Mihail Bakhtin 1920lerde başlayıp 1975teki ölümüne dek Sovyetler Birliğinde sürdürdüğü çalışmalarla Avrupa ve ABDnin 1980 sonrası entelektüel ortamına damgasını vurmuş bir insan bilimleri ve dil felsefecisi, kültür ve edebiyat kuramcısıdır. Bu konudaki tartışmalara 60larda egemen olan yapısalcı ve 70lerde yaygınlık kazanan yapısalcılık sonrası yaklaşımların sınırlarını belirlenip aşılması yolundaki çabaların en güçlü, en verimli esin kaynağı olmuştur. Yapıtlarını, kendisinden habersiz, hatta kendisinden sonra geliştirilmiş birçok kurama verilmiş yanıtlar olarak okumak mümkündür. Biçimciliğe ve yapısalcılığa yanıtında tarihselliği ve sözün toplumsal yaşamını; yapısalcılık sonraki antihümanist kuşkuculuğa yanıtında da bağlamsallığı ve toplumsal bir ütopyayı kavramlaştırmanın dilini oluşturmuştur. Marksist eleştiriye, kaba indirgemeciliğe direnen, dilin ve edebiyatın toplumsal yaşamı kurma işlevini vurgulayan bir boyut katmıştır. Günümüzde feminist, postkolonyalist, Marksist eleştiri söylemlerinde, kültür çalışmaları alanında, Bakhtinin diyalog ve karnaval kavramlarına değinmeden ilerleyen bir tartışma bulmak zordur.Bu derleme için seçilen yazılarda incelenen alan edebiyat, tanımlananlar ise tür, karnaval ve romandır. Edebiyatta özgün yaratıyla onu mümkün kılan verili anlam dünyası, tek bir söz edimiyle bütün bir dil, şimdiyle geçmiş, tür kavramı içinde birbirine dokunur. Karnaval, edebiyatla edebiyat dışının maksimum temas noktasıdır. Romandaysa tür ve karnaval kavramları kesişir. Edebiyat türleri de edebiyat dışı söz türleri de karnavalımsı bir kural tanımazlıkla roman içinde birbirleriyle haşır neşir olur, çatışır. Bu iç içe geçiş ve kural tanımazlık zorunlu olarak her bir türün kendi bütünlüğünü ve kurallarını sarsar, geleneksel anlamıyla tür kavramının alaşağı edilmesine neden olur. Karnavalın sunduğu hazzın kaynağında, sözün somut gerçeklikle bağlarını yeniden keşfedişi yatmaktadır.Bakhtinin kuramı, yapısalcılık sonrası dönemde hayat olup olmadığını merak etmeye başlayan edebiyat eleştirmenlerine yeni bir umut verdi.David LodgeMikhail Bakhtin, insan bilimleri alanındaki en önemli Sovyet Düşünürü ve yirminci yüzyılın en büyük edebiyat kuramcısıdır.Tzcetan Todorov
Mihail Bakhtin 1920lerde başlayıp 1975teki ölümüne dek Sovyetler Birliğinde sürdürdüğü çalışmalarla Avrupa ve ABDnin 1980 sonrası entelektüel ortamına damgasını vurmuş bir insan bilimleri ve dil felsefecisi, kültür ve edebiyat kuramcısıdır. Bu konudaki tartışmalara 60larda egemen olan yapısalcı ve 70lerde yaygınlık kazanan yapısalcılık sonrası yaklaşımların sınırlarını belirlenip aşılması yolundaki çabaların en güçlü, en verimli esin kaynağı olmuştur. Yapıtlarını, kendisinden habersiz, hatta kendisinden sonra geliştirilmiş birçok kurama verilmiş yanıtlar olarak okumak mümkündür. Biçimciliğe ve yapısalcılığa yanıtında tarihselliği ve sözün toplumsal yaşamını; yapısalcılık sonraki antihümanist kuşkuculuğa yanıtında da bağlamsallığı ve toplumsal bir ütopyayı kavramlaştırmanın dilini oluşturmuştur. Marksist eleştiriye, kaba indirgemeciliğe direnen, dilin ve edebiyatın toplumsal yaşamı kurma işlevini vurgulayan bir boyut katmıştır. Günümüzde feminist, postkolonyalist, Marksist eleştiri söylemlerinde, kültür çalışmaları alanında, Bakhtinin diyalog ve karnaval kavramlarına değinmeden ilerleyen bir tartışma bulmak zordur.Bu derleme için seçilen yazılarda incelenen alan edebiyat, tanımlananlar ise tür, karnaval ve romandır. Edebiyatta özgün yaratıyla onu mümkün kılan verili anlam dünyası, tek bir söz edimiyle bütün bir dil, şimdiyle geçmiş, tür kavramı içinde birbirine dokunur. Karnaval, edebiyatla edebiyat dışının maksimum temas noktasıdır. Romandaysa tür ve karnaval kavramları kesiş... tümünü göster