Bir sürü isimleri vardı: Erinyesler, Eumenidesler, Diraeler, Öfkeliler. İntikamın, affetmezliğin ve durdurulmazlığın temsilcileri: cezalandırmak için aradıkları suç kanla yıkanıncaya kadar durmazlar. Merhametliler, Lytha Hal bebeği Daniel ondan alınınca onlara gider ve Ebediler’den Düş onların hedefi olur. Ama annenin kederi ve boyun eğmez öfkesinin arkasında daha karanlık güçler iş başındadır ve onlar sonunda Düş Diyarı’nda daha önce kimsenin görmediği bir fedakarlık isteyecektir.
Bir sürü isimleri vardı: Erinyesler, Eumenidesler, Diraeler, Öfkeliler. İntikamın, affetmezliğin ve durdurulmazlığın temsilcileri: cezalandırmak için aradıkları suç kanla yıkanıncaya kadar durmazlar. Merhametliler, Lytha Hal bebeği Daniel ondan alını... tümünü göster
Okuyacağınız her şey gerçektir... Anlatacağım olayların pek çoğunun tanıkları vardır... Ne kişi adları değiştirilmiştir ne de yer adları... Bence insanlar yaptıklarından utanmamalıdırlar. Utanılacak şeyleri ise yapmamalıdırlar. Ayşe Nilin bu yapıtında Fransız La Paix Hastanesinde Suna Tanaltay ve Prof. Dr. Ayhan Songara kadar birçok ünlü kişiyi gerçek adlarıyla ve tanıklar önünde yaşanmış olayların içinde bulacaksınız. Ayşe Nil gittiği psikiyatristlerle, birçok kez kapatıldığı hastanedeki soğuk, sevgisiz, özensiz ve çarpık ilişkileri sergiliyor. İyileşme sürecinden bugüne kadar geçen zamandaki hikayesini de eklediği bu yeni genişletilmiş baskı, yazarın inanılmaz yaşam öyküsünü sizlerle buluşturuyor. O şoklardan sonra zaten pasifize oluyorsunuz, bembeyaz duvarlar insanı öldürüyor. Temel yanlış ise psikiyatristlerde. Büyük bir bölümü işlerini ciddiye almıyor...
Okuyacağınız her şey gerçektir... Anlatacağım olayların pek çoğunun tanıkları vardır... Ne kişi adları değiştirilmiştir ne de yer adları... Bence insanlar yaptıklarından utanmamalıdırlar. Utanılacak şeyleri ise yapmamalıdırlar. Ayşe Nilin bu yapıtınd... tümünü göster
Dünyanın en sevilen portrelerinden biri olan ve 'Hollanda'nın Mona Lisa'sı olarak tanımlanan, Felemenkli ressam Jan Vermeer'in 'İnci Küpeli Kız' adlı portresi, büyük bir gizem taşımaktadır. Portredeki model kimdi ve neden resmi yapıldı? Bize bakarken aklından neler geçiyor? O iri gözleri ve esrarlı gülümsemesi masum mu yoksa baştan çıkarıcı mı? Ve neden inci bir küpe takıyor?
Tracy Chevalier'nin, sanatsal bakış açısı ve duygusal uyanış üzerine kurduğu 'ışık' dolu bu romanda, tarih ve kurmaca kusursuz bir biçimde bir araya geliyor. On altı yaşındaki Griet'in gözünden, 1960'lı yılların Hollandası, Vermeer'in en ünlü resimlerinden birine ilham veren geçn kadının düşlerle dolu portresiyle, baş döndürücü bir biçimde canlanıyor.
Dünyanın en sevilen portrelerinden biri olan ve 'Hollanda'nın Mona Lisa'sı olarak tanımlanan, Felemenkli ressam Jan Vermeer'in 'İnci Küpeli Kız' adlı portresi, büyük bir gizem taşımaktadır. Portredeki model kimdi ve nede... tümünü göster
Aytmatov, milletinin tarih boyunca kazandığı sosyal, kültürel, ahlaki, edebî, askeri yani, bütün maddi, zenginliğini eserlerine yansıymış, yaşadığı coğrafyanın insanının tarih içinde kazandığı değerleri, acılarını, kahramanlıklarını, tecrübelerini yazıya döküp ölümsüzleştirmiş, halkının içine düştüğü zor durumları eserlerinde en güzel şekilde anlatmış, onların çözümlerine dair ipuçları göstermiş, eserlerinde kendi ifadesi ile tipik insanı ortaya koymaya çalışmış bir yazardır. Hikâyelerinde milletinin temel mülkü olan millî hafızaya ait efsane, destan, masal, hikâye ve türküleri, bunların meydana geldiği şartları, ardındaki hikâyeleri, insanları kullanırken, Kırgız Türk kültürünü, psikolojisiyle, duyuş ve anlayış tarzıyla, maddi manevi zenginliğiyle o kültürü bina edenlerin evlatlarına yeniden hatırlatmaya çalışmıştır. Her yazar bir milletin çocuğudur ve o milletin hayatını anlatmak, eserlerini kendi millî gelenek ve törelerini kaynak alarak zenginleştirmek zorundadır. Benim yaptığım önce bu, yani kendi milletimin geleneklerini ve hayatını anlatıyorum. Fakat orada kaldığınız takdirde bir yere varamazsınız. Edebiyatın millî hayatı ve gelenekleri anlatmanın ötesinde de hedefleri vardır. Yazar, ufkunu millî olanın ötesine doğru genişletmek ve evrensel olana ulaşmak için gayret göstermek durumundadır. İyi yazar tipik insan ortaya koyma ustalığına erişen yazardır.
******
Cengiz Aytmatov edebiyat - roman Kader ve takdîr-i ilâhî konusu; ilâhî kudretin varlığını sürekli vurgulayan, ama sorumluluğu insanda ve insanların ortak sorumluluğunda arayan çok çarpıcı bir olaylar örgüsü romanın konusunu teşkil eder.Yorumlar: Bu kitap, yüz yılımızın önde gelen yazarlarından Cengiz Aytmatovun büyük yankılar uyandıran son romanıdır.Aytmatovun bu romanında iyi-kötü, ilahî adalet ve kader gibi çetin konuları sorgulamaktadır. İnsanın bu ezelî ve ebedî soruları, bir papaz okulu öğrecisinin düşüncelerinde, esrar kaçakçılarının, Kırgız çobanlarının ve kurtların hayat hikâyelerinde irdelenmektedir. İlâhi kudretin varlığını sürekli vurgulayan, ama sorumluluğu insanda ve insanların ortak sorumluluğunda arayan çok çarpıcı bir olaylar örgüsü anlatılmaktadır.Dişi Kurdun Rüyaları aynı zamanda çok etkileyici bir çevre romanıdır. Aytmatovun, kirletilen Kırgız bozkırları ve bozulan tabiat dengesi karşısında haykırışıdır....
******
Aytmatov, milletinin tarih boyunca kazandığı sosyal, kültürel, ahlaki, edebî, askeri yani, bütün maddi, zenginliğini eserlerine yansıymış, yaşadığı coğrafyanın insanının tarih içinde kazandığı değerleri, acılarını, kahramanlıklarını, tecrübelerini ya... tümünü göster
Suzan Mumcu ilk gençliğinde de, evlenip anne olunca da, öğretmenlik yaparken de yazmakla ilişkisini hiç kopartmamış. Çaresiz bir sokak çocuğundan Alzheimer?li bir anneye, mutsuz biten aşk öyküleri ve kavuşamayan sevgililerden kocasını öldüren bir kadına kadar toplumun her katmanından bireylerin kimi zaman işittiği, kimi zaman doğrudan gözlemlediği kimi zaman da kurduğu sahici öykülerini yazmış.Bakmayı belki de unuttuğumuz saflıkta bir bakış açısından, zaman zaman gülümseyerek zaman zaman da hayıflanarak okunan ama her seferinde şaşırarak ?Hayat bu işte? dedirten öyküler? ?Şimdi bizimle babamın arasında bir köprüde. Onu geri döndürmeye uğraşıyoruz. Ama karşıda da sevdiği adam var. Gitmekle kalmak arasında 65 gündür bocalayıp duruyor. Beyni çoktan öbür yana geçti ama kalbi hâlâ bu yanda.?(Kitaptan)
Suzan Mumcu ilk gençliğinde de, evlenip anne olunca da, öğretmenlik yaparken de yazmakla ilişkisini hiç kopartmamış. Çaresiz bir sokak çocuğundan Alzheimer?li bir anneye, mutsuz biten aşk öyküleri ve kavuşamayan sevgililerden kocasını öldüren bir kad... tümünü göster
Hiç kimsenin kitabımı özensizce okumasını istemem doğrusu. Bu anılarımı yazarken çok üzüntülü anlar yaşadım. Arkadaşım koyunu ile birlikte beni bırakıp gideli tam altı yıl oldu. Onu burada anlatmaya çabalıyorsam, bu biraz da onu unutmamak için. Arkadaşı unutmak çok üzücü bir şey. Herkesin arkadaşı olmamıştır. Arkadaşımı unutursam, kendimi o, sayılardan başka bir şeye değer vermeyen büyükler gibi hissederim sonra.
Çölde uçağı düşen pilotun başına dikilip "Bana bir kuzu resmi çiz." diye tutturan, gezegeninde tek başına bıraktığı gül için de acı çeken, büyük insanları anlamakta zorlanan Küçük Prens... Buğday saçlı, gizemli küçük çocuk... Yaratıcı pilot-yazar Antoine de Saint Exupery ile arasındaki benzerlikler çarpıcı. Küçük Prens'in gün batımlarında hüzünlenip düşündüğü dört dikenli gülü varsa, Saint-Exupery'nin de Arjantin Postaları için çalışırken tanıştığı, Salvadorlu Consuelo adında bir sevgilisi var. Ve onunla evlenmiş. 1944 yılı Temmuz ayında Korsika'dan havalanan uçağı, Akdeniz'de kayıplara karışmadan dört gün önce Consuelo'ya: Sizi seviyorum, sizi hep koruyacağım. diye yazmış. Ama Küçük Prens'in gülünü fanus ile kapatıp korurken, o deli dolu, başına buyruk Consuelo'ya esasında pek söz geçirememiş, onu kanatları altına alamamış. Uçağın kalıntıları, 60 yıl sonra Nisan 2004'ün başlarında Marsilya açıklarında bulundu. Kaza mı, intihar mı bilinmiyor. "Gerçeği sadece yüreğinle görebilirsin." diyen yazar, bu dünyaya veda edip giden Küçük Prens gibi yok olup gitmiş. Sırlarını bilen yok. Cevdet Yalçın
Küçük Prens'i tanıyan-tanımayan, yeniden keşfetmek isteyen, ya da çizgi roman meraklısı olan her yaştaki çocuklar için, Joann Sfar'ın muhteşem çizgileriyle.
Hiç kimsenin kitabımı özensizce okumasını istemem doğrusu. Bu anılarımı yazarken çok üzüntülü anlar yaşadım. Arkadaşım koyunu ile birlikte beni bırakıp gideli tam altı yıl oldu. Onu burada anlatmaya çabalıyorsam, bu biraz da onu unutmamak için. Arkad... tümünü göster
Mahrem-i-esrar şu anda kitap okumuyor.