Kent olgusu bir bakıma uygarlığın müteradiflidir. Uygarlık oluşturmak insan varlık yapısının temel yönsemelerinden biridir. Bir uygarlığın yozlaşmaya uğraması, dolayısıyla bu uygarlık içinde yaşayanların yozlaşmış olması, işbu temel yönsemenin yok sayılmasını gerektirmeyeceği gibi, onun sonuçlarının ortaya çıkmasını da engellemez ve onun reddini de gerektirmez. Böyle bir red ortaya çıktığında onu haklı da kılmaz. Bütün bu yok saymalara, red ve inkarlara rağmen, insan kendi varlık yapısında içkin bulunan yönsemenin isterlerini ifa etmekten geri durmaz. Çünkü insan, yalın tabiat içinde yaşamaz. O, tabiatı yaşayabileceği hale dönüştürür, bu demektir ki kent kurar. Kentten kaçan ya geri kente döner veya gittiği yeri kentleştirir: gittiği yerde kendine barınak, yol... inşa eder. Kendi gövdesini ve tabiatı örtmek, insan varlık yapısının kendiliğinden yönsemesidir: İlkinden giysi, ikincisinden de kent oluşuyor: bu da uygarlık olgusunun başka bir biçimde ifadesini tazammun ediyor.
Kent olgusu bir bakıma uygarlığın müteradiflidir. Uygarlık oluşturmak insan varlık yapısının temel yönsemelerinden biridir. Bir uygarlığın yozlaşmaya uğraması, dolayısıyla bu uygarlık içinde yaşayanların yozlaşmış olması, işbu temel yönsemenin yok sayılmasını gerektirmeyeceği gibi, onun sonuçlarının ortaya çıkmasını da engellemez ve onun reddini de gerektirmez. Böyle bir red ortaya çıktığında onu haklı da kılmaz. Bütün bu yok saymalara, red ve inkarlara rağmen, insan kendi varlık yapısında içkin bulunan yönsemenin isterlerini ifa etmekten geri durmaz. Çünkü insan, yalın tabiat içinde yaşamaz. O, tabiatı yaşayabileceği hale dönüştürür, bu demektir ki kent kurar. Kentten kaçan ya geri kente döner veya gittiği yeri kentleştirir: gittiği yerde kendine barınak, yol... inşa eder. Kendi gövdesini ve tabiatı örtmek, insan varlık yapısının kendiliğinden yönsemesidir: İlkinden giysi, ikincisinden de kent oluşuyor: bu da uygarlık olgusunun başka bir biçimde ifadesini tazammun ediyor.