Refah Toplumu diye de adlandırabileceğimiz 20. Yüzyılın teknolojik açıdan gelişmiş olan toplum düzeni, yüzyılın başındaki beklentileri boşa çıkardı ve insanları mutlu edemedi. O zamanlar daha çok şeye sahip olmakın, insanların ihtiyacı olan her türlü manevî doyumu onlara sağlayacağı düşünülüyordu. Ama görüldü ki, olmak ve mutluluk ayrı birer kalitedir ve bir yerden sonra da sahip olmak ve çok tüketim ile ters bir orantı içine girmektedir. Bu nedenle insanı gerçek özellikleri ile tanımak ve onun kendi güçlerini geliştirmesine imkân veren bir toplum yapısı kurmak gerekmektedir.
Refah Toplumu diye de adlandırabileceğimiz 20. Yüzyılın teknolojik açıdan gelişmiş olan toplum düzeni, yüzyılın başındaki beklentileri boşa çıkardı ve insanları mutlu edemedi. O zamanlar daha çok şeye sahip olmakın, insanların ihtiyacı olan her türlü manevî doyumu onlara sağlayacağı düşünülüyordu. Ama görüldü ki, olmak ve mutluluk ayrı birer kalitedir ve bir yerden sonra da sahip olmak ve çok tüketim ile ters bir orantı içine girmektedir. Bu nedenle insanı gerçek özellikleri ile tanımak ve onun kendi güçlerini geliştirmesine imkân veren bir toplum yapısı kurmak gerekmektedir.