Hayatı Sevme Hastalığı

Yakalandığımız bütün hastalıkların tek bir kaynağı vardır: hayatı sevme hastalığı!
Bu amansız hastalığın tek çaresi ise kaybetme korkusunun aşılmasıdır. O zaman insan soyunun acıları son bulacak, diğer bütün terk ediş ve terk edilişler anlamsız kalacaktır.
Şükran, ördüğü mavi kazak melankolinin içinden çıkıp kadınca bir direnişin kahramanı olduğunda kızına bunları söyleyecektir.
İntihara eğilimli bankacı Neşe, geçmiş ve geleceğin peşindeki tarot kartlarını açtıkça, Ayda'nın aşk acısı da artarak ilerler. İki kadın, karabasanlarını buluştururken siyaseten çarpışırlar ama bir damla kan akmaz.
Sibel K. Türker'in yeni çalışması Hayatı Sevme Hastalığı, yalnızlıktan erkeklerle hesaplaşmaya, alkolden müziğe, ahlaktan aşka pek çok sorunu son derece kıvrak, esprili ve ritmik bir dille anlatan bir roman. Bir çağ manzarası.
Hey kadınlar! Akşamın bu saatinde, bir yer altı treninin içinde aslında birer aşk yolcusu olduğunuzu bilmiyor muydunuz? Hepimiz, istisnasız hepimiz biraz dövülüp ezileceğiz. Yolculuğumuz bittiğinde ise bu akşam treninden kozayı delip çıkan kelebekler gibi mutlu ve özgür ve bilmiş ve tükenmiş ama hayatta kalarak yerüstünün ışıklarına doğru aceleyle uçuşarak çıkıp gideceğiz. Nereye mi ey kadınlar! Karanlık inlerimize tabii ki.

Yakalandığımız bütün hastalıkların tek bir kaynağı vardır: hayatı sevme hastalığı!
Bu amansız hastalığın tek çaresi ise kaybetme korkusunun aşılmasıdır. O zaman insan soyunun acıları son bulacak, diğer bütün terk ediş ve terk edilişler anlamsız kalacaktır.
Şükran, ördüğü mavi kazak melankolinin içinden çıkıp kadınca bir direnişin kahramanı olduğunda kızına bunları söyleyecektir.
İntihara eğilimli bankacı Neşe, geçmiş ve geleceğin peşindeki tarot kartlarını açtıkça, Ayda'nın aşk acısı da artarak ilerler. İki kadın, karabasanlarını buluştururken siyaseten çarpışırlar ama bir damla kan akmaz.
Sibel K. Türker'in yeni çalışması Hayatı Sevme Hastalığı, yalnızlıktan erkeklerle hesaplaşmaya, alkolden müziğe, ahlaktan aşka pek çok sorunu son derece kıvrak, esprili ve ritmik bir dille anlatan bir roman. Bir çağ manzarası.
Hey kadınlar! Akşamın bu saatinde, bir yer altı treninin içinde aslında birer aşk yolcusu olduğunuzu bilmiyor muydunuz? Hepimiz, istisnasız hepimiz biraz dövülüp ezileceğiz. Yolculuğumuz bittiğinde ise bu akşam treninden kozayı delip çıkan kelebekler gibi mutlu ve özgür ve bilmiş ve tükenmiş ama hayatta kalarak yerüstünün ışıklarına doğru aceleyle uçuşarak çıkıp gideceğiz. Nereye mi ey kadınlar! Karanlık inlerimize tabii ki.


Değerlendirmeler

değerlendirme
Profil Resmi
8 puan

Biraz melankolik olsa da farklı konular arasında zekice kurulmuş bağlantılar, sıradan olaylara farklı bakış açıları, karmakarışık duygular ve düşünceler yumağı hoşuma gitti.

Profil Resmi
5 puan

Durum öyküleri gibi.. Soyut duygular somutlanarak anlatılmış. Farklı bir tarzı var yazarın. Kapı komşusu NEŞEyle küsmesi, sevgilisi GURURun onu terketmesi, gururun kardeşleri ŞUUR ve ONURun GURURun ortadan kaybolmasının sebebini onda bulmaları...

4 puan

Nedendir bilmem pek sevemediğim bir kitap. Beni içine alan etkilendiğim bir kitap değildi.


Baskı Bilgileri

Karton Cilt, 236 sayfa
Haziran2012 tarihinde, Can Yayınları tarafından yayınlandı


ISBN
9789750714818
Dil
Türkiye Türkçesi

Etiketler: roman

Benzer Kitaplar

Şu An Okuyanlar

Şu anda kimse okumuyor.

Okumuşlar

Zahide james reader alkolsart Almila Selcen narçelen
17 kişi

Okumak İsteyenler

ehlimana bilgece Daktilo yazıları elif-nur mavibirbulut
12 kişi

Takas Verenler

Takas veren bulunamadı.
Puan : hepsi | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10
Değerlendirme Zamanı: en yeni | en eski