1863te yayımlanan Kazaklar, Tolstoyun yarı-otobiyografik kitaplarından biridir. Genç ve zengin bir Moskovalı olan Olenin, daha sahici bir hayat arayışıyla Rus ordusuna yazılıp Kafkaslara gider. Birliğiyle yerleştiği bir Kazak köyünde, bir yandan tabiatın ihtişamı karşısında sarhoş olur, bir yandan Kazak ve Çeçenlerin kaba güçlerinden etkilenir, bir yandan da köylü bir kıza duyduğu aşkın karşılıksız kalışıyla, kısa süreli de olsa ruhsal bir uyanış yaşar. Capcanlı ayrıntılar, aşk acısı ve tabiatın güzellikleriyle örülmüş bu güçlü hikâyeyi Leyla Soykutun Rusça aslından yaptığı çeviriden okuyacaksınız.Dilimizde yazılmış en güzel hikâye.Ivan TurgenyevKazakları okurken, her satırda, her kelimede yepyeni, hakiki bir sanat buldum.William Dean Howells
******
Dönemin Kazaklarının ve yöresel kahramanlarının, Tolstoyun geniş hayal gücü ve şiirli diliyle anlatıldığı yapıt, Rusça aslından ve tam olarak Nedim Önal tarafından Türkçeleştirilmiştir.
************
Kabına sığamayan bir Rus gencinin kendini bulmak için gittiği Kafkasyada kazaklar arasında geçirdiği bir yılı anlatan bu roman Turganyeve göre Rus romanının en güzel örneklerinden biridir.
Bu roman Rus genci Olenin, Kazak Yeroşka, Luka, güzel Mariana ve görkemli Kafkas Dağlarının şiiridir.
************
Yazar Servet Somuncuoğlunun bir küçük iz üzerine Kazakların peşine düşmesinin yarattığı bir sevgi öyküsü. 1700lü yıllarda Rusyadaki vatanlarından ayrılmak zorunda kalan Kazaklar ve Malakanlar ülkemize yerleşip Anadoluyu ikinci bir vatan bilirler. Taa ki 1962 yılında gerçekleşen geri dönüş yaşanana kadar. Rusyaya geri dönerler dönmesine ama kalplerinin bir yarısı bu topraklarda kalır. Yazar Servet Somuncuoğlu kitabı yazış nedenini önsözde şöyle anlatıyor: u kitaba biraz da macera olsun diye başlamıştım. İşte bu macera tutkusuyla Kazakların ve Malakanların hikayesine ulaştım. Bu hikayeyi de paylaştım sizlerle. Tarih; bir bilinmezler ve açmazlar dünyası değil, aksine son derece zevkli ve keyifli yolculukların ülkesi. Bu ülkede izler aramak, izlerin peşinden bilinmeyene ulaşmak her zaman mümkün. Bir küçük işaretin beni ve sizi nereye götüreceğini bilmek için, satırlarıma devam ettim. Şimdi gerçeklerle düşlerin birbirine karıştığı yolculuğumuz, içinizden geldiği gibi devam etsin, derleyip toparladığımız bu küçük izin peşinden...
************
Büyük Rus yazarı Lev Tolstoyun ilk yapıtı olan Kazaklar, iki karşıt dünyanın çarpıcı bir üslupla karşılaştırılmasıdır. Bu iki farklı dünyadan biri çeşitli kültürlerin etkisi altında yaşayan ve kibarları oluşturan aristokratların, diğeri ise, kendi geleneklerine sıkı sıkıya bağlı ve başka bir kültürle karşılaşmamış olan halkın dünyasıdır. Tolstoy, dağlarda yaşayan Terek Kazaklarını anlatırken bu insanların ülkeden kopuşlarının nedenlerini, içinde bulundukları koşulların onları nasıl savaşçı kıldığını gerçekçi bir üslupla sergiler.Kazaklar: Kültürlerin çatışması.
************
Kazaklarda insanın doğal durumuyla toplum tarafından bozulmuşluğu arasındaki karşıtlığı ustaca işleyen Tolstoy, bu sade insanların yaşantısında adeta bir çıkış yolu bulmaya çalışmaktadır
************
Rusyadan aldığım mektuplarda, ordaki tanıdıklarımın en yakınların bana acıdıklarını öğreniyorum.Bence hepiniz değersiz ve acımasız insanlarsınız!...Siz mutluluğun ne olduğunu ve yaşamayı bilmiyorsunuz.Her gün benm gördüğüm şeyleri görmeli ve anlamalısınız.Dağların doruklarındaki ulaşılmaz karı görmelisiniz.Biz kadının, insana Tanrı elinden çıkmış ilk kadın da böyleydi diye düşündüren hiç bozulmamış saygınlığını ve güzelliğini görmelisiniz.O zaman kimin yaşamını yıktığına, sizin mi yoksa benım mi, kimin, gerçekten yanlış yaşadığına karar verebilirsiniz.Oyunlarınız ve düşlerinizle ne denli acınacak, ne denli utanılacak durumda olduğunuzu bir bilseniz! Yaşadıığım kulubelerin, ormanların ve aşkı, sizin sosyete salonlarınızla, kadınların takma saçlara beslenmiş pomatlı saç lüleriylei doğal olmayan dudak büzüşleriyle, gözlerden saklanan zayıf, çarpık bacaklarıyla karşılaştırdığım zaman bütün varlığım baş kaldırıyor�
************
Tolstoy Kazakları 30lu yaşlarının ortasında, mutluluğu aradığı bir dönemde kaleme almıştır.Romanın kahramanı Olenin de Tolstoy gibi, Moskovanın kibar çevreleri etrafında dönüp durmaktan sıkılmış, farklı hayatların peşine düşerek Kazakların arasında yaşamaya başlamıştır.Hayatında yepyeni bir sayfa açan Oleninin Kazak mıyla tanışması ve bir Kazak kızına âşık olması etrafında gelişen hikâye, aynı dönemde yaşayıp birbirinden alabildiğine farklılıklar gösteren iki toplumu mukayese ederek, hayatın faklı yorumlanış biçimlerini gözler önüne serer.
************
Yazar iki farklı dünyayı çarpıcı bir üslupla inceler. Dağlarda yaşayan Terek Kazaklannı anlatırken, bu insanların ülkelerinden kopuş nedenlerini, içinde bulundukları koşulların onları nasıl savaşçı kıldığını sergiler bütün gerçekçiliğiyle. Doğayı ve doğa ile başbaşa yaşama özlemini saf bir aşk çerçevesinde anlatır. Sanat gücünü ve düşünce derinliğini en açık şekilde ortaya koyar...Arayış ve krizlerle dolu bir hayatın derin yansımaları, onu sıradan bir yaşamın içine çeker ve hayatın anlamını halkın yalın inancında bulur. Farklı iki dünya, çeşitli kültürlerin etkisinde yaşamını sürdüren aristokratlar ve kendi geleneklerine sıkıca bağlı, başka kültürlerle karşılaşmamış, yabanıl ve dövüşken Kazakların dünyası...İnsanın doğal durumuyla toplum tarafından bozulmuşluğu arasındaki bu karşıtlıkta, sade insanların yaşantısında görür çıkış yolunu ve aşkın gerçek yüzünü keşfeder.
******
1863te yayımlanan Kazaklar, Tolstoyun yarı-otobiyografik kitaplarından biridir. Genç ve zengin bir Moskovalı olan Olenin, daha sahici bir hayat arayışıyla Rus ordusuna yazılıp Kafkaslara gider. Birliğiyle yerleştiği bir Kazak köyünde, bir yandan tabiatın ihtişamı karşısında sarhoş olur, bir yandan Kazak ve Çeçenlerin kaba güçlerinden etkilenir, bir yandan da köylü bir kıza duyduğu aşkın karşılıksız kalışıyla, kısa süreli de olsa ruhsal bir uyanış yaşar. Capcanlı ayrıntılar, aşk acısı ve tabiatın güzellikleriyle örülmüş bu güçlü hikâyeyi Leyla Soykutun Rusça aslından yaptığı çeviriden okuyacaksınız.Dilimizde yazılmış en güzel hikâye.Ivan TurgenyevKazakları okurken, her satırda, her kelimede yepyeni, hakiki bir sanat buldum.William Dean Howells
******
Dönemin Kazaklarının ve yöresel kahramanlarının, Tolstoyun geniş hayal gücü ve şiirli diliyle anlatıldığı yapıt, Rusça aslından ve tam olarak Nedim Önal tarafından Türkçeleştirilmiştir.
************
Kabına sığamayan bir Rus gencinin kendini bulmak için gittiği Kafkasyada kazaklar arasında geçirdiği bir yılı anlatan bu roman Turganyeve göre Rus romanının en güzel örneklerinden biridir.
Bu roman Rus genci Olenin, Kazak Yeroşka, Luka, güzel Mariana ve görkemli Kafkas Dağlarının şiiridir.
************
Yazar Servet Somuncuoğlunun bir küçük iz üzerine Kazakların peşine düşmesinin yarattığı bir sevgi öyküsü. 1700lü yıllarda Rusyadaki vatanlarından ayrılmak zorunda kalan Kazaklar ve Malakanlar ülkemize yerleşip Anado... tümünü göster
Betimlemeleri oldukça sağlam, çelişkilerde oldukça insani. Büyük keyif aldım okurken. Doğayla içiçe ve doğal yaşayan insanlar arasında bir yabancının kendini sorgulama, imkanı bulduğu güzel bir eser. Lakin daha çok betimleme ve Kazak toplumunu tanımlama üzerinde durduğundan iç çelişkiler üzerinde çok fazla derinleşilmeden bahsediliyor. Ben ikincisini daha çok arzuladığım için, öylesi olsun isterdim. Yoksa Tolstoy'un kitabı hakkında atıp tutmak haddime değil :)
Klasiklerin hakkinda düşünülenin aksine sıkılmadan okunabilicek bir kitap.
185 sayfa