Latin Amerika edebiyatının büyük yazarlarından sayılan Uruguaylı Mario Benedetti, aşkın, sürgünlüğün ve hayata tutunma azminin en güzel metinlerini yazdı. Yaşadığı dönemin zorlu koşullarında kalemiyle birlikte politik mücadelenin içinde ve sıcaklığında var oldu. Benedetti, Kırık Köşeli İlkbahar'da, vatanından koparılan ama yaşamaktan vazgeçmeyenlerin insanlık durumlarını kimi zaman bir çocuk aklının aydınlığıyla anlatıyor."Soğuk olmadığında yaz olduğunu düşünüyorum ve sıcak olmadığında da kış olduğunu. Bir de bakıyorum ki, sonbaharmış. Kış için giyeceğim var, yaz ve ilkbahar için de ama sanırım bunlar sonbaharda işime yaramıyor. Babamın olduğu yere daha yeni sonbahar gelmiş ve babam bana mutlu olduğunu çünkü demir parmaklıklar arasından kuru yaprakların geldiğini ve bu yaprakların benim mektupçuklarım olduğunu hayal ettiğini yazmış."
Latin Amerika edebiyatının büyük yazarlarından sayılan Uruguaylı Mario Benedetti, aşkın, sürgünlüğün ve hayata tutunma azminin en güzel metinlerini yazdı. Yaşadığı dönemin zorlu koşullarında kalemiyle birlikte politik mücadelenin içinde ve sıcaklığında var oldu. Benedetti, Kırık Köşeli İlkbahar'da, vatanından koparılan ama yaşamaktan vazgeçmeyenlerin insanlık durumlarını kimi zaman bir çocuk aklının aydınlığıyla anlatıyor."Soğuk olmadığında yaz olduğunu düşünüyorum ve sıcak olmadığında da kış olduğunu. Bir de bakıyorum ki, sonbaharmış. Kış için giyeceğim var, yaz ve ilkbahar için de ama sanırım bunlar sonbaharda işime yaramıyor. Babamın olduğu yere daha yeni sonbahar gelmiş ve babam bana mutlu olduğunu çünkü demir parmaklıklar arasından kuru yaprakların geldiğini ve bu yaprakların benim mektupçuklarım olduğunu hayal ettiğini yazmış."
Yorucu olmayan, kısa kısa bölümlerden oluşan, her bölümü ayrı bir karakterin seslendirdiği, siyasi içeriği ağır basıyor gibi gözükse de aslında gündelik hayatın duygularını açıkça yansıtan güzel bir kitap. Ana karakter olan, sürgün hayatı yaşayan Santiago ve ailesini görüyoruz kitapta. Her bölümde ayrı bir duyguyu yaşıyorsunuz, Beatriz'in (kızı) seslendirdiği bölümlerde bir çocuğun bakış açısını yakalıyorsunuz; saf, sevimli ve olduğu gibi. İhtiyar'ın (babası) seslendirdiği bölümlerde aksine bir olgunluk, yaşanmışlık görüyorsunuz. Graciela'nın (eşi) seslendirdiği bölümlerde ise ikilemleri, yaşamın zorluklarını, arada kalmışlıkları, tek başına hayatta kalabilme mücadelesini, aşkı, bağlılığı, sorumlulukları yaşıyorsunuz. Bazı bölümlerde Santiago'nun arkadaşları ve de yazarın kendisi sahneye çıkıyor. Karakterlerden birisi olan yazar, farklı bir açıdan ülkede yaşanmış askeri darbeyi, siyasi olayları ve sürgün hayatını bizlere gösteriyor. En çarpıcı bölümler elbette ki Santiago'nun mektuplarının olduğu bölümlerdi. Yalnızlığı, yalıtılmışlığı, özlemi, sevgiyi, tutkuyu, çaresizliği ama bununla birlikte umudun kırıntılarını görebileceğiniz; pişmanlıkları, itirafları, anıları zihninizde canlandırabileceğiniz çok özel mektuplar.
İlkbahar onun için apayrı, ona göre ilkbahar olan ve ilkbahar olmayan zamanlar var. Ve kendi mevsiminin bir köşesinden kırık olduğunun farkında olan Santiago, kırıkları tamir etmenin peşinde.
Karton Cilt, 208 sayfa
2014 tarihinde, Ayrıntı Yayınları tarafından yayınlandı