“Ben geçmiş satın alan bir kişiyim. Öykü tüccarı. Başkaları çay, kişniş, çek senet, altın saat, toprak ticareti yapar. Ben geziyorum ve toptan geçmiş satın alıyorum. Bana ne derseniz deyin, ne isim verirseniz verin. Elinde toprak olanlara ‘toprak sahibi’ derler, ben zaman sahibiyim, başkalarına ait zamanın sahibiyim, başkalarına ait öykülerin ve geçmişin sahibiyim. Dürüst bir alıcıyım, fiyatı asla düşürmeye çalışmam. Sadece özel geçmiş, belirli insanların geçmişini satın alıyorum. Bir seferinde bana koca bir devletin geçmişini satmaya çalıştılar, kabul etmedim.”
Bulgar yazar Georgi Gospodinov’un dönemden döneme, hikâyeden hikâyeye atlayarak ince ince kurduğu bir labirent-roman Hüznün Fiziği. Romanın anlatıcısı, başkalarının zihinlerine nüfuz edip onların yaşadıklarını yaşayabilen, hayat denen labirentte kaybolmuş, kendini kaybedip başkalarında bulmuş bir adam. Onun hikâyesinin iç içe geçmiş koridorlarında dolaşırken biz de kaybolup kendimizi onda buluyoruz – zira anlattıkları öylesine samimi, öylesine duygulu, hüzünlü, komik, derin, dokunaklı…
"İnsan bir süreliğine susmalı ve oluşan sessizlikte başka bir öykü anlatıcısının –bir balık, yusufçuk, sansar veya bambunun, bir kedi, orkide veya çakıltaşının– sesine kulak vermeli. Arıların roman yazmadığını, örneğin, nereden biliyoruz? Tek bir bal peteğini bile okuduk mu? Veya balıklardan başlayalım. Evrimin nasıl da büyük bir bölümü balıkların sessizliğinde kilitli duruyor, bizden önceki tüm o asırlar boyunca nasıl da çok bilgi biriktirmişler! Bu sessizliğin derin, soğuk depolarıdır onlar."
“Ben geçmiş satın alan bir kişiyim. Öykü tüccarı. Başkaları çay, kişniş, çek senet, altın saat, toprak ticareti yapar. Ben geziyorum ve toptan geçmiş satın alıyorum. Bana ne derseniz deyin, ne isim verirseniz verin. Elinde toprak olanlara ‘toprak sahibi’ derler, ben zaman sahibiyim, başkalarına ait zamanın sahibiyim, başkalarına ait öykülerin ve geçmişin sahibiyim. Dürüst bir alıcıyım, fiyatı asla düşürmeye çalışmam. Sadece özel geçmiş, belirli insanların geçmişini satın alıyorum. Bir seferinde bana koca bir devletin geçmişini satmaya çalıştılar, kabul etmedim.”
Bulgar yazar Georgi Gospodinov’un dönemden döneme, hikâyeden hikâyeye atlayarak ince ince kurduğu bir labirent-roman Hüznün Fiziği. Romanın anlatıcısı, başkalarının zihinlerine nüfuz edip onların yaşadıklarını yaşayabilen, hayat denen labirentte kaybolmuş, kendini kaybedip başkalarında bulmuş bir adam. Onun hikâyesinin iç içe geçmiş koridorlarında dolaşırken biz de kaybolup kendimizi onda buluyoruz – zira anlattıkları öylesine samimi, öylesine duygulu, hüzünlü, komik, derin, dokunaklı…
"İnsan bir süreliğine susmalı ve oluşan sessizlikte başka bir öykü anlatıcısının –bir balık, yusufçuk, sansar veya bambunun, bir kedi, orkide veya çakıltaşının– sesine kulak vermeli. Arıların roman yazmadığını, örneğin, nereden biliyoruz? Tek bir bal peteğini bile okuduk mu? Veya balıklardan başlayalım. Evrimin nasıl da büyük bir bölümü balıkların sessizliğinde kilitli duruyor, bizden önceki tüm o asırlar boyunca nasıl da çok... tümünü göster
Ciltsiz, 272 sayfa
2017 tarihinde, Metis Yayıncılık tarafından yayınlandı