Olağanüstü detaylarla bezeli pür şamata bir steampunk-zombi-zeplin macerası! Bu kitaba can dayanmaz! SCOTT WESTERFELD
Amerikan İç Savaşının ilk zamanlarında, buzlarla kaplı Klondike bölgesinde altın olduğuna dair söylentiler yüzünden bir yığın insan Kuzeybatı Pasifike akın eder. Amerikalı kanun koyucular Alaska bölgesini alıp almamayı tartışırken Rusya, buzun altındaki madeni çıkartacak bir makine yapması için Leviticus Blue adındaki bir mucitle anlaşır. Dr. Bluenun Olağanüstü Delicisi Kemik Titreten işte böyle ortaya çıkar.
Ama Kemik Titreten daha ilk denemesinde kontrolden çıkıp Seattle şehir merkezinin altını üstüne getirir ve sayısız insanın ölümüne neden olur. Ne var ki bu devasa aletin yol açtığı felaketin büyüklüğü daha sonra anlaşılacaktır: Kemik Titreten, soluyanları birer yaşayan ölüye çeviren zehirli bir gazın yüzeye çıkmasına sebep olmuştur.
Felaketten on altı sene sonra harap haldeki toksik şehrin etrafı artık bir duvarla çevrilidir. Dr. Bluenun dul eşi Briar Wilkes ve oğlu Ezekiel de bu virane şehrin sakinlerindendir. Dr. Bluenun kötü şöhreti hayatlarını daha da zorlaştırsa da onlar ayakta kalmayı başarır. Ta ki bir gün Ezekiel tarihi yeniden yazmak için duvarın diğer tarafına doğru tehlikeli bir yolculuğa çıkana dek.
Ezekieli duvarın diğer tarafında gözü dönmüş zombilerle, hava korsanlarıyla, tepeden tırnağa silahlı mültecilerle ve dolu bir şehir beklemektedir. Ve onu oradan sağ salim çıkartabilecek tek kişi annesi Briardır.
Olağanüstü detaylarla bezeli pür şamata bir steampunk-zombi-zeplin macerası! Bu kitaba can dayanmaz! SCOTT WESTERFELD
Amerikan İç Savaşının ilk zamanlarında, buzlarla kaplı Klondike bölgesinde altın olduğuna dair söylentiler yüzünden bir yığın insan Kuzeybatı Pasifike akın eder. Amerikalı kanun koyucular Alaska bölgesini alıp almamayı tartışırken Rusya, buzun altındaki madeni çıkartacak bir makine yapması için Leviticus Blue adındaki bir mucitle anlaşır. Dr. Bluenun Olağanüstü Delicisi Kemik Titreten işte böyle ortaya çıkar.
Ama Kemik Titreten daha ilk denemesinde kontrolden çıkıp Seattle şehir merkezinin altını üstüne getirir ve sayısız insanın ölümüne neden olur. Ne var ki bu devasa aletin yol açtığı felaketin büyüklüğü daha sonra anlaşılacaktır: Kemik Titreten, soluyanları birer yaşayan ölüye çeviren zehirli bir gazın yüzeye çıkmasına sebep olmuştur.
Felaketten on altı sene sonra harap haldeki toksik şehrin etrafı artık bir duvarla çevrilidir. Dr. Bluenun dul eşi Briar Wilkes ve oğlu Ezekiel de bu virane şehrin sakinlerindendir. Dr. Bluenun kötü şöhreti hayatlarını daha da zorlaştırsa da onlar ayakta kalmayı başarır. Ta ki bir gün Ezekiel tarihi yeniden yazmak için duvarın diğer tarafına doğru tehlikeli bir yolculuğa çıkana dek.
Ezekieli duvarın diğer tarafında gözü dönmüş zombilerle, hava korsanlarıyla, tepeden tırnağa silahlı mültecilerle ve dolu bir şehir beklemektedir. Ve onu oradan sağ salim çıkartabilecek tek kişi annesi Briardır.
Cherie Priest- Kemik Titreten
Kitabı bir iki ay önce almış okunacak kitaplar arasında unutmuştum. Okumaya başlayınca daha önce okumadığıma pişman oldum.
Kitap Amerikan iç savaşının başlangıcı sırasında Seattle’da geçen bir alternatif tarih ve steampunk hikayesi. Ruslar Clondike bölgesinde buzun altındaki altınları kazıp çıkartabilen bir makine tasarlanması ve yapılması için bir yarışma düzenlerler. Yarışmayı Seattle’dan zengin bilim adamı Leviticus Blue kazanır. İnşa ettiği makinaya “Kemik Titreten” adını verir. ilk deneme sırasında kontrolden çıkar ve onlarca kişiyi öldürür. Ama asıl olay bu yıkımın ardından bir gazın ortaya çıkarak insanları zombiye dönüştürmesidir. İnsanlar korkuyla kenti terk ederken gazı ve zombileri içeride tutabilmek için şehrin etrafı bir duvarla çevrilir. Kenti terk etmek istemeyen insanlar duvarın çevresine yerleşerek bir banliyö oluştururlar.
Bu olaydan 16 yıl sonra Leviticus Blue’nun eşi ve 15 yaşındaki oğlu duvarın dışındaki banliyöde oldukça zor koşullar altında yaşamlarını sürdürmeye çalışmaktadırlar. Briar sadece eşi yüzünden değil gaz ortaya çıktığında hapisteki bütün mahkumları salan babası içinde şehirdekiler tarafından suçlanmakta ve oğlundan gittikçe uzaklaşmaktadır. Ezekiel babası ve büyükbabası hakkındaki sorularının cevabını duvarın öteki tarafında alabileceğini düşünür. Ve annesine haber vermeden duvarın öteki tarafına geçer. Planlamadığı şey ise girdiği tünelin çökmesi ve kendisinin orada mahsur kalmasıdır. Annesi de oğlunun peşinden gider.
Roman hem Ezekiel’in hem de Annesi Briar’ın gözünden anlatılıyor. Her iki karakter de çok iyi. Her ne kadar kendilerini birbirlerine uzak hissetseler de bir annenin çocuğuna duyduğu sevgi ve bir çocuğun annesine duyduğu sevginin karşısında ne durabilir ki ?
Kitabı okumak isteyenler kendinizi zombilere (oldukça hızlı hareket eden zombiler) , Zeplinlerle hava savaşlarına , Mekanik kollu bir barmen kadına, kovalamacaya ve eğlenceye hazırlayın.
Bilimkurgu ve fantastik sevenlere hararetle tavsiye edilir.
Altına hücum döneminde Amerika: İç savaşla parçalanmış doğum sancıları çeken bir ülke... Klondike altınını çıkarmak için Rusların düzenlediği yarışmayı kazanan Dr.Blue "Kemik Titreten" adlı süper matkabını denemeye hazırdır. Deneme tam bir felakete dönüşür. Seattle şehir merkezini yer altından delik deşik eden Blue, depremlere ve göçüklere sebep olur. Makinanın kullandığı kimyasalları soluyan kişiler hasta olmakta ve yaşayan ölüler olarak vefatlarının ardından geri dönmektedirler. Seattle bir ölü kasabaya dönüşür; Zehir ve ölüleri içeri hapsetmek için yükselen 70 metre yüksekliğindeki Duvar, kasabayı 2 ye böler. Duvarın diğer yakasına kaçıp yeniden başlamaya çabalayan Dr. Blue'nun dulu Briar ve oğlu Zeke, geçmişin günahlarını sırtlayacak yegane insanlar olarak dışlanırlar. Zeke babasının adını temizlemek ve kökenlerini öğrenmek için cehenneme dalınca... annesinin onu takip edip kurtarmak dışında bir şeçeneği kalmaz.
Briar Wilkes, hem nefret ettiği babasının hem de kocasının hayaletlerini çocuğunda gördüğü için ondan uzak durmaktadır. 12 saatlik vardiyalarla kendini harap eden, başkasının günahlarının kefaretini ödemeye çalışan Briar, oğlunun vakit geçirdiği Limon özü( Zehir'den damıtılan bir uyuşturucu ) satıcılarından rahatsızlık duymakta ama işinden dolayı vakit ayıramamaktadır. Zeke inatçı, becerikli ve olgun bir çocuktur. Daha 15 yaşında olmasına rağmen kendine bakmayı öğrenmek zorunda kalmıştır. Annesinin yokluğuna dayanabilen ama kökenleri yüzünden aşağılanan dışlanan bu genç adam, çareyi Duvar'ın ardına geçip babasının şuçsuzluğunu kanıtlayacak bir şeyler aramakta bulur. Briar, ona baba olmak dışında her şeyde üstün tutulan bir adamın, ünlü kanun adamı Maynard'ın kızıdır. Duvar'ın öte yanındaki hurdacılar için bir aziz olan bu adam Banliyö'de de kaçakçı ve zehir tacirlerinin takdisini istediği, saygı duyduğu biridir. Tıpkı oğlu gibi Briar2da geçmişle yüzleşmek zorunda kalacaktır.
Yazar, dönem koşullarını son derece güzel yansıtmış. Tasvirler güçlü ve akılda kalıcı. Alternatif bir tarih olduğu için Viktoryen dönem koşullarını yansıtmıyor bunu belirtmeliyim. İcatlar çağının heyecan verici büyüsü, dişliler, buhar makinaları, zeplin ve elektrik gibi motifler; İç Savaş koşullarının dayattığı zorlu yaşam şartlarıyla son derece güzel bir tezat oluşturuyor. Aynı zamanda toplumsal mesajları da ırkçılık ve yabancı korkusu gibi konular üzerinde toplamış olan yazar, anne- oğul ilişkisini çok ustaca kullanmış: Çocuk kaçan, anne kovalayan rolünde. Çocuk geçmişi açığa çıkarıp annesinin acısını ve utancını dindirmeye çalışırken; anne geçmişin gömülü kalması gerektiğini öğrendiğinde oğlunun kalbinin kırılacağını belki de annesini red edeceğini düşündüğü için muğlak davranıyor.
Kullanılan motifler yeni değil, ancak bakış açıları ve işlenme tarzları son derece taze. kitabın temposu yüksek ve zaman karşı yarış hissi, gizemle yoğrulmuş kurgunun merak öğesini incelikle kullanması sayesinde son derece keyifli bir okuma sunuyor. Hugo ve Nebula ödüllerini teğet geçmiş son derece kaliteli bir kitap. Güçlü kadın motifleri ( Prenses, Briar, Lucy ) toplumsal mesajları, samimi ve akıcı dili büyük artıları. Tarz "Steampunk" , en yoğun kullanılan öğe " Zombi kıyameti". bilim kurgu hayranlarına ve zombi severlere taze bir soluk yeni bir bakış açısı olacaktır diye düşünüyorum.
Karton Cilt, 460 sayfa
Kasım2012 tarihinde, Karakedi Yayınları tarafından yayınlandı