"İğne" deyip geçtiğimiz basit nesne bazen hayatımızı kurtarır, bazen kumaş parçalarını üstümüzde elbise olarak taşıyalım diye birleştirir, bazen yönümüzü gösterir, bazense bir pikabın üstünde sonsuzca dönerek etrafa yayılan nağmelerle kulağımızın pasını siler. Bir arının elimize batırdığı iğnesi çocukluğun uzak anılarından biri olarak kalırken iğneli bir sözün bıraktığı yara uzun yıllar sonra bile acıtmaya devam eder.
Selgin GB, "İğneler" adlı bu yeni kitabında öykü okurunu çetin bir yolculuğa davet ediyor. Bu öyküler içinizden çıkmayabilir.
"İğne" deyip geçtiğimiz basit nesne bazen hayatımızı kurtarır, bazen kumaş parçalarını üstümüzde elbise olarak taşıyalım diye birleştirir, bazen yönümüzü gösterir, bazense bir pikabın üstünde sonsuzca dönerek etrafa yayılan nağmelerle kulağımızın pasını siler. Bir arının elimize batırdığı iğnesi çocukluğun uzak anılarından biri olarak kalırken iğneli bir sözün bıraktığı yara uzun yıllar sonra bile acıtmaya devam eder.
Selgin GB, "İğneler" adlı bu yeni kitabında öykü okurunu çetin bir yolculuğa davet ediyor. Bu öyküler içinizden çıkmayabilir.
İçindeki bazı öykülerin çok derinden değil ama ince ince, iğne misali insanı dürttüğü bir eser. Belli bir tema çevresinde toplanmamış. Genel olarak insana dert olan, içinde kalan konular. Bazen sıradan bazen fantastik. Bazılarının finali de bir cümlenin ortasında kalmış hissi uyandırıyor. Nedense özellikle yolculuğa eşlik edecek türden bir kitap diye düşündürdü.
Karton Cilt, 134 sayfa
Ocak2014 tarihinde, Yitik Ülke tarafından yayınlandı