Bana göre yaratılarının dokusuna yüreklerin sesini, sıcaklığını sindirememiş olanlara gerçek anlamda sanatçı denemez; diyenler olmuştur; olmuştur ya, bunların hiçbirinin soluğu, yaşadığı günlerin ötesine geçmeye yetmemiştir. Oysa dünden bugüne kalmış öykülere, romanlara, oyunlara, şiirlere, kısaca yazınsal yaratılara baktığımızda, tümünün ortak bir özelliği olduğunu görüyoruz: Bize, bizi anlatmak; insanoğlunun yüreğinde oluşan cenneti ya da cehennemi betimlemek. Yüreklerden yüreklere giden ince yollar açmak.Edebiyat dünyamızın usta isimlerinden Emin Özdemir, yazınsal yaratılarda anlatılan insanın temel duygularının, ölüm korkusunun, sevginin, öfkenin peşine düşüyor bu yeni kitabında. İnsan Yüreğine Yolculuk, edebiyatın yüreklerden yüreklere giden yollarında dolaşıyor. Homerostan Dede Korkuta, Karacaoğlandan Goetheye uzanan bu denemesel anlatıyı edebiyatseverlerin kaçırmamaları gerekiyor.
Bana göre yaratılarının dokusuna yüreklerin sesini, sıcaklığını sindirememiş olanlara gerçek anlamda sanatçı denemez; diyenler olmuştur; olmuştur ya, bunların hiçbirinin soluğu, yaşadığı günlerin ötesine geçmeye yetmemiştir. Oysa dünden bugüne kalmış öykülere, romanlara, oyunlara, şiirlere, kısaca yazınsal yaratılara baktığımızda, tümünün ortak bir özelliği olduğunu görüyoruz: Bize, bizi anlatmak; insanoğlunun yüreğinde oluşan cenneti ya da cehennemi betimlemek. Yüreklerden yüreklere giden ince yollar açmak.Edebiyat dünyamızın usta isimlerinden Emin Özdemir, yazınsal yaratılarda anlatılan insanın temel duygularının, ölüm korkusunun, sevginin, öfkenin peşine düşüyor bu yeni kitabında. İnsan Yüreğine Yolculuk, edebiyatın yüreklerden yüreklere giden yollarında dolaşıyor. Homerostan Dede Korkuta, Karacaoğlandan Goetheye uzanan bu denemesel anlatıyı edebiyatseverlerin kaçırmamaları gerekiyor.
296 sayfa