Wyclif İngiltere’sinde küçük topraklı bir şövalyenin dördüncü oğlu olan Hugh de Singleton, iyi bir tahsil görmüştür. Cerrahlık eğitimini yeni tamamlamış olarak Oxford’daki penceresinde müşteri beklediği sırada Lort Gilbert, uşağının atı tarafından tepilir. Hugh’un başarılı tedavisi sonucunda Lort Gilbert, mesleğini icra etmesi için onu Bampton köyüne davet eder. Çok geçmeden cerrahımız kendini bazı kemiklerin kime ait olduğunu tespit etmeye çalışırken bulacaktır...
Wyclif İngiltere’sinde küçük topraklı bir şövalyenin dördüncü oğlu olan Hugh de Singleton, iyi bir tahsil görmüştür. Cerrahlık eğitimini yeni tamamlamış olarak Oxford’daki penceresinde müşteri beklediği sırada Lort Gilbert, uşağının atı tarafından tepilir. Hugh’un başarılı tedavisi sonucunda Lort Gilbert, mesleğini icra etmesi için onu Bampton köyüne davet eder. Çok geçmeden cerrahımız kendini bazı kemiklerin kime ait olduğunu tespit etmeye çalışırken bulacaktır...
Günümüz teknolojisi olmadan bir cinayet davasını yürüttüğünüzü bir düşünsenize? Sherlock Holmes değilseniz o davayı çözmek inanılmaz bir başarı olur. Üstat Hugh okunması zevkli bir karakter. Yazarın 14. Yüzyılda yaşanan hayatı bu kadar açıklayıcı bir şekilde dile getirilmiş olması da ayrıca dikkatimi çeken bir yaklaşım oldu. Serinin devam kitaplarını okumak için sabırsızlanıyorum.
Tek kelimeyle bayıldım süper bir kitaptı. Özellikle üstat Hugh karakterini çok sevdim. Kitap tarihi bir dönemi anlatan dedektiflik kitabı. orta çağ da adli tıp ve dedektiflik nasıl olur bu kitapla öğrenebilirsiniz..Hikaye kahramanın ağzından anlatılıyor ve bu tarz son derece sevdiğim bir tarz..Hugh’un macerasını okurken çok keyif aldım. kitap çok sürükleyici. Serinin devam kitaplarını hemen alıp okumayı düşünüyorum. Eğer sizde tarihi polisiye kitapları seviyorsanız harika bir kitap. Tavsiye edrim...
Huzursuz Kemikler-Melvin R.Starr
Tarihi kitapları çok severek okumuşumdur üstüne de polisiye macerayı eklediğiniz zaman tadından yenmez olur..
14.Yüzyıl İngiltre'sinde geçen bir dizi cinayeti çözülmesi Çiçeği burnunda cerrahımız Hugh de Sİngleton'un üzerine kalmıştı..
Hayat tesadüflerle doludur.Bampton köyünün sahibi Lord Gilbert ilede çok ilginç bir şekilde tanıştı..Bir dizi olaylar sonucunda kendisini bir anda köyün cerrahı sonrada sağ kolu olarak buldu..Başka bir göreve daha soyunacaktı:)) Dedektiflik:))
Köyde lağım çukurunda bulunan kemikler köyün huzurunu kaçırmıştı..Hugh yaptığı araştırmalar sonucunda kurbanın kız olduğunu sarışın olduğunu,sağ ayağının kırık olduğunu saptar..Köyde bu tarife uyan demircinin kızı Margaret'dir..Kaybolduktan sonra köyde kimse onu görmemiştir..Margaret en son flört ettiği Thomas ile tartışırken görülmüştü...Ama Margaret çok güzel bir kızdı tek talibi Thomsa değildi tabii ki...
Hugh hem bu olayı soruşturken,hem de köyde cerrahlık yaparken bir de aşık olur:)) Kime mi? Lord Gilbert'in kız kardeşi Leydi Joan'a tabii ki..Aradaki sınıf farkı ağabeyinin toprak sahibi bir asil ile evlenmesi için yaptığı baskılar ne sonuç doğuracaktı??
Kısaca okunmaya değer bir Tarihi-Polisiye bir roman okumanızı tavsiye ederim..
Son söz kapağa bence muhteşem bir kapak,çeviri harika kitap akıyor daha ne isterim:)))
tarihi ve polisiyeyi bir arada okumak çok keyifliydi... yazar birinci ağızdan yani direk kahramanın bakış açısıyla anlatmış kitabı.... ve kitabı daha da sevmeme neden oldu... hiç sıkılmadan okunacak farklı bir kitap... o dönemin olanaksızlıkları için de nasıl dedektiflik yaplır... nasıl adli tıp ile katil bulunmaya çalışılır öğrenecek ve çok da seveceksiniz bence.... tavisye ederim... devam kitaplarını bekliyorum...
süperdi...ortaçağ kahramının günlüğünde altını çizecek kadar çok şey buldum...cerrah Hughla birlikte cinayeti aydınlatmaya çalışmak çok zevkliydi...
Marvin R. Starr // Huzursuz Kemikler,
Hem eski dönem-1363 yılları- hemde polisiye tarz ! Bu iki karışımı tecrübe edinerek kitabımı bitirmiş bulunmaktayım...
Öncelikle çok şaşırdım,Lord'ları ve Leydi'leri daha çok balo salonlarında ve Hayde Parkda okumaya alışkın ben, bu satırlarda fellik fellik katil aradım, ve itiraf ediyorum,kesinlikle bu değişiklik çok iyiydi ;)
Yazarın kalemi fazlasıyla açıktı, okumayı kolaylaştıran en büyük etken sanırım Üstat Hugh'un günlüğünü kendi ağzıyla bize anlatmasıydı...
Belki okurken sizi rahatsız edecek tek şey,bazı zaman dilimlerinin bi anlamı olması :) Aziz günlerinin anlam ve önemlerini bildiren giriş kısmında bir açıklama yapmış neyseki yayınevi..
Üstat Hugh,işinde yeni bir cerrahtır. Mezun olduktan sonra Oxford da kendine küçük bir hasta kabul yeri açar,günde en fazla tek bir hastası olsada beklemeye devam eder.
Şans eseri kaldığı han'a Lord
Gilbert bi kaza geçrmiştir ve acil müdahalede bulunulması gerekmektedir.
Hugh,karşısında lord olduğu için tereddüt etsede başarılı olmuştur.Aradan geçen zaman zarfında Lord'dan bir davet alır ve onun Bampton kalesi topraklarında cerrah olarak yaşamaya başlar.
Bir sabah kuyudan çıkan kemiklerin kime ait olduğu ve kimin sebep olduğunun araştırılması bir yana,yardımcısı ile kaybolan Sör Rager’ın da akıbetini araştırma görevi Üstat Hugh'a verilir...
Vee konu başlar...
Araştırmalar,şüpheliler,katiller yada katil bir yana birde güzel Joan işin içine girince Hugh'u zor zamanlar beklemektedir.
Ve Üstat bunu o kadar okunası bir uslüpla anlatıyor ki,okurken kendinizi kaybetmeniz muhtemel..Hugh de Singleton’un İlk günlüğünü ben okurken büyük keyif aldım ve umarım sizlerde benim kadar keyif alırsınız...
Doyle’un S. Holmesi varsa bizimde Üstat Hugh'umuz var şimdi ;)
tavsiyemdir....
SeRpiL..
Ustad Hugh karekteri gercekten kendini sevdiren bir karekter. Yazar Melvin Starr'in ilk kitabi olmasina ragmen cok guzel bir is ortaya koymus. Ortacag Ingiltere'sini oyle guzel betimliyorki kolaylikla kendinizi orada hayal edebiliyorsunuz. Yer yer guleceginiz kisimlarda mevcut. Sonuc olarak keyifli elinizden birakamayacaginiz bir kitap.
Huzursuz kemikler "Cerrah Hugh de Singleton" günlüklerinin ilki. Ortaçağ döneminde eğitimini cerrahlık düzeyinde tutan bir gencin (Hugh de Singleton) tesadüfler eseri Oxford yakınlarındaki Bampton Kalesi'ne mübaşir olarak atanmasının ardı sıra yaşanan gizemli cinayetlerde/olaylarda değme dedektiflere taş çıkaran incelikteki araştırmalarının anlatıldığı bir seri. Kısaca böyle özetledim ama yazacak çok şeyim var aslında. Öncelikle romanların geçtiği dönem o denli incelikli bir araştırmanın ardından yazılmış ki satıları okurken otomatikman o zamanlara ışınlanıyorsunuz. Tabi ki bu durumu yaratan tek başına araştırma değil araştırmanın çok becerikli bir kalemle dile getirilişinden kaynaklanıyor. Açıkçası tamamen polisiye kitaplar okuma dönemimde olmam nedeni ile aldığım bir seriydi. Ama bulduğum bundan çook daha fazlası oldu. Hristiyanlık üzerinden olsa da kahraman kanalı ile inancın bu denli naif, saf, temiz ve dürüst bir şekilde düşünülmesi ve yaşanması en başta beni etkileyen kısımdı. Üstat Hugh hayatının her anında kendini dürüstlük, samimiyet ve iman konusunda sorgulamayı borç bilmiş bir karakter. Aklı ile bu boyutta bir inancı öyle harika dengeleyip yaşamına aktarıyor ki insan etkilenmeden edemiyor. Şahsen üç günlüğün ardından hayata bu anlamda bakışım etkilenmedi dersem yalan olur. İmkansızlıklar içinde cinayetleri çözme şekli de ustaca kaleme alınmıştı. Günümüz emniyetinin sahip olduğu teknolojinin zerresinin söz konusu dahi edilemeyeceği bir dönemde cinayetleri/olayları adım adım çözüşü insanı kitaba öyle bir bağlıyor ki ayrıntıcı mekan tasvirleri ya da öğünlerde çıkan yemeklere ilişkin detaylar gözünüze gözükmüyor. Ve Üstat Hugh'un hayatın çeşitli noktalarına dair yaptığı tespitleri atasözü vari bir şekilde yer geldikçe dile getirişi kitaplardan aldığım keyfin diğer bir yakasını oluşturuyordu. Okumanızı tavsiye ediyorum. Şaşırtıcı bir şekilde değişik ve başarılı bir seriydi. Umarım 4.günlük de en kısa zamanda raflardaki yerini alır.
Bir ortaçağ polisiyesi. Başarılı ve keyifli. Özellikle kahramanın ilk 50 sayfada ki espiritüel yorum ve yaklaşımları gülümsetti.
Maceraya ve seriye devam...
Karton Cilt, 296 sayfa
2Ağustos2011 tarihinde, Ephesus Yayınları tarafından yayınlandı