Düş Kesiği adlı üçüncü romanı 2010 yılında ''Oğuz Atay roman ödülü''nü kazanan Güray Süngü'nün yeni romanı Kış Bahçesi 2011'in ellerden düşürülmeyecek romanlarına aday.
Mevsimlerden kıştı, soğuktu hava. Çay içtiler karşılıklı, birlikte oturdukları tenha çay bahçesinde. Kış bahçesi diyorlardı artık böyle yerlere. Alüminyum çıtalar arasına gerilmiş şeffaf naylonlarla çeviriyorlardı çay bahçelerinin bazı açık kısımlarını ve çay bahçeleri kış bahçelerine dönüşüveriyordu. Gideceğini söyledi Ahmet orada, bu şehrin kokusuna dayanamadığını, içinde taşıyamayacağı kadar büyük bir nefretin soluk aldığını, gitmekten başka çaresi olmadığını söyledi. Hemen ciddiye aldı Derya, inanmamazlık edemedi, tanıdığı bu yaşı genç ruhu yaşlı adamın gitmekten ilk defa bahsettiği için gideceğini anladığından. Gitmeyecek olanlar, gidemeyecek olanlar bahsederlerdi gitmekten. Gidecek olanlar, konuşmazlardı, yalnızca giderlerdi. O halde gidecekti Ahmet.
Nereye diye sordu Derya, korkarak. Neresi olursa olsun, gitmek artık burada olmamak demektir, bunu düşünmemeye çalışarak.
Cevap vermedi Ahmet. Kendisi de bilmiyordu. Başka insanların olduğu bir yere dedi sadece, o da uzun bir sessizlikten sonra. Buradakiler gibi olmayan insanların yaşadığı bir yere. Öyle bir yer var mı, diye sordu Derya, cevaba inanmaya hazırlayarak kendisini. Öyle bir yer yok, diye cevapladı Ahmet, inceden tebessümü eşliğinde.
Düş Kesiği adlı üçüncü romanı 2010 yılında ''Oğuz Atay roman ödülü''nü kazanan Güray Süngü'nün yeni romanı Kış Bahçesi 2011'in ellerden düşürülmeyecek romanlarına aday.
Mevsimlerden kıştı, soğuktu hava. Çay içtiler karşılıklı, birlikte oturdukları tenha çay bahçesinde. Kış bahçesi diyorlardı artık böyle yerlere. Alüminyum çıtalar arasına gerilmiş şeffaf naylonlarla çeviriyorlardı çay bahçelerinin bazı açık kısımlarını ve çay bahçeleri kış bahçelerine dönüşüveriyordu. Gideceğini söyledi Ahmet orada, bu şehrin kokusuna dayanamadığını, içinde taşıyamayacağı kadar büyük bir nefretin soluk aldığını, gitmekten başka çaresi olmadığını söyledi. Hemen ciddiye aldı Derya, inanmamazlık edemedi, tanıdığı bu yaşı genç ruhu yaşlı adamın gitmekten ilk defa bahsettiği için gideceğini anladığından. Gitmeyecek olanlar, gidemeyecek olanlar bahsederlerdi gitmekten. Gidecek olanlar, konuşmazlardı, yalnızca giderlerdi. O halde gidecekti Ahmet.
Nereye diye sordu Derya, korkarak. Neresi olursa olsun, gitmek artık burada olmamak demektir, bunu düşünmemeye çalışarak.
Cevap vermedi Ahmet. Kendisi de bilmiyordu. Başka insanların olduğu bir yere dedi sadece, o da uzun bir sessizlikten sonra. Buradakiler gibi olmayan insanların yaşadığı bir yere. Öyle bir yer var mı, diye sordu Derya, cevaba inanmaya hazırlayarak kendisini. Öyle bir yer yok, diye cevapladı Ahmet, inceden tebessümü eşliğinde.
Karton Cilt, 320 sayfa
2011 tarihinde, Okur Kitaplığı tarafından yayınlandı