Ev büyüktü, çünkü planlarımız büyüktü. Birincisi yoldaydı bile, karnında bir yumru; alev gibi hareket eden, bir yılan kümesi gibi kaygan ve kıpır kıpır bir şey. Gece yarısının sessizliğinde kulağımı karnındaki pınara dayayıp su seslerini, çağlamalarını ve emişlerini dinlerdim. Taş gibi aramıza girmişti bebek. Endişeliydim, hiç bir zaman eskisi gibi olamayacağımızdan korkuyordum. Odasına girip eşarbı, elbisesi ya da beyaz kurdelesi gibi özel eşyalarından birini elime aldığımda başımın döndüğü, sevgilime duyduğum aşkın coşkusu ile kurbağa gibi vırakladığım o eski günlerin özlemiyle dolardı içim. Tuvalet masasının önündeki iskemlesi, onun o güzel yüzünü aksettiren ayna, başını yasladığı yastık, yıkanmak üzere bir kenara fırlatılmış bir çift çorap, ipek pantalonunun elimi ayağımı kesen cazibesi, gecelikleri, sabunu, banyo sonrasında hâlâ ıslak ve sıcak havluları; ihtiyacım vardı bu şeylere: onunla olan yaşantımın parçalarıydılar: ruj lekesi de hiç farketmiyordu, çünkü kadınımın sıcak dudaklarından geliyordu.
John Fante, Hayat Dolu'da her evliliğin en önemli aşamalarından birini, ilk bebeğinin doğum öncesini, karısının hamilelik günlerini, birlikte nasıl yaşadıklarını anlatıyor. Karı koca ilişkilerindeki değişimi, o değişimin hayatlarına getirdiği yenilikleri, hoşlukları ve zorlukları John Fante'nin duru anlatımıyla okuyacaksınız.
Ev büyüktü, çünkü planlarımız büyüktü. Birincisi yoldaydı bile, karnında bir yumru; alev gibi hareket eden, bir yılan kümesi gibi kaygan ve kıpır kıpır bir şey. Gece yarısının sessizliğinde kulağımı karnındaki pınara dayayıp su seslerini, çağlamalarını ve emişlerini dinlerdim. Taş gibi aramıza girmişti bebek. Endişeliydim, hiç bir zaman eskisi gibi olamayacağımızdan korkuyordum. Odasına girip eşarbı, elbisesi ya da beyaz kurdelesi gibi özel eşyalarından birini elime aldığımda başımın döndüğü, sevgilime duyduğum aşkın coşkusu ile kurbağa gibi vırakladığım o eski günlerin özlemiyle dolardı içim. Tuvalet masasının önündeki iskemlesi, onun o güzel yüzünü aksettiren ayna, başını yasladığı yastık, yıkanmak üzere bir kenara fırlatılmış bir çift çorap, ipek pantalonunun elimi ayağımı kesen cazibesi, gecelikleri, sabunu, banyo sonrasında hâlâ ıslak ve sıcak havluları; ihtiyacım vardı bu şeylere: onunla olan yaşantımın parçalarıydılar: ruj lekesi de hiç farketmiyordu, çünkü kadınımın sıcak dudaklarından geliyordu.
John Fante, Hayat Dolu'da her evliliğin en önemli aşamalarından birini, ilk bebeğinin doğum öncesini, karısının hamilelik günlerini, birlikte nasıl yaşadıklarını anlatıyor. Karı koca ilişkilerindeki değişimi, o değişimin hayatlarına getirdiği yenilikleri, hoşlukları ve zorlukları John Fante'nin duru anlatımıyla okuyacaksınız.
Bukowski sayesinde ve fakat geç tanıdğım harika bir yazar.
Özellike babasını anlattığı romanlarında daha da bir hayranım kendisine.
Bence çok başarılı, hiç sıkmayan, yer yer güldüren, net, anlaşılır ve edebiyatını yediğim bir kitap.
Okuyun, kütüphanenize alın, sonra açıp tekrar okuyun..
Karton Cilt, 144 sayfa
2000 tarihinde, Parantez Yayınları tarafından yayınlandı