İyi bir insan olup olmadığıma karar verecek olanlar kim? Ailem mi? Arkadaşlarım mı? Yoksa ne yaşadığıma dair en ufak bir fikri bile olmayan etrafımdaki insan kalabalığı mı? Tabii ki hiçbiri… İyi ya da kötü biri olduğumu benden başka kimse bilemez.
Nüfuzlu bir ailenin kızı olan resim öğretmeni Mia, esrarengiz bir yabancıyla barda tanıştığı gece ortadan kaybolur. Genç kız aylar sonra ıssız bir kulübede bulunur, ancak o eski Mia değildir artık. Tamamen değişmiştir ve yaşadıklarına dair bölük pörçük parçalar hatırlamaktadır. En tuhaf olansa, kendini artık Chloe olarak tanıtmasıdır. Peki kimdir bu Chole denilen kız?
Ve Mia neden kendisine bu isimle hitap edilmesini istemektedir? Bu soruların cevabını hiç kimse bilmemektedir. İşin aslı, Mia'ya dair bilinmeyenlerden yalnızca biridir bu... 17 ülkede yayınlanan, zekice kurgulanmış sıra dışı hikâyesiyle İyi Kız, kusursuz ailelerin bile göründükleri kadar mükemmel olmadıklarını kanıtlar nitelikte çarpıcı bir ilk roman.
"Karakterlerin yaşadığı ruhsal çöküntülerin ve ikilemlerin son derece gerçekçi ve çarpıcı bir dille kaleme alındığı muhteşem bir ilk roman."
-Publishers Weekly-
"Her sayfasında okuyanları yerine çivileyecek türden çarpıcı bir psikolojik
gerilim romanı."
-Chicago Tribune-
"İnanılmaz olana inanmaları konusunda okuyucularına meydan okuyan Mary Kubica'nın üslubuna hayran kalmamak elde değil."
-New York Times-
(Tanıtım Bülteninden)
İyi bir insan olup olmadığıma karar verecek olanlar kim? Ailem mi? Arkadaşlarım mı? Yoksa ne yaşadığıma dair en ufak bir fikri bile olmayan etrafımdaki insan kalabalığı mı? Tabii ki hiçbiri… İyi ya da kötü biri olduğumu benden başka kimse bilemez.
Nüfuzlu bir ailenin kızı olan resim öğretmeni Mia, esrarengiz bir yabancıyla barda tanıştığı gece ortadan kaybolur. Genç kız aylar sonra ıssız bir kulübede bulunur, ancak o eski Mia değildir artık. Tamamen değişmiştir ve yaşadıklarına dair bölük pörçük parçalar hatırlamaktadır. En tuhaf olansa, kendini artık Chloe olarak tanıtmasıdır. Peki kimdir bu Chole denilen kız?
Ve Mia neden kendisine bu isimle hitap edilmesini istemektedir? Bu soruların cevabını hiç kimse bilmemektedir. İşin aslı, Mia'ya dair bilinmeyenlerden yalnızca biridir bu... 17 ülkede yayınlanan, zekice kurgulanmış sıra dışı hikâyesiyle İyi Kız, kusursuz ailelerin bile göründükleri kadar mükemmel olmadıklarını kanıtlar nitelikte çarpıcı bir ilk roman.
"Karakterlerin yaşadığı ruhsal çöküntülerin ve ikilemlerin son derece gerçekçi ve çarpıcı bir dille kaleme alındığı muhteşem bir ilk roman."
-Publishers Weekly-
"Her sayfasında okuyanları yerine çivileyecek türden çarpıcı bir psikolojik
gerilim romanı."
-Chicago Tribune-
"İnanılmaz olana inanmaları konusunda okuyucularına meydan okuyan Mary Kubica'nın üslubuna hayran kalmamak elde değil."
-New York Times-
(Tanıtım Bülteninden)
Kitabın, çok satanlar listesinden düşmediğini görünce bir de üstelik kampanyalı satışına da denk gelince almamak olmaz diye düşündüm. Genellikle yazarların ilk romanlarını okurken biraz tedirgin olsam da bu kitap beklentimi hiç de karşılıksız bırakmadı. Gayet akıcı ve enteresan konusuyla okuyucuyu adeta bağlıyor kendine. Anlatım şekli ki üç ayrı baş karakterin dilinden anlatılıyor, olaylara farklı açılardan bakarak okumayı sağlıyor. Kitabın ilk üçte birini okuyunca her ne kadar sonunun nasıl beklenmedik bir son olacağını tahmin etsem de dediğim gibi kurgu çok iyi olduğundan kitabı bırakamıyorsunuz. İlk bakışta basit bir kaçırılma olayı gibi gözükse de olaylar ve akış okuru bambaşka sonuçlara götürüyor. Zevkle ve merakla okunacak bir roman diyebilirim.
Bir solukta okudum çok akıcı ve merak uyandırıcıydı. Hem de yazarın ilk kitabıymış ben çok başarılı buldum. Hele sonunda vay be dedirtti.
Bu tarz sevenlere tavsiye edilir.
Kurgu çok güzeldi .nelerin ardından neler çıktı .
Valla müge anlı olsaydı kızı hemen bulurdu ;) :) :)
Ama olan Colin'e oldu üzüldüm ve çok ağladım :'( :'(
Şu stockholm sendromu birçok kitapta var ama hala sendromun özünü kavrayamadim gitti .
Ah bu amerikan babalar yok mu hepsi bi değişik valla :/
Kaçırılan bir kız... onun kaçırıldıktan sonraki ve bulunduktan sonraki durumu.
Gayet akıcı bir dille yazılmış olmasına rağmen kitabın kapak tasarımı ve ismi size bir takım ipuçlar veriyor ne yazık ki! O yüzden ne olacak diye meraklanmadım ama meraklanmadığım halde bile sürüklenerek okudum. Çok bir şey beklemezseniz hoşunuza gidecek bir kitap olabilir.
Bir okur Lucy Christopher'ın "Keşke senden nefret edebilseydim" kitabına benzetmiş. Benim de okurken sık sık aklıma geldi.
Kitabın sonundaysa, zorba ebeveynlere bir öğüt mü, yoksa itaatsiz evlatlara bir ceza mı olup olmadığına karar vermekte okuyucuların yargısına kalıyor.
Kitap bir olayın etrafındaki üç karakter tarafından anlatılıyor. Sanırım yazar bu teknikle heyecanı canlı tutmaya çalışmış ama başaramamış. 2-3 sayfada bir diğer karaktere geçmek sadece can sıkıyor. Kitap gerilim-gizem türünde olmaya çalışmış ama başaramamış. Son 30 sayfada yaşanan olay daha ilk sayfalardan tahmin edilebilir.
Hayatımda hiç bu kadar yavaş ilerleyip sıkan bir kitap görmedim. İki puanı bile haketmiyor da neyse...
Bazen hiçbirşey göründüğü gibi olmaz. Kötü gerçekten kötü,iyi ise gerçekten iyi olmayabilir. Yapılan bir plan çok farklı sonuç doğurabilir...
Çok süründü elimde ama ilk çeyrekten sonra anlatıma ve zaman geçişlerine alıştım merakla sonunu getirdim. Sonu ise "vay be..."dedirtti...Film senaryosu bile çıkar bu kurgudan. Senin için üzgünüm Owen.....4/5☆
3 karakterin ağzından dönüşümlü anlatılması ve önce sonra geçişleriyle beğendiğim bir kitaptı. Sonuna hazır değildim, daha farklı bekliyordum bir anda geldi son ama çarpıcıydı. Yazarın ilk romanı olmasına rağmen gayet başarılı. Tabi çevirmenin de edebi yeteneğine hayran kalmamak imkansız.
Martı Yayınları tarafından yayınlandı