İstanbul denince akla gelen ilk ağaç kuşkusuz erguvandır. Özellikle Boğaz'ın güneyindeki yamaçlarda oldukça sık rastlanan erguvan, aynı zamanda Bizans hanedanlığının da resmi ağacı gibidir; zira hanedana doğan her bebek "erguvanlar içine doğdu" diyerek karşılanır. Diğer ağaçlarla kıyaslandığında erguvanın en önemli özelliği, tıpkı dişbudakta olduğu gibi yapraklanmadan önce çiçeklenmesidir; mayıs ayında diğer ağaçlar henüz yeni yeni yeşermeye başlamışken erguvan göz alıcı çiçekleri ve rengiyle diğerlerinin arasından çoktan sıyrılmış olur.
(Önsöz'den)
İstanbul denince akla gelen ilk ağaç kuşkusuz erguvandır. Özellikle Boğaz'ın güneyindeki yamaçlarda oldukça sık rastlanan erguvan, aynı zamanda Bizans hanedanlığının da resmi ağacı gibidir; zira hanedana doğan her bebek "erguvanlar içine doğdu" diyerek karşılanır. Diğer ağaçlarla kıyaslandığında erguvanın en önemli özelliği, tıpkı dişbudakta olduğu gibi yapraklanmadan önce çiçeklenmesidir; mayıs ayında diğer ağaçlar henüz yeni yeni yeşermeye başlamışken erguvan göz alıcı çiçekleri ve rengiyle diğerlerinin arasından çoktan sıyrılmış olur.
(Önsöz'den)
191 sayfa
2011 tarihinde, Kültür A.Ş. / İstanbul`un Yüzleri Dizisi tarafından yayınlandı