Suzan Mumcu ilk gençliğinde de, evlenip anne olunca da, öğretmenlik yaparken de yazmakla ilişkisini hiç kopartmamış. Çaresiz bir sokak çocuğundan Alzheimer?li bir anneye, mutsuz biten aşk öyküleri ve kavuşamayan sevgililerden kocasını öldüren bir kadına kadar toplumun her katmanından bireylerin kimi zaman işittiği, kimi zaman doğrudan gözlemlediği kimi zaman da kurduğu sahici öykülerini yazmış.Bakmayı belki de unuttuğumuz saflıkta bir bakış açısından, zaman zaman gülümseyerek zaman zaman da hayıflanarak okunan ama her seferinde şaşırarak ?Hayat bu işte? dedirten öyküler? ?Şimdi bizimle babamın arasında bir köprüde. Onu geri döndürmeye uğraşıyoruz. Ama karşıda da sevdiği adam var. Gitmekle kalmak arasında 65 gündür bocalayıp duruyor. Beyni çoktan öbür yana geçti ama kalbi hâlâ bu yanda.?(Kitaptan)
Suzan Mumcu ilk gençliğinde de, evlenip anne olunca da, öğretmenlik yaparken de yazmakla ilişkisini hiç kopartmamış. Çaresiz bir sokak çocuğundan Alzheimer?li bir anneye, mutsuz biten aşk öyküleri ve kavuşamayan sevgililerden kocasını öldüren bir kadına kadar toplumun her katmanından bireylerin kimi zaman işittiği, kimi zaman doğrudan gözlemlediği kimi zaman da kurduğu sahici öykülerini yazmış.Bakmayı belki de unuttuğumuz saflıkta bir bakış açısından, zaman zaman gülümseyerek zaman zaman da hayıflanarak okunan ama her seferinde şaşırarak ?Hayat bu işte? dedirten öyküler? ?Şimdi bizimle babamın arasında bir köprüde. Onu geri döndürmeye uğraşıyoruz. Ama karşıda da sevdiği adam var. Gitmekle kalmak arasında 65 gündür bocalayıp duruyor. Beyni çoktan öbür yana geçti ama kalbi hâlâ bu yanda.?(Kitaptan)