Arka Kapak
Ertelememektir hayat...
Yapmak istediklerini korkularının arkasına saklamamak...
Acayip acıdır bazen, acayip acıtır.
Kaybettiğinde fena halde hüzündür...
Bulduğunda sevinç gözyaşı...
Zamanı geldiğinde gitmektir, bazen gideni beklemek uzun uzun...
Beden dersi gibidir akıcı...
3-5 nöbetine benzediğinde hiç çekilmez, süner.
Direksiyonda otururken yayayı, karşıya geçerken sürücüyü anlayabilmektir...
Çok özlemektir be abicim...
Fedakârlıktır hayat, direniştir...
O gece üst sınıftan abiler o eşşek şakasını yapmasa bütün bunlar yaşanmayacaktı belki. Onca umutsuz aşkın arasında, onca tehlikeli yola girmeyecektik!
Sal Sokağı Çocukları'nın hikâyesi bu... Kaderle zar atmayıp, kendi yolunu çizmek için boylarından bi miktar büyük işlere kalkışan, çeteci amcaların silahından değil yan sınıftaki kızların gözlerinden korkan, soygun yapmaya cesaret eden, ama âşık olduğu kıza "Seni seviyorum" diyemeyen delikanlıların...
Karadeniz kıyısında bir yatılı okuldan sıcak öyküler sızıyor. Hepinizin başına gelebilecek kadar sıradan, babanızdan dinleseniz inanmayacağınız kadar sıradışı. Daha ilk aşklarının artçı şoklarını atlatamayan bir grup ergen ve büyük bir soygun planı...
Zekice kurgulanmış, eğlenceli, sürükleyici, komik bir ilk romanla karşı karşıyayız. Güldürürken ağlatan, sevginin iyileştirici gücünü hissettiğiniz küçük bütçeli ama unutulmaz bir film misali... Altıncı sınıf belalı abilere posta koymak kadar keyifli, kopya çekmek kadar riskli... Haftasonu kadar hızlı, pazar akşamı kadar kasvetli, pazartesi ilk ders kadar sıkıntılı... Ama tatillerde anneye kavuşmak kadar umutlu, ev yemeği kadar huzur verici... Ve ilk aşkının elini tutmak kadar heyecanlı... Hayat gibi işte...
Öykümüz öykünüzdür. Dışarıda kalmayın. Yaklaşın... Bu romanda hepinize yer var.
Arka Kapak
Ertelememektir hayat...
Yapmak istediklerini korkularının arkasına saklamamak...
Acayip acıdır bazen, acayip acıtır.
Kaybettiğinde fena halde hüzündür...
Bulduğunda sevinç gözyaşı...
Zamanı geldiğinde gitmektir, bazen gideni beklemek uzun uzun...
Beden dersi gibidir akıcı...
3-5 nöbetine benzediğinde hiç çekilmez, süner.
Direksiyonda otururken yayayı, karşıya geçerken sürücüyü anlayabilmektir...
Çok özlemektir be abicim...
Fedakârlıktır hayat, direniştir...
O gece üst sınıftan abiler o eşşek şakasını yapmasa bütün bunlar yaşanmayacaktı belki. Onca umutsuz aşkın arasında, onca tehlikeli yola girmeyecektik!
Sal Sokağı Çocukları'nın hikâyesi bu... Kaderle zar atmayıp, kendi yolunu çizmek için boylarından bi miktar büyük işlere kalkışan, çeteci amcaların silahından değil yan sınıftaki kızların gözlerinden korkan, soygun yapmaya cesaret eden, ama âşık olduğu kıza "Seni seviyorum" diyemeyen delikanlıların...
Karadeniz kıyısında bir yatılı okuldan sıcak öyküler sızıyor. Hepinizin başına gelebilecek kadar sıradan, babanızdan dinleseniz inanmayacağınız kadar sıradışı. Daha ilk aşklarının artçı şoklarını atlatamayan bir grup ergen ve büyük bir soygun planı...
Zekice kurgulanmış, eğlenceli, sürükleyici, komik bir ilk romanla karşı karşıyayız. Güldürürken ağlatan, sevginin iyileştirici gücünü hissettiğiniz küçük bütçeli ama unutulmaz bir film misali... Altıncı sınıf belalı abilere posta koymak kadar keyifli, kopya çekmek kadar riskli...... tümünü göster
Dili çok basit ondan ilgimi çekmedi.Bitirirken zorlandım sadece kitabın arkasındaki bölüm hoşuma gitti.Olaylar basit ve sıkıcıydı.
Ciltsiz, 264 sayfa
2012 tarihinde, Hayykitap tarafından yayınlandı