Sadece Akhilleus ile Hektor arasında geçen bir savaş değildi Troya Savaşı… Homeros’a göre sadece insanlar değil tanrılar da savaşıyordu birbirleriyle…
Öyle ki nasıl insanlar bölündüyse bu destansı savaş için, İlyada’da tanrılar da ikiye ayrılmıştı. Bir kısmı Akhaların tarafını tutarken, bir kısmı da Troyalıların tarafındaydı. Daha önce Troyalılarla bir sorunu olmayan Hera ve Athene, tanrıçalar arasında yapılan bir güzellik yarışmasında Paris’in onlar yerine Afrodit’i birinci seçmesi üzerine, ona ve Troyalılara kin beslemeye başlamışlardı.
Çünkü Afrodit, Paris’i kandırmıştı: ona Menelaos’un güzel karısı Argoslu Helen’i alacağını söylemiş ve bu yolla yarışmada birinci olmuştu. Hera ve Athene ile birlikte Poseidon ve Hephaistos da Akhaların tarafındaydı.
Öte yandan Apollon, Afrodit, Hermes ve Artemis ise Troyalıları destekledi. Zeus ise keyfine göre kimi zaman Akhalara ün sağladı, kimi zaman Troyalılara. Aslında gönlünde yatan şey Troyalıların zafer kazanmasıydı ancak Hera’nın sürekli ona çıkışması ve Akhilleus’un annesi Thetis’e oğluna ün kazandıracağına dair verdiği söz yüzünden, Zeus, ünü Akhalara bahşetmişti.
Sadece Akhilleus ile Hektor arasında geçen bir savaş değildi Troya Savaşı… Homeros’a göre sadece insanlar değil tanrılar da savaşıyordu birbirleriyle…
Öyle ki nasıl insanlar bölündüyse bu destansı savaş için, İlyada’da tanrılar da ikiye ayrılmıştı. Bir kısmı Akhaların tarafını tutarken, bir kısmı da Troyalıların tarafındaydı. Daha önce Troyalılarla bir sorunu olmayan Hera ve Athene, tanrıçalar arasında yapılan bir güzellik yarışmasında Paris’in onlar yerine Afrodit’i birinci seçmesi üzerine, ona ve Troyalılara kin beslemeye başlamışlardı.
Çünkü Afrodit, Paris’i kandırmıştı: ona Menelaos’un güzel karısı Argoslu Helen’i alacağını söylemiş ve bu yolla yarışmada birinci olmuştu. Hera ve Athene ile birlikte Poseidon ve Hephaistos da Akhaların tarafındaydı.
Öte yandan Apollon, Afrodit, Hermes ve Artemis ise Troyalıları destekledi. Zeus ise keyfine göre kimi zaman Akhalara ün sağladı, kimi zaman Troyalılara. Aslında gönlünde yatan şey Troyalıların zafer kazanmasıydı ancak Hera’nın sürekli ona çıkışması ve Akhilleus’un annesi Thetis’e oğluna ün kazandıracağına dair verdiği söz yüzünden, Zeus, ünü Akhalara bahşetmişti.
Güzel bir çeviriden okursanız daha çok keyif alırsınız. Benim gibi mitoloji ile fazla ilgili olmayanlar için bile oldukça akıcı idi, sıkılmadan okudum diyebilirim. Sadece sanki köyün ahalisi tanıtılıyormuş gibi 50 60 tane aslında olaylarda çok da etkisi olmayan komutanların tanıtıldığı kısımlar sıkıcı olmaya yakındı ama yine de birçok yayın "adlar dizini" bölümü bulundurduğu için karakterleri akılda tutma zorunluluğunu ortadan kaldırmış. Takdir ettim...
En sevdiğim kitaplardan biridir. Özellikle Yunan mitolojisiyle ilgilenenler kesinlikle okumalı.
gerçek bir klasik, insanlığı anlatan en güzel destanlardan
Müthiş betimlemeleri ile uzun olmasına rağmen elden düşmeden okunan bir kitap
sabırla okuyun.ilk okuduğunuzda sıkıcı gelebilir manzum eser şeklinde yazıldığı için ama bir süre sonra tadını çıkarırsınız hele de akhilleus un savaşa girişinden itibaren.tolstoy savaş ve barışın önsözünde şöyle diyor: yapmacık bir alçakgönüllülük göstermek istemiyorum ama bu eser ilyada gibi birşeydir.
Homeros'un hakkını vermek lazım gerçekten de tam bir destan olmuş.
Edebi açıdan oldukça kuvvetli bir kitap olsa da çoğu zaman sıkıldığımı söylemeliyim.
Kitap oldukça gerçekçi bir dille yazılmış,az kalıyor ki Zeus'un ya da Prometius'un Ahaylı ve Troyalılara gökyüzü tahtlarından inip yardım ettiklerine inanıyorsunz. :)
Netice itibariyle çok merak ettiğim,okumak istediğim bir kitabı okudum bitti serisine kattığım için mutluyum.Meraklısına tavsiye edilecek bir kitap.
İyi okumalar.
Bana mitolojiyi sevdiren, her dizesinde ayrı bir heyecan ayrı bir hüzün ayrı bir neşe barından, evrensel bir mirastır bu eser.
440 sayfa
Mayıs2012 tarihinde, Paraf Yayınları tarafından yayınlandı