Hayallerin var ettiği hayatlardır anlatılan. Hayalleri olmadan bir hiçtir bu hayatlar. Yokluktur, tutunacak bir dalı olmayıştır... Geçmişte de yokluk vardır, gelecekte de. Her yanda acımasızlık, her yanda sevgisizlik... Hasan Ali Toptaşın ilk kez 1996 yılında yayımlanan romanı Kayıp Hayallar Kitabı işte böyle bir atmosfer çizer. Küçük bir kasabada geçen romanın baş kahramanı da yaşama katlanmak için hayallerine yaslanan Hasan isimli bir çocuktur. Kavga gürültü bir aileden, tıpkı kendi gibi hayalleriyle var olmaya çalışan bir babadan gelmektedir Hasan. Tek avuntusu, sürekli gizlice girip, sürekli kovulduğu sinema salonudur. Hayallerin sarayıdır...Kayıp Hayaller Kitabında Toptaş, taşraya çeviriyor bakışları. Küçük dünyaların büyük yalnızlıklarını anlatıyor, tekdüzeliği, bir türlü değişmezliği, kaderine tutsak olmuş kasabaları ve insanlarını. Ve bunu yaparken, her zamanki gibi, şiirsel bir dil kullanıyor yazar. Olağanüstü çekici bir anlatımla okurunu alıp götürüyor taşranın boğucu havasına. Bir yığın bulmacanın içine bırakıveriyor, kayıp parçaları da serpiştiriyor oraya buraya. Edebiyat okuruna da bu bulmacaları çözmek, kayıp parçaları birleştirmek düşüyor. Kısaca Kayıp Hayaller Kitabı, müthiş bir edebiyat zevki sunuyor...
Hayallerin var ettiği hayatlardır anlatılan. Hayalleri olmadan bir hiçtir bu hayatlar. Yokluktur, tutunacak bir dalı olmayıştır... Geçmişte de yokluk vardır, gelecekte de. Her yanda acımasızlık, her yanda sevgisizlik... Hasan Ali Toptaşın ilk kez 1996 yılında yayımlanan romanı Kayıp Hayallar Kitabı işte böyle bir atmosfer çizer. Küçük bir kasabada geçen romanın baş kahramanı da yaşama katlanmak için hayallerine yaslanan Hasan isimli bir çocuktur. Kavga gürültü bir aileden, tıpkı kendi gibi hayalleriyle var olmaya çalışan bir babadan gelmektedir Hasan. Tek avuntusu, sürekli gizlice girip, sürekli kovulduğu sinema salonudur. Hayallerin sarayıdır...Kayıp Hayaller Kitabında Toptaş, taşraya çeviriyor bakışları. Küçük dünyaların büyük yalnızlıklarını anlatıyor, tekdüzeliği, bir türlü değişmezliği, kaderine tutsak olmuş kasabaları ve insanlarını. Ve bunu yaparken, her zamanki gibi, şiirsel bir dil kullanıyor yazar. Olağanüstü çekici bir anlatımla okurunu alıp götürüyor taşranın boğucu havasına. Bir yığın bulmacanın içine bırakıveriyor, kayıp parçaları da serpiştiriyor oraya buraya. Edebiyat okuruna da bu bulmacaları çözmek, kayıp parçaları birleştirmek düşüyor. Kısaca Kayıp Hayaller Kitabı, müthiş bir edebiyat zevki sunuyor...
Türk edebiyatının yaşayan en iyi romancısı.
Hasan Ali Toptaş'ın kendi geçmişinden, çocukluğundan, doğup büyüdüğü kasabadan beslenerek yazdığı bu romanda müthiş bir dil işçiliği var.Oldukça sıradan konuları öyle güzel betimlemelerle anlatıyor ki her cümlede kendinizi o kasabada buluyorsunuz.Bakın demedi demeyin bu adam bir gün Nobel edebiyat ödülü alırsa hiç şaşırmam.
Kitap keşkelerin kitabı.Gerçekten de yitirilmiş hayallerin kitabı.