'İnci Gibi Dişler'in 80 sayfalık müsveddesini götürüp yayınevinden 250.000 pound avans alan Zadie Smith, kitap piyasaya çıktığı andan itibaren hem İngiltere'de hem dünyada çok büyük sükse yaptı ve hemen hemen bütün ödüllerde adını bir fırtına gibi estirdi. Öyle ki dünyaca ünlü Guardian gazetesinin bu yıl ilk defa verdiği ödülü kazandığında da, jüride bulunan ünlü romancı Julian Barnes, düşüncelerini şu sözlerle ifade etmişti: "Bir romancı olarak içim kıskançlık ateşiyle kavruluyor." Peki, ne anlatıyordu ki bu gencecik, yarı-Jamaikalı kız: Her türlü aşırılığın revaçta olduğu Londra'nın kenar semtlerinden birinde, farklı renklerin, farklı dinlerin ve farklı kuşakların, Jones'lar, İkbal'ler ve Chalfen'ler gibi üç renkli ailenin, çoluk çocuk birbirinden matrak hikayeleri etrafında, göçmenlerin, geleneklerin, İngiliz orta sınıf ailesinin ve alt-kültürlerin ağzına kadar dolu bir cümbüş sürahisine daldırıp daldırıp çıkarılan bir parodisini... İddia ediyoruz ki, milenyumun ilk parlak edebiyat yıldızı olan Zadie'nin İnci Gibi Dişler'ini ya her gün bir öğün yirmi sayfa eğlence ve keyif şöleni olarak yuvarlayıp bir aylık bir rüyaya yattığınızda, ya da işinizden üç gün izin alarak bir defada oturup gözleriniz kan çanağına dönene kadar yutarak bitirdiğinizde, kesinlikle tadı damağınızda kalacak ve "keşke daha çok sayfa, daha çok olsaydı..." diye söyleneceksiniz. İnci Gibi Dişler, uçuk bir kızdan delice ironilerle dolu çılgınca bir roman.
Zadie Smith'in ilk ve büyük yankı uyandıran romanı. 2000 yılı The Guardian Çkış Romanı Ödülü, Whitbread Ödülü ve Yılın En İyi Yazarı Orange Ödülü Finalisti.
'İnci Gibi Dişler'in 80 sayfalık müsveddesini götürüp yayınevinden 250.000 pound avans alan Zadie Smith, kitap piyasaya çıktığı andan itibaren hem İngiltere'de hem dünyada çok büyük sükse yaptı ve hemen hemen bütün ödüllerde adını bir fırtına gibi estirdi. Öyle ki dünyaca ünlü Guardian gazetesinin bu yıl ilk defa verdiği ödülü kazandığında da, jüride bulunan ünlü romancı Julian Barnes, düşüncelerini şu sözlerle ifade etmişti: "Bir romancı olarak içim kıskançlık ateşiyle kavruluyor." Peki, ne anlatıyordu ki bu gencecik, yarı-Jamaikalı kız: Her türlü aşırılığın revaçta olduğu Londra'nın kenar semtlerinden birinde, farklı renklerin, farklı dinlerin ve farklı kuşakların, Jones'lar, İkbal'ler ve Chalfen'ler gibi üç renkli ailenin, çoluk çocuk birbirinden matrak hikayeleri etrafında, göçmenlerin, geleneklerin, İngiliz orta sınıf ailesinin ve alt-kültürlerin ağzına kadar dolu bir cümbüş sürahisine daldırıp daldırıp çıkarılan bir parodisini... İddia ediyoruz ki, milenyumun ilk parlak edebiyat yıldızı olan Zadie'nin İnci Gibi Dişler'ini ya her gün bir öğün yirmi sayfa eğlence ve keyif şöleni olarak yuvarlayıp bir aylık bir rüyaya yattığınızda, ya da işinizden üç gün izin alarak bir defada oturup gözleriniz kan çanağına dönene kadar yutarak bitirdiğinizde, kesinlikle tadı damağınızda kalacak ve "keşke daha çok sayfa, daha çok olsaydı..." diye söyleneceksiniz. İnci Gibi Dişler, uçuk bir kızdan delice ironilerle dolu çılgın... tümünü göster
Zekice yazılmış mizah dolu, eğlenceli bir roman. İngiltere'de yaşayan göçmenlerin, özellikle Hint kökenli müslümanların yaşamı hakkında güzel tespitler içeriyor. Tek kusuru, fazla uzun olması. Bu yüzden zaman zaman konudan kopmamak elde değil, ayrıca karakterlerle olması gerektiği kadar özdeşleşme yaşayamıyorsunuz. Yine de çok-kültürlülük ilginizi çeken bir konuysa okunması gereken bir kitap.
Kitaba genel olarak baktığınızda sıradan insanların sıradan hayatlarının (belki Chalfen ailesini bunun dışında tutabiliriz) etrafında dönen olay örgüsünü görüyorsunuz. Eğer bir kitap için olmazsa olmazınız sürükleyici bir konuysa büyük ihtimalle devam etmekte zorlanacaksınız. Benim için kitabı okutan bir şey varsa o da anlatıcının esprili dili oldu. Farklı tarzda bir kitap okumak istiyorsanız bir şans verebilirsiniz.
Çok kültürlü İngiliz toplumundan Hint kökenlilerin uyum sorunları, gelenek, görenek ve tarihleri ile olan bağları eğlenceli denilebilecek bir dille anlatılıyor. Zaman zaman kurguda fazla dağılmışlık duygusu verdi bana.
Kitabı 10 yıl önce okumuştum. Bu 2. okuyuşum. O zaman da çok beğenmiştim. İngiltere 'de çalışıp yaşayan 3. sınıf ülkelerine mensup kişilerin hayatları çok iyi yansıtılmış. Çok beğendim.
Yazarların ilk romanlarını okumayı severim.Zadie Smith kesinlikle tanışılması gereken bir yazar.Herkesin aynı tadı alması beklenemez elbette,sıkıldığınız bölümler olsa da ...
Göçmenlik, din, kuşak farkı, İngiliz toprakları üzerinde gencecik bir kızın kaleminden eğlenceli bir dille yazılmış. Fakat bu kadar yaşlı bir çevirmen, güncel dil bazında Türkçeleştirmenin altından kalkamamış sanki. Fatih Akın, Spike Lee filmlerini sevenlere de tavsiye ederim.
Başlarda çok sıkıcı hatta bazı yerleri var resmen zorla okuyor gibi insan. Bazı yerleride çok keyifli genel olarak değerlendirmeye alırsanız iyi gibi.
Sıradan insanların sıradan hayatı. Evet biraz sıkıcı, çok akıcı bir kitap da değil ama yer yer yapılan gayet yerinde espriler barındırıyor. Bana keyif verdi. Ayrıca Samet ile Archibald'ın geçmişi, talihsiz bir şekilde yeniden karşılarına çıktığında gülmeden edemedim :D
Karton Cilt, 550 sayfa
Everest Yayınları / Çağdaş Dünya Edebiyatı Dizisi tarafından yayınlandı