Marksist ideoloji kavramı son günlerde en çetin eleştirilere konu olmaktadır. Michéle Barrett post-marksist bir yaklaşım sergilediği kitabıyla bu eleştiri kervanına katılmaktadır. Barrett ideolojiyi düşünceler hatta değerler olarak değil, eleştirel toplumsal teorideki daha güçlü ve geniş anlamıyla ele aldığını belirtir. Barrett, kendini Marksist ideoloji modeliyle -iç tutarsız-lıkları ve sonunda paradigmanın çöküşüyle- ve Foucaultdaki anlamıyla post-yapısalcı Marksizm eleştirisiyle sınırladığını vurgulamaktadır. Postmodernizim ve post-marksizm tartışmalarının hız kazandığı günümüzde, ideoloji kavramına ideolojilerin dışına çıkarak bakmayı deneyen, kavramı tarihselliğinden ele alan Barrett kafa karışıklıklarını gidererek, havanda su dövmeye son veriyor.
Marksist ideoloji kavramı son günlerde en çetin eleştirilere konu olmaktadır. Michéle Barrett post-marksist bir yaklaşım sergilediği kitabıyla bu eleştiri kervanına katılmaktadır. Barrett ideolojiyi düşünceler hatta değerler olarak değil, eleştirel toplumsal teorideki daha güçlü ve geniş anlamıyla ele aldığını belirtir. Barrett, kendini Marksist ideoloji modeliyle -iç tutarsız-lıkları ve sonunda paradigmanın çöküşüyle- ve Foucaultdaki anlamıyla post-yapısalcı Marksizm eleştirisiyle sınırladığını vurgulamaktadır. Postmodernizim ve post-marksizm tartışmalarının hız kazandığı günümüzde, ideoloji kavramına ideolojilerin dışına çıkarak bakmayı deneyen, kavramı tarihselliğinden ele alan Barrett kafa karışıklıklarını gidererek, havanda su dövmeye son veriyor.