Her kitabın bir serüveni var. Bu serüven, önce bizzat yazarın yaşadığı. sonra okuruyla paylaştığı bir kaderdir aslında. İzler ne bir roman ne de bir sinema senaryosu. Ama fotoğraf karelerinin peş peşe akışına benzeyen formatı, geçmişi ve yaşanılan anı iç içe buluşturması; gerçekte kurgu ya da biçim kaygısından çok yazarının hayata karşı duruşunu yansıtıyor oluşu kitaplaşmasını meşrulaştıran bir gerekçe sayılabilir. Estetik kaygı bir yana, gazete üslubu içinde güncelle kalıcı olanın, evrensel mekan duygusunun yerelle kesiştiği, geçmişin bugünle hatta gelecekle buluştuğu bir süreci yakalama bilincinin bir ürünü olarak İz ler ortaya çıktı. Kayda geçilmemiş anılarla henüz not edilmemiş yaşanan anı buluşturmayı denedi İzler. İz ler, geçmişten bugüne çağrılmış bir cevap olarak düşünülebilir. Parçalar zaman ve mekan/lar arası kesintilerle oluşan bir süreklilik, bütünlük kaygısının tahrik ettiği arayış İzler biçiminde ortaya çıktı. İzler geçmişten bugüne verilmiş bir cevap olarak, anılar yığını olmaktan çok yaşayanları ve yaşanan anı önemseyen/gözeten, hayatı yeniden kurgulamaya, yeni bir dünya inşa etmeye yönelik bir duyarlılığın günübirlik telaşlarımızdan bir an için olsun sıyrılma çabası olarak da okunabilir.
Her kitabın bir serüveni var. Bu serüven, önce bizzat yazarın yaşadığı. sonra okuruyla paylaştığı bir kaderdir aslında. İzler ne bir roman ne de bir sinema senaryosu. Ama fotoğraf karelerinin peş peşe akışına benzeyen formatı, geçmişi ve yaşanılan anı iç içe buluşturması; gerçekte kurgu ya da biçim kaygısından çok yazarının hayata karşı duruşunu yansıtıyor oluşu kitaplaşmasını meşrulaştıran bir gerekçe sayılabilir. Estetik kaygı bir yana, gazete üslubu içinde güncelle kalıcı olanın, evrensel mekan duygusunun yerelle kesiştiği, geçmişin bugünle hatta gelecekle buluştuğu bir süreci yakalama bilincinin bir ürünü olarak İz ler ortaya çıktı. Kayda geçilmemiş anılarla henüz not edilmemiş yaşanan anı buluşturmayı denedi İzler. İz ler, geçmişten bugüne çağrılmış bir cevap olarak düşünülebilir. Parçalar zaman ve mekan/lar arası kesintilerle oluşan bir süreklilik, bütünlük kaygısının tahrik ettiği arayış İzler biçiminde ortaya çıktı. İzler geçmişten bugüne verilmiş bir cevap olarak, anılar yığını olmaktan çok yaşayanları ve yaşanan anı önemseyen/gözeten, hayatı yeniden kurgulamaya, yeni bir dünya inşa etmeye yönelik bir duyarlılığın günübirlik telaşlarımızdan bir an için olsun sıyrılma çabası olarak da okunabilir.