“İyilik yap denize at, balık bilmezse Hâlik bilir!” İslam inancı on dört yüzyılı aşkın bir süredir hayırseverliği vaaz ediyor olmasına rağmen İslamiyet tarihi bu bakış açısından hemen hemen hiç araştırılmadı. Oysa sultanların, servet sahiplerinin, hatta orta halli insanların hayır için kurduğu vakıflar her çağda Müslüman toplumları ve kültürleri biçimlendirmişti. İslamiyetin doğuşundan bugüne kadar tarihsel koşulların, toplumsal statünün, toplumsal cinsiyetin, yaşın ve birçok diğer faktörün dini ideallerle etkileşim içinde hayırseverliğin birçok biçimini yarattığını görüyoruz. Yazar bu kitabında Müslüman toplumlardaki hayırseverliğin temel kavram ve kurumlarını açıklıyor, toplumun her katmanında süregelen gönüllü faaliyetleri anlatıyor. Yazılı metinleri, yapıları, imgeleri ve objeleri kullanarak hayırseverliğin ardındaki güdüleri, varsılı ve yoksulu nasıl etkilediğini ve bunun nasıl siyasi hayatın bir parçası olduğunu gösteriyor. Kitabın birinci bölümü zekâta yakından bakıyor. İkinci bölümde, Müslümanların hayatında önemli bir yer tutan gönüllü hayır işlerine vesile olan günler ve Müslüman dünyada hayır işinin herhalde en belirgin ve tanınmış şekli olan vakıflar irdeleniyor. Üçüncü bölümde ise bağış alanların bağışların şekillenmesindeki rolünü anlamaya ve hayır işinin etkisini değerlendirmeye çalışılıyor. Dördüncü bölümde bağış alanların en büyük grubu olan yoksullarla muhtaçlar ele alınıyor. Nihayet beşinci bölümde devlet ile sivil toplum örgütleri veya özel kuruluşların toplumsal refah alanındaki katkıları tartışılıyor. İslam toplumları tarihinin hayırseverliğin prizmasından bakılarak yeniden okunması, yönetimler ile yöneticilerin rolü, bireysel ve toplumsal sorumluluğun mahiyeti, dini öğretinin gücü, ailenin ve daha geniş hanelerin yapısı ve işlev tarzı; akrabalar, komşular ve yabancılar arası bağlantılar; cinsiyetin bireysel roller ve statü üstündeki derin etkisi ve servetin uygun kullanımına ilişkin tutumlara dair yeni bir perspektif sunuyor. Osmanlı tarihi profesörü Amy Singer’in Türkçe yayınlanan diğer eserleri Kadılar, Kullar, Kudüslü Köylüler (Tarih Vakfı, 1996) ve Osmanlı’da Hayırseverlik Kudüs’te bir Haseki Sultan İmareti (Tarih Vakfı, 2004).
“İyilik yap denize at, balık bilmezse Hâlik bilir!” İslam inancı on dört yüzyılı aşkın bir süredir hayırseverliği vaaz ediyor olmasına rağmen İslamiyet tarihi bu bakış açısından hemen hemen hiç araştırılmadı. Oysa sultanların, servet sahiplerinin, hatta orta halli insanların hayır için kurduğu vakıflar her çağda Müslüman toplumları ve kültürleri biçimlendirmişti. İslamiyetin doğuşundan bugüne kadar tarihsel koşulların, toplumsal statünün, toplumsal cinsiyetin, yaşın ve birçok diğer faktörün dini ideallerle etkileşim içinde hayırseverliğin birçok biçimini yarattığını görüyoruz. Yazar bu kitabında Müslüman toplumlardaki hayırseverliğin temel kavram ve kurumlarını açıklıyor, toplumun her katmanında süregelen gönüllü faaliyetleri anlatıyor. Yazılı metinleri, yapıları, imgeleri ve objeleri kullanarak hayırseverliğin ardındaki güdüleri, varsılı ve yoksulu nasıl etkilediğini ve bunun nasıl siyasi hayatın bir parçası olduğunu gösteriyor. Kitabın birinci bölümü zekâta yakından bakıyor. İkinci bölümde, Müslümanların hayatında önemli bir yer tutan gönüllü hayır işlerine vesile olan günler ve Müslüman dünyada hayır işinin herhalde en belirgin ve tanınmış şekli olan vakıflar irdeleniyor. Üçüncü bölümde ise bağış alanların bağışların şekillenmesindeki rolünü anlamaya ve hayır işinin etkisini değerlendirmeye çalışılıyor. Dördüncü bölümde bağış alanların en büyük grubu olan yoksullarla muhtaçlar ele alınıyor. Nihayet beşinci bölümde devlet ile sivil toplum örgütleri veya özel kuruluşların to... tümünü göster
Karton Cilt, 328 sayfa
2012 tarihinde, KİTAP YAYINEVİ tarafından yayınlandı