Hikaye anlatıcılığı, dünyanın hemen her yerinde insanın toprakla ilişkisinden doğdu. Hint Masalları, bizi alışık olduğumuz bu insan-toprak ilişkisinin biraz dışına çıkarıyor. Bu masallarda krallar, racalar, fakirler ve hırsızlar, önümüze kast sisteminin dayandırıldığı inanışları getiriyor.
Büyüler, dualar, mucizeler, hileler, insanların ve hatta hayvanların bile, toprakla birleştiği değil, unvanlarla ayrıştığı bir kültüre gidiyoruz. Kültürün bu özelliği, Hindistan doğumlu masalları da diğerleriyle benzeştirilemez, özel bir kümeye alıyor.
Hikaye anlatıcılığı, dünyanın hemen her yerinde insanın toprakla ilişkisinden doğdu. Hint Masalları, bizi alışık olduğumuz bu insan-toprak ilişkisinin biraz dışına çıkarıyor. Bu masallarda krallar, racalar, fakirler ve hırsızlar, önümüze kast sisteminin dayandırıldığı inanışları getiriyor.
Büyüler, dualar, mucizeler, hileler, insanların ve hatta hayvanların bile, toprakla birleştiği değil, unvanlarla ayrıştığı bir kültüre gidiyoruz. Kültürün bu özelliği, Hindistan doğumlu masalları da diğerleriyle benzeştirilemez, özel bir kümeye alıyor.
Masalların doğduğu yer kabul edilen Hindistan, görünüşe göre neredeyse tüm kültürleri etkilemiş. Oldukça geniş bir hayal gücüyle bezeli masallarda en öne çıkan olgu animizm. Bir inanıştan öte günlük hayatın doğal bir parçası olarak yer alıyor. Masalların ağırlıkla ortak noktası ise fedakarlık ve sabır.
Karton Cilt, 1. baskı, 272 sayfa
Ocak2018 tarihinde, Karakarga Yayınları tarafından yayınlandı