Ermeni Tehcirinde çok gizli kalmış, gün ışığına hasret nice hikâyeler vardır.
Ermeni Tehcirinde vagonda doğan Arsine’nin Ayşe Nine oluşuna kadar geçen acı dolu yaşam öyküsü,
Ya yaşama tutunacaktı, ya da bunca haksızlığa genç bir Ermeni kızı olarak devam edecekti.
Acı, ölüm, feryatlar, sevinç ve gözyaşında Arsine ile 100 yıl öncesi bir geçmişe yolculuğa hazır mısınız?
Ali Bayram’ın feminist kaleminden Arsine ile bir yolculuk başlıyor.
Ermeni Tehcirinde çok gizli kalmış, gün ışığına hasret nice hikâyeler vardır.
Ermeni Tehcirinde vagonda doğan Arsine’nin Ayşe Nine oluşuna kadar geçen acı dolu yaşam öyküsü,
Ya yaşama tutunacaktı, ya da bunca haksızlığa genç bir Ermeni kızı ola... tümünü göster
Ermeni Tehcirinde çok gizli kalmış, gün ışığına hasret nice hikâyeler vardır.
Ermeni Tehcirinde vagonda doğan Arsine’nin Ayşe Nine oluşuna kadar geçen acı dolu yaşam öyküsü,
Ya yaşama tutunacaktı, ya da bunca haksızlığa genç bir Ermeni kızı olarak devam edecekti.
Acı, ölüm, feryatlar, sevinç ve gözyaşında Arsine ile 100 yıl öncesi bir geçmişe yolculuğa hazır mısınız?
Ali Bayram’ın feminist kaleminden Arsine ile bir yolculuk başlıyor.
Ermeni Tehcirinde çok gizli kalmış, gün ışığına hasret nice hikâyeler vardır.
Ermeni Tehcirinde vagonda doğan Arsine’nin Ayşe Nine oluşuna kadar geçen acı dolu yaşam öyküsü,
Ya yaşama tutunacaktı, ya da bunca haksızlığa genç bir Ermeni kızı ola... tümünü göster
İkilemler, tesadüfler ve aydınlanmalar romanı
Hayal kırıklıklarından kaçmaya çalışan bir genç kız ve tesadüfen sığındığı küçük pansiyonda yaralarını sarmaya yardım eden beş yetişkinin öyküsü...
Her insanın hayatta bocaladığı dönemler olur İkilemler arasında kaldığı, hayatıyla ilgili soru işaretlerine boğulduğu zamanlar...
Böyle zamanlarda insan içe kapanırken, aslında yeni ilişkilerin yardımıyla bunların üstesinden gelebileceğini çoğunlukla düşünemez.
Ama öyle buluşmalar vardır ki, fark ettirmeden birbirinin yaralarını sarar.
Asma Pansiyon, pek çoğumuzun derinlere sakladığı özlem ve heyecanları küçük bir pansiyonda bir araya gelen altı kişinin hikâyesiyle gün ışığına çıkarırken, satır arası bir dayanışmanın ve iyileşen ruhların altını çiziyor.
Aşk, hüzün, bekleyişler, yaşanamamışlıklar, empati kurmak, geride bırakmak,
yeni karşılaşmalar ve sürprizler hayatın içinden hikayelere örülerek,
sürükleyici bir anlatımla okuyucuya sunuluyor.
Asma Pansiyon, düşünceli insanların Bozcaada'nın sakin atmosferinde soluklanacağı, sorularına cevap bulacakları; dostluğun, dayanışmanın ve sevginin gölgesinde sımsıcak bir kitap...
"Madam Yenola çiçekleri suladığı bakır tası nasıl yere düşürdüğünü, kapıya nasıl tutunduğunu fark etmedi. Tası yerden alıp "İyi misiniz?" diye soran kıza kibarca başını sallayıp odasına attı kendini. Yatağına uzandı,titreyen ellerini göğsünün üstünde birleştirdi.İçindeki yüksek ses "Biliyordum!" dedikçe onu susturmaya çalıştı. Aklından, kalbinden öyle çok şey geçiyordu ki vücudu taş kesilmişti. Mayıs ayının Bozcaada'yı iyice ısıttığı günlerde, bağ bozumu yaklaşırken, öylece kaldı yattığı yerde. "İnsan ümidini kesince beklemeyi bıraktığı her şey gelir düşer kollarına" diyen dayısı, yine haklı çıkmıştı."
İkilemler, tesadüfler ve aydınlanmalar romanı
Hayal kırıklıklarından kaçmaya çalışan bir genç kız ve tesadüfen sığındığı küçük pansiyonda yaralarını sarmaya yardım eden beş yetişkinin öyküsü...
Her insanın hayatta bocaladığı dönemler olur İkile... tümünü göster
İkilemler, tesadüfler ve aydınlanmalar romanı
Hayal kırıklıklarından kaçmaya çalışan bir genç kız ve tesadüfen sığındığı küçük pansiyonda yaralarını sarmaya yardım eden beş yetişkinin öyküsü...
Her insanın hayatta bocaladığı dönemler olur İkilemler arasında kaldığı, hayatıyla ilgili soru işaretlerine boğulduğu zamanlar...
Böyle zamanlarda insan içe kapanırken, aslında yeni ilişkilerin yardımıyla bunların üstesinden gelebileceğini çoğunlukla düşünemez.
Ama öyle buluşmalar vardır ki, fark ettirmeden birbirinin yaralarını sarar.
Asma Pansiyon, pek çoğumuzun derinlere sakladığı özlem ve heyecanları küçük bir pansiyonda bir araya gelen altı kişinin hikâyesiyle gün ışığına çıkarırken, satır arası bir dayanışmanın ve iyileşen ruhların altını çiziyor.
Aşk, hüzün, bekleyişler, yaşanamamışlıklar, empati kurmak, geride bırakmak,
yeni karşılaşmalar ve sürprizler hayatın içinden hikayelere örülerek,
sürükleyici bir anlatımla okuyucuya sunuluyor.
Asma Pansiyon, düşünceli insanların Bozcaada'nın sakin atmosferinde soluklanacağı, sorularına cevap bulacakları; dostluğun, dayanışmanın ve sevginin gölgesinde sımsıcak bir kitap...
"Madam Yenola çiçekleri suladığı bakır tası nasıl yere düşürdüğünü, kapıya nasıl tutunduğunu fark etmedi. Tası yerden alıp "İyi misiniz?" diye soran kıza kibarca başını sallayıp odasına attı kendini. Yatağına uzandı,titreyen ellerini göğsünün üstünde birleştirdi.İçindeki yüksek ses "Biliyordum!" dedikçe onu susturmaya çalıştı. Aklından, kalbinden öyle çok şey geçiyordu ki vücudu taş kesilmişti. Mayıs ayının Bozcaada'yı iyice ısıttığı günlerde, bağ bozumu yaklaşırken, öylece kaldı yattığı yerde. "İnsan ümidini kesince beklemeyi bıraktığı her şey gelir düşer kollarına" diyen dayısı, yine haklı çıkmıştı."
İkilemler, tesadüfler ve aydınlanmalar romanı
Hayal kırıklıklarından kaçmaya çalışan bir genç kız ve tesadüfen sığındığı küçük pansiyonda yaralarını sarmaya yardım eden beş yetişkinin öyküsü...
Her insanın hayatta bocaladığı dönemler olur İkile... tümünü göster
Bazen içinizdeki çocuk geçmişinizde hapsolur ve siz o çocuğu kurtarmak için tüm umutlara sımsıkı sarılırsınız…
Binlerce çocuk düşünün, ya ailesini hiç tanımamış ya da ailesini kaybetmiş. Kimsesiz çocukları düşünün, gülen gözleriyle size bakan. Tek istedikleri sıcak bir yuvayken, tek umutları ise onları bilinmeyen geleceklerine taşıyan Öksüzler Treni'dir.
1929 yılı Amerika'sında Vivian Daly de o trende yolculuk eden çocuklardan sadece biridir. Küçük yaşta hayatın zorluklarıyla karşılaşan Vivian, bir şekilde kaderine yön vermek zorundadır. Bunu gerçekleştirme gücünü de ona nereden geldiğini hatırlatan aile yadigârı kolyesinde bulacaktır…
On yedi yaşındaki Molly Ayer, son şansını da tüketmek üzere olduğunun farkındadır. Ona bakmakla yükümlü olan aileyle arası iyice açılan Molly'nin tek şansı, kamu hizmeti adına doksan bir yaşındaki yaşlı bir kadının çatı katını temizlemeye bağlıdır. Molly bu işi gönülsüzce yapacak olsa da aslında o yaşlı kadınla ne kadar çok ortak yönleri olduğunu yaşayarak öğrenecek ve geçmişte hapsolan ruhlarını özgür bırakma yollarını onunla birlikte keşfedecektir.
Öksüzler Treni ikinci şansları, beklenmedik dostlukları ve bizi kim olduğumuzu keşfetmekten alıkoyan sırları barındıran muhteşem bir roman.
"Sürükleyici… Bir eve ait olma hissini arayan iki kadının yürek burkan hikâyesi."
-Publishers Weekly-
(Tanıtım Bülteninden)
Bazen içinizdeki çocuk geçmişinizde hapsolur ve siz o çocuğu kurtarmak için tüm umutlara sımsıkı sarılırsınız…
Binlerce çocuk düşünün, ya ailesini hiç tanımamış ya da ailesini kaybetmiş. Kimsesiz çocukları düşünün, gülen gözleriyle size bakan. Tek... tümünü göster
Şimdi itiraf zamanı!
İtiraf ediyorum: Sana tuzaklar kurdum.
Adlarını Fi ve Çi koydum.
Can Manay'ın Duru'ya duyduğu açlıkla çıkardım seni yola,
Hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını Denizle anlatmaya çalıştım sana…
Beni takip etmen için yolumuzu onların hikâyeleriyle süsledim.
Anlamları da hemen hemen her satıra gizledim. Çünkü Pi'deydi asıl anlatmak istediklerim.
Çaresizdim. Vazgeçemezdim.
Sana bu manzarayı mutlaka göstermeliydim.
Seninle nihayet burada buluşmak için çok emek verdim.
Şimdi yine gel benimle, birlikte yürümeye devam edelim.
Savaşların savaşılarak kazanılamayacağını, asıl zaferin ancak doğrudan ayrılmayınca kazanıldığını
Özge anlatsın sana,
Yaptığımız her şeyin evrende dönüp dolaşıp bize nasıl geri geldiğini
Candan dinle,
Analiz edebildiğimiz kadar güçlü, sadeliğimiz kadar güzel, gerçekliğimizdeki samimiyet kadar eşsiz olduğumuzu
Bilgede gör,
Kendi değerini başkalarının gözünden biçenlerin acısını
Duruyla anla,
Ve Denizin düşüncelerinde tanış geleceğin insanıyla… Gel benimle. Yolumuz uzun değil,
Nihayet sana gidiyoruz, bana… BİZe.
Sorgulanmamış, analiz edilmemiş bir yaşam hiç yaşanmamıştır.
(Tanıtım Bülteninden)
Şimdi itiraf zamanı!
İtiraf ediyorum: Sana tuzaklar kurdum.
Adlarını Fi ve Çi koydum.
Can Manay'ın Duru'ya duyduğu açlıkla çıkardım seni yola,
Hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını Denizle anlatmaya çalıştım sana…
Beni takip etme... tümünü göster