında, kesin dili bayağıdır diye düşündüm, kendimi cümlelerin altını çizerken buldum. Bu kitaba, klişe diye tabir edildiği halde yer yer şaşırtan konusuna, sonuna cidden bayıldım. Hani arka kapağındaki açıklamada ‘yüreğinizi ısıtacak’ diyor ya? İşte ben o gece hiç üşümedim. Böyle bir ilk aşk yaşamak isterdim. Bazen karakterlere kızdım, bazen sinirlendim, bazen yüreğim acıdı, hak verdim. Bunları yaşarken soğuğu hissedecek fırsatım dahi olmadı. Ayrıca tavsiyemle okuyan beş kişi de çok beğendi. Belirtmeden edemeyeceğim. :D
Şu yanar dönerli havalarda elinize kahve/çay almanıza gerek yok, yeter ki bu kitaba başlama cesareti gösterin.
“Ben Frank Anderson’un oğluyum ve bir hurdalıkta yaşıyorum. Kim benimle evlenmek ister ki?” dedi.
Kararımı çoktan vermiş bir şekilde “Ben seninle evlenirim, böylece her ikimizin de bir gün çocuğu olur,” dedim.
Bir solukta okuduğum kitaplardan biridir. Karakterleriyle olsun, olayların gidişatıyla olsun insanı alıp götürüyor farkında olmadan. Aşk, arkadaşlık, aile, dram... Bütün hisleri tattırıyor insana.
Tatilde okumak için almıştım ve evet tam bir tatil kitabı :))
ilk sayfaları sıkıcı olmakla birlikte olay örgüsüne dahil olduğunuz anda sizi saracak ve bir solukta okuyacağınız bir kitap.
insanın içini sızlatıyor mu? evet sızlatıyor.
336 sayfa
Mart2012 tarihinde, Koridor Yayınevi tarafından yayınlandı