İnsanı saran ve sarsan o gücü, sözün büyüsünü kuşanan ilk ozan ne Homeros’tu ne de son ozan Nâzım…
Ancak bu coğrafyada ve dünyada ‘dilde destan’ olan iki büyük ozandı onlar, yurttaşlarımız bizim…
Homeros, tanrıların demirden yüreğine, insanın toprak yüreğiyle seslenen Hektor’un acısını bugüne, yarınlara taşırken; Nâzım, ballı incirleri hep beraber yiyebilmek uğruna, yapraksız bir incir ağacının dalında sallanan şeyhinin, Bedreddin’in özlemini ulaştırdı bize, ulaştıracak bizden sonrakilere…
Kenan Sarıalioğlu’nun bu eseri, Antik Yunandan Modern Türk Edebiyatına şiir ve felsefe ilişkisini ele alıyor. Felsefenin şiiri konu edinişini, ontolojik (Aristoteles), idealist felsefe (Hegel), sanat ontolojisi (Hartmann), fenomenolojik (Bachelard), varoluşçuluk (Sartre) ve nihilist felsefe açısından (Cioran) inceliyor.
İnsanı saran ve sarsan o gücü, sözün büyüsünü kuşanan ilk ozan ne Homeros’tu ne de son ozan Nâzım…
Ancak bu coğrafyada ve dünyada ‘dilde destan’ olan iki büyük ozandı onlar, yurttaşlarımız bizim…
Homeros, tanrıların demirden yüreğine, insanın toprak yüreğiyle seslenen Hektor’un acısını bugüne, yarınlara taşırken; Nâzım, ballı incirleri hep beraber yiyebilmek uğruna, yapraksız bir incir ağacının dalında sallanan şeyhinin, Bedreddin’in özlemini ulaştırdı bize, ulaştıracak bizden sonrakilere…
Kenan Sarıalioğlu’nun bu eseri, Antik Yunandan Modern Türk Edebiyatına şiir ve felsefe ilişkisini ele alıyor. Felsefenin şiiri konu edinişini, ontolojik (Aristoteles), idealist felsefe (Hegel), sanat ontolojisi (Hartmann), fenomenolojik (Bachelard), varoluşçuluk (Sartre) ve nihilist felsefe açısından (Cioran) inceliyor.
2020 tarihinde, Fol Kitap tarafından yayınlandı